Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, dün, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ile Suriye’nin güneyindeki son durum hakkında fikir alışverişinde bulundu. Ürdün’ün, Suriye muhalefetiyle iletişimin sağlanması noktasında üstlendiği olumlu role vurgu yapan Lavrov, ABD’ye ise “Gerginliğin Azaltılması Anlaşması” kapsamındaki sorumluluklarını yerine getirmediğini ifade etti.

Lavrov ve Eymen es-Safedi arasında yapılan görüşmede, uzlaşı ve Rusya’nın Suriye muhalefetiyle gerçekleştirildiği müzakerelerin devamlılığı ön plana çıktı. Lavrov, Ürdün yönetiminin Suriye hükümeti ve muhalefet arasında anlaşma sağlanması yönündeki çabalarından da övgüyle bahsetti.

Lavrov’dan teröre karşı savaş vurgusu

Görüşme sonrası Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ile ortak basın toplantısı düzenleyen Lavrov, her iki tarafın da Suriye’nin güneyinde gerilimin azaltılması için ulaşılan uzlaşıların maddelerini onayladığını ifade etti. Ancak, “Terörist grupların, Suriye’nin güneyindeki Gerilimin Azaltılması Bölgeleri’nin yüzde 40’ını kontrol altında tuttuğunu” dile getiren Lavrov, bölgede “Teröre karşı savaşın” hala öncelik olduğunu vurguladı.

“Ürdün’ün kaygılarını anlıyoruz”

Lavrov, uluslararası toplumun siyasi şart öne sürmeksizin Suriye’ye insani yardımda bulunması gerektiğini kaydetti. Ürdün’de, Suriye’den gelen mülteci dalgasının büyük bir kaygı oluşturduğunu dile getiren Rus Bakan, “Ürdün’de şuan için 1.2 milyon mülteci bulunuyor. Ayrıca, binlerce mülteci de sınırın Suriye tarafında bekliyor. Ürdün’de mülteci sorunundan kaynaklanan kaygıları anlıyoruz. Bu mülteciler insani yardıma ihtiyaç duymaktadır. İnsani yardımların kolaylaştırılması için bazı somut adımları ele aldık” dedi.

Lavrov, ayrıca, birçok kez batılı ülkelerin Suriye hükümetine uyguladığı ve ülkedeki ekonomik durum ile mültecilerin vatanlarına dönüşünü engelleyen yaptırımları kaldırmalarını istediklerini hatırlattı.

Safedi-Lavrov görüşmesinde, dikkat çeken uzlaşılardan biri de Suriye’nin güneyinde çözüme ulaşılması için sunulan esas noktalar oldu. Liderler, Gerilimin Azaltılması Anlaşması’nın hükümet dışında silahlı unsurların bu bölgelerde kalmaması gerektiğine açıkça vurgularken, teröre karşı mücadele ve hükümet güçlerinin bölgeyi tamamen kontrol etmesi ile yabancı güçlerin bölgeden çekilmesinin önemine dikkat çektiler.

İran’ın Suriye’deki varlığı

Yabancı güçlerin Suriye’den çekilmesi gerektiğini söyleyen Lavrov, İran’ın Suriye’deki varlığının sonlandırılması konusunda ise yorum yapmadı. Batı ülkelerindeki medya organlarında, İran’ın Suriye’deki varlığının sonlandırılmasına dair yorumlara değinen Lavrov, “Batı medyası, İran’ın Suriye’den çekilmesi halinde her şeyin istenilen gibi olacağını düşünüyor” dedi.

Batı medyasının İran ile ilgili bu yorumlarının sadece Suriye ile sınırlı kalmayarak, tüm bölgeyi kastettiğini söyleyen Lavrov, “İran’ın sınırlarına geri dönmesi halinde bölgeye barışın geri geleceği söyleniyor. Anlaşılan o ki bu imkansız bir iş. Suudi Arabistan, İran, Ürdün ve Mısır gibi bölgenin en büyük ülkelerinin yardımı olmadan bölgedeki sorunların çözümü mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Lavrov’dan ABD’ye eleştiri

Basın toplantısında yaptığı açıklamalarda, isim vermeden ABD’yi de eleştiren Lavrov, “Rusya olarak, yapılan anlaşmalardan kaynaklanan sorumluluklarımızı yerine getirdik. Aynı şeyi anlaşmaların diğer taraflarından da bekliyoruz. Maalesef, teröre karşı mücadele konusunda bu tarafların sorumlu davrandığını göremiyoruz” diye konuştu.

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ise ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’de çözümün tek yolunun siyasi olduğunu vurguladı. Bölgedeki insani durumun giderek kötüleştiğini ve mültecilerin mağduriyetlerinin arttığını ifade eden Safedi, siyasi çözüme uygun bir ortama ulaşılması için ateşkes talebinde bulundu.

“Suriye’nin güneyinde kaygı verici bir durum var”

Ürdün hükümetinin sınırdaki Suriyeli mülteciler için elinden geleni yaptığını ve Suriye’nin güneyinde siyasi çözüme ulaşmanın öncelikleri olduğunu belirten Safedi, “Suriye’nin güneyinde kaygı verici bir durum var. Bu durumun çözüme kavuşturulması gerekiyor. Ateşkes çalışmalarının başlaması ve bölgedeki insani durumun iyileştirilmesine katkı sunacak adımlar atılması hayati önem taşıyor” dedi.