Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Salih’in kanı… Husi laneti | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Yemen’deki Genel Halk Kongresi (GHK) Başkanı Ali Abdullah Salih’in vahşi barbarca öldürülmesinin ardından Husiler’in yaptığı iştahlı kutlamaların gürültüsünden uzak değerlendirildiğinde olay, hurafeci Husiler’in lehine sonuçlanmayacak.

Salih’in kanı herhangi bir kan değil, Salih, hayatının son döneminde milliyetçi, parlak ve Husiler’e karşı devrimsel bir duruş sergileyerek, Yemenlileri, cumhuriyetlerini babadan oğula geçen papazlıktan korumaya çağırdı.

Bu kan, belki de Salih’in siyasi hayatı süresince sunduğu en anlamlı şeydi ve Husilerden intikam alınması için gerekli enerjinin altında toplanacağı bir ‘gömlek’ olacak.

İlginç ki, Batılı ülkelerin başkentlerinden Salih ve yoldaşlarının öldürülmesi konusunda bir şekilde doğru ve hızlı bir tutum göremedik. Yargısız ve aleni şekilde gerçekleşen infaz; Batı kriterlerine göre; bir savaş suçu sayılmakta.

Bu tip durumlarda girişimde bulunmak gavurların adetidir. Batılı karar mercilerinin, Güvenlik Konseyi’nin 7. maddesinde terörist grup olarak nitelediği bu tip topluluklara karşı düzenleyeceği operasyonlarda ısrar etmesinin sebebi bu maddedir.

Meşru Yemen Hükümeti Başkanı Bin Dağr, -haklı olarak- uluslararası örgütler ve insan hakları örgütlerinden Husiler’e karşı hakiki bir duruş sergilemelerini talep etti.

Fakat GHK, Husiler’in Salih ve yoldaşlarını katletmesinin ardından, “Artık şimdi dünya, (Husiler’in) faşizminin insanları öldürdüğünü, evleri yıktığını (…) anlamalı. Bu terördür ve bu gezegende yaşayan herkesin göreceği ve işiteceği şekilde düzenleniyor” açıklamasında bulundu.

Husi katilleri kutlama yaparken, İran’daki Humeyni rejimi liderlerinin de kutlama yaptığına şahit olduk. İran resmi haber ajansı Tesnim’in aktardığı bilgilere göre, Devrim Muhafızları’nın Komutanı Caferi, “İran’ın Suriye, Yemen ve Bahreyn’deki müttefikleri İran devriminin tecrübelerinden ilham aldılar” dedi. Hamaney’e yakınlığıyla bilinen ‘Kayhan’ gazetesi de Salih’in öldürülmesini, “Gizli ilahi lütuflardan biri’ şeklinde değerlendirdi. Ilımlı güvercin Ruhani bile, “ Yemen’in sadık halkı, saldırganları yaptıklarına pişman edecektir” dedi.

Ancak bu, Humeyni şarkılarından uzakta, İran Dışişleri Bakanlığı’nda Kuzey Afrika ve Ortadoğu Dairesi Eski Başkanı Kasım Muhib Ali gibi rejime hizmet eden İranlı seslere göre bile, gerçek başka şeyler söylüyor. İran haber ajansıyla yaptığı röportajda, “Husiler’in hükümet kurma şansı yok. Çünkü ne Arap Birliği ne uluslararası toplum, ne de Birleşmiş Milletler (BM) onları resmen tanır” dedi.

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Yemen halkının Husi milislerine karşı intifada bulunmalarından dolayı umutlu olduğunu ve desteğini ifade etti.

Bana kalırsa Salih’in bu yolla ve bu şekilde öldürülmesi, Husiler’e karşı uyanışının akabinde gerçekleşti. İttifak, Salih’in kanını yerde bırakmamak için Husiler’e karşı, GHK ve Meşru hükümetin birleştiği yeni bir durumun inşasını başlatırsa, bu bir kriz değil fırsat olur.

Her şeyi kapsayan temel mesele Yemen Cumhuriyeti’nin korunmasıdır.