Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Sadr, mezhep tünelinden çıkmak için uluslararası destek istedi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Bağdat: Hamza Mustafa

Irak seçimlerinden zaferle ayrılan Sairun Koalisyonu’nun ve Sadr Hareketi’nin lideri Mukteda es-Sadr’ın karargâhı adeta arı kovanına dönmüş durumda. Meclisin çoğunluğunu kazanan Koalisyon’un lideri ile görüşmek isteyen siyasi heyetlerin yanı sıra Washington da ABD karşıtlığı ile bilinen Sadr’la aracılar vasıtasıyla iletişim kurdu.

Sadr’ın Politbüro Temsilcisi Ziya el-Esedi, ABD’nin seçimlerden sonra Sairun Koalisyonu üyeleri ile temasa geçtiğini açıkladı. ABD’li yetkililer ise doğrudan bir görüşme yapılmadığını belirtti. Ancak Koalisyon üyeleriyle iletişim kurmak için arabulucular kullanıldı. Reuters’ın haberine göre ABD, yönetimi devraldıklarında Sadr Hareketi’nin tutumunun nasıl olacağını sordu. Mehdi Ordusu yeniden ortaya çıkacak mı? Yeniden görev alacak mı? Irak’ta ABD güçlerine saldırılacak mı? Bunlar ABD’nin başlıca sorularıydı…

Sadr Hareketi’nin hâlihazırda görev yapan ordu, polis ve resmi güvenlik güçleri dışında herhangi bir askeri güce sahip olmak niyetinde olmadığına işaret ediliyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert düzenlenen basın toplantısında kendisine yöneltilen Sadr Hareketi’nin Irak’ta ABD için uygun bir ortak olarak kabul edilip edilmeyeceği sorusuna yanıt olarak ülkesinin Irak halkı tarafından seçilenler ve seçimleri kazananlar ile çalışacağını söyledi. Nauert sözlerine şöyle devam etti:
“Irak hükümetine karar veren ve Irak halkının hükümetin içinde olması için seçtiği kişilerle çalışacağız. Irak hükümeti ile uzun soluklu ve iyi ilişkilere sahibiz. Onlarla iyi ilişki kurmaya devam edeceğiz.”

Mukteda es-Sadr da dün uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletleri (BM) ‘mezhep tünelinden çıkış ve mezhep bölünmelerinden kurtulmak’ için Irak’a daha fazla destek vermeye çağırdı. Sadr ayrıca hükümet seçimlerine destek verilmesini istedi. Ayrıca bölgesel olarak Irak’a müdahale edilmesinin de engellenmesi çağrısında bulundu.

Mukteda es-Sadr, BM Irak Temsilcisi Jan Kobiç ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Bir sonraki aşama için vizyonumuz Irak’ta ulusal vizyonu sağlayacak bir karar almak olacak. Çünkü Irak halkı çok fazla yolsuzluk ve kötü hizmete maruz kaldı. Bu aşama hiç kolay olmayacak. Irak’ı mezhep tünelinden ve mezhep bölünmelerinden uzaklaştırmak, hem hükümet seçimlerinde hem de bölgede Irak’a müdahale edilmesini önlemek için uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletlerin desteklerini artırmalarının önemini vurguluyoruz. Başta Musul olmak üzere terörden temizlenen bölgelerde insani yardım ve hizmet alanlarında destek sağlanmasına ihtiyaç var. Uluslararası örgütler, Irak’ın normal konumuna geri dönmesi ve özgür yaşamda yer alması için katkıda bulunmalı.”

Alman Haber Ajansı’nın (DPA) haberine göre Sadr ile görüşen Kobiç toplantıda, ‘Irak’taki demokratik seçimlerin başarısını’ tebrik ederek ‘BM’nin Irak’ın ihtiyaç duyduğu yardımı sağlamaya hazır olduğunu’ belirtti. Görüşmede, bir sonraki hükümetin kurulmasıyla ilgili son tartışmaların yanı sıra ülkedeki istikrar sürecini destekleyecek bir ulusal hükümetin oluşturulmasıyla ilgili konular ele alındı.

Başta Kerkük olmak üzere bazı illerde şikâyet ve itirazların artmasının ardından gelecek ay sonunda görev süresi dolacak olan Irak meclisinde, seçimlerin sonuçlarının kaderini belirlemek üzere olağanüstü bir oturum gerçekleşti.

Seçim görüşmelerinin tartışıldığı geçen cumartesi günkü oturum başarısızlıkla sonuçlandı. Meclis başkanlığına yakın bir kaynak, “Bugün yapılacak toplantıda bazı milletvekillerinin isteği üzerine seçim sürecinin şeffaflığına ve bütünlüğüne odaklanacağız’” açıklamasında bulunmuştu.

Irak Meclis Başkanı Selim el-Cuburi oturumun ardından Seçim Komisyonu’na seçim sürecine dair güveni sağlayacak tüm araçları kullanması için bir mektup gönderdi. Meclis Başkanı, Kerkük ve Hristiyan kotası gibi bazı taraflarca dile getirilen sorunların giderilmesi ve seçim sürecinin takip edilmesi için Meclis Hukuk Komisyonu’na çağrıda bulundu.

Irak Yüksek Seçim Kurulu, 33’ü ‘kırmızı’ olarak adlandırılan bin 436 şikâyet dilekçesinin kendilerine verildiğini duyurdu. Söz konusu şikâyetlerin ardından Anbar, Ninova, Selahaddin, Bağdat ve Erbil’de 103 seçim sandığının sonuçları iptal edildi.

Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Milletvekili Şuruk el-Abayici, seçimleri iptal etmek için bir yasa çıkarma konusunda parlamento oturumunda yeterli sayıya ulaşıp ulaşılmadığına ilişkin şunları söyledi:

“Bu toplantının önemi göz önüne alındığında, görüşmeler sırasında yeterli sayıya ulaşılması olasılığı yüksek. Hile ve ihlaller hakkında herkes konuşabilir. Seçimlerin yinelenmesi konusunun gündeme geleceğini düşünmüyorum. Ancak oyların yeniden sayılmasına yönelik bir karar alınabilir.”

Goran Hareketi Milletvekili Serva Abdulvahid ise şu değerlendirmede bulundu:

“Parlamentoda toplantının sonucunu belirleyebilecek birden fazla görüş mevcut. Parlamento, yeniden sayım ve elle sayım yoluyla bir formülü onaylayabilir. Bir başka görüş, seçim sonuçlarının bir bütün olarak iptal edilmesi. Toplantı katılımında yeterli sayıya ulaşılması bekleniyor. Bu nedenle önemli bir karar alma olasılığımız yüksek.”

Irak Federal Yüksek Mahkemesi, meclisteki milletvekili sayısının ağırlığına ilişkin anayasal kurallara ilişkin bir açıklama yayınladı. Buna göre başbakanlık için adayı anayasanın 76. maddesi uyarınca mecliste en fazla sandalyeye sahip olan parti belirliyor. Başbakanın seçildiği tarihten itibaren 15 gün içinde Bakanlar Kurulu’nun oluşturulması gerekiyor.
Seçimleri kazanan tarafın Bakanlar Kurulu’nu oluşturmasında anayasal bir engel bulunmadığını kaydeden Mahkeme, çoğunluğa sahip tarafın bunu yapamaması halinde diğer partiler ile koalisyon oluşturabileceğini belirtti. Ancak anayasaya göre meclisin iradesi, seçim listelerinde sayısal olarak bir kez oy toplandıktan sonra listeye hükümet kurma hakkı vermiyor.

Konuya ilişkin yapılan açıklamada şunlar belirtildi:

“Yüksek Mahkeme’nin en yaşlı milletvekilinin başkanlığında yapılan meclisin ilk oturumunda meclisteki sandalye çoğunluğuna sahip partiden sorumlu bir memur görevlendirebilir ve parti çoğunluğunu kayıt altına alınabilir. Bir parti, medyada reklam yapmak için mecliste çoğunluğa sahip olduğunu iddia edemez. Ancak bu durum mecliste resmi olarak belgelenebilir.”

Hukuk Uzmanı Cemal el-Esedi, konuyla ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu:

“Federal Yüksek Mahkeme’nin açıklamasında iki önemli husus var. Bunlardan ilkine göre meclisin çoğunluğuna sahip olan yani meclisin en büyük bloğu kendini başkan önünde kaydettirmeli. Bakanların ve özel mevkilere sahip kişilerin meclisin en büyük partisindeki milletvekilleri olarak adlandırılmalarına izin vermiyor. Meclisteki en büyük parti, Meclis Başkanı veya Cumhurbaşkanı’nın seçilmesinden önce kararlaştırılacak. Böylece temmuz ayından önce hükümetin oluşumunu kolaylaştıracak bir yol izlenecek.”