Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Sağlıksız beslenmenizin sebebi müzik olabilir! | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Müşteriler, genellikle gittikleri restoranlardaki gürültüden ve yüksek desibeldeki müzikten şikayet ederler. Aslında bu durumdan etkilenen sadece kulakları değildir!

Pazarlama Bilimi Akademisi dergisinin son sayısında yer alan bir araştırma, bu konuya ilişkin ilginç veriler ortaya koyuyor. Araştırma sonuçlarına göre, bulunduğu yerdeki müziğin sesi ‘yüksek’ olduğunda müşteriler, ‘sağlıksız’ gıdaları tüketmeyi tercih ediyor. Örneğin, yüksek müzik çalan bir restoranda, sağlıklı bir salata yerine daha çok burger gibi sağlıksız gıdalar sipariş ediliyor.

Yüksek sesli müzikte yüzde 20 daha sağlıksız gıda tüketiliyor

Güney Florida Üniversitesi’nden Pazarlama Profesörü Dipayan Biswas, İsveç’in Stockholm kentinde bir çalışma gerçekleştirdi. Bir kafede, farklı günlerde düşük sesli (55 desibel) ve yüksek sesli (70 desibel) müzik çalınarak sesin, kişilerin yiyecek tercihlerine etkisi araştırıldı. Yüksek sesli müzik çalındığında, müşterilerin yüzde 20 oranında daha sağlıksız gıdaları tercih ettikleri görüldü.

Yumuşak müzikler, kişiyi sakinleştiriyor. Ses, direkt olarak kalp atış hızını etkiliyor ve kişiyi psikolojik olarak uyarıyor. Örneğin, hafif bir caz müzik dinlediğinizde onun sakinleştirici etkisi oluyor. Bu durumda kendi kontrolünüzü sağlayabiliyor ve neyin sizin için daha sağlıklı olduğunu bilerek kendi sağlığınız için daha iyi kararlar veriyorsunuz. Ancak bunun aksine, örneğin rock gibi yüksek desibelli bir parça dinlediğinizde, yüksek sesin de etkisiyle, kızarmış patates, et, peynirli çörek türü gıdalara yöneliyorsunuz. Hatta yanında da içecek siparişi olarak bira söylüyorsunuz. Bir, iki, üç tane…

İşin sırrı doğru atmosferi oluşturmakta

Çalışma yeni olmasına rağmen, bu konuda aslında uzun zamandır bilinen, geleneksel bilgeliği güçlendiriyor. Bir diğer deyişle, restoran sahiplerinin de bir süredir farkında olduğu bir bilgiyi doğruluyor. Doğru atmosferi oluşturmanın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.

Washington’daki Lucky Buns adlı restoranın sahibi, aynı zamanda da şefi Alex McCoy, müziğin, kişilerde bir his oluşturduğunu söylüyor. McCoy, ” Vücut, karıncalanmaya başlar . Yemek yemek, birileriyle tanışmak, bir şeyler satın almak ister.” diyerek yüksek desibeldeki müziğin, hareketi artırmaya teşvik ettiğini belirtiyor. Kişilerin bu deneyimi yaşadıkça daha da hareketlendiklerini kaydediyor.

Salata yerine burger tercih etmenizin sebebi müzik mi?

Alex Mc Coy’un restoranındaki burgerler ve kızarmış tavuklu sandviçler, oldukça beğeniliyor. Öyle ki, müşteriler, Lucky Buns’u, bölgenin en iyilerinden biri olarak gösteriyor. Mc Coy da restoranında özellikle “yüksek sesli house ya da reggae müzik” tercih ettiğini söylüyor. Müşteriler, adeta müziğin içinde kendilerini kaybediyor. Restorana ilişkin “ses yüksekti ama buna değdi” şeklinde yorumlar yapılıyor.

Ünlü şef, “Farklı şarkılar, müzik türleri ve karışımlar, daha kaotik (karmakarışık) bir durum oluşturur. Örneğin bende böyle şarkılar, hemen bar havasına girmemi sağlar. Pek çok müşteride de bu böyledir. Hemen içecek bir şeyler söylemeye başlarım” diyor.

Mc Coy, farklı müzik dönemlerine göre restoranında yaptığı satışları detaylı incelememiş. Ama menüde dört salata bulunduğunu ve müşterilere, burgerleri (örneğin tütsülenmiş domuz etli ya da Gouda peynirli) de eğer isterlerse sandviç ekmeği yerine marulla servis edip salata gibi sunmalarının mümkün olduğunu söylediklerini belirtiyor. Ancak bu sağlıklı tercih yerine burgerlerin sipariş ediliyor olması, hiç de şaşırtıcı bir durum değil.

Müziğin, müşterilerin satın alma davranışlarına etkisi

Restoranlar, geçmişte bu kadar gürültülü değildi. New York Magazine yazarı Adam Platt, 90’ların sonunda bir gürültü patlamasının yaşandığını belirtiyor. Özellikle, şimdilerde adı taciz skandalına karıştığı için gözden düşen bir isim olan Mario Batali’nin dönemin gözde restoranı Babbo, Led Zeppelin, The Who, The Pixies çalarak bir akım başlattı. David Chang gibi şefler de o dönem, adeta birer rock yıldızı olarak görülmeye başlandılar. Bu kişiler, restoranlarında giderek müziğin sesini yükselttiler.

Ancak şu bir gerçek ki yüksek ses, yaşça büyük olan misafirlerin pek hoşuna gitmez. Ayrıca, yüksek desibelde müzik çalan restoranlarda çalışan kişiler açısından da bu, sağlık sorunu teşkil edebilir . Sürekli 70 desibelin üzerinde müziğe maruz kalan kişilerde işitme kaybı görülebilir.

Örneğin Washington merkezdeki Shake Shack’te öğlen 12:30 civarında çalan yüksek sesteki müzik, restoranın gürültüsüyle birleşerek 75 desibellik etkiye sebep oluyor.

Profesör Dipayan Biswas, yaptığı araştırmayla restoran ve süpermarketlerde çalınan müziklerin, sadece müşterilerin kulaklarını değil, satın alma davranışlarını belirlemede de etkili olduğunu ortaya koyuyor. Bir diğer deyişle, restoran ve süpermarketlerdeki yetkililer, çalan müziği stratejik biçimde kullanarak satışlara etki edebilirler. Biswas’ın yaptığı araştırmanın sonuçları, Pazarlama Bilimi Akademisi dergisinin yeni sayısında yer buluyor.