Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Şam’ın Guta surlarında insanlığını kaybetmek | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Esed rejiminin, Şam’ın doğusunda bulunan Guta’yı kuşatmasından bu yana dört yıldan fazla zaman geçti. Öyle ki gıda ve tıbbi malzemeler gibi en temel ihtiyaç maddeleri de dahil olmak üzere tüm malzemelerin giriş ve çıkışı engellendi. Sonra su, elektrik ve telefon kaynakları kesildi ve belediye, sağlık ve idari hizmetler durduruldu. Kısacası toplamda yarım milyondan fazla insan demir bir çit içine yerleştirildi. Şehrin etrafı rejimin silahları, tankları, askerleri ve mezhepçi milisleri ile İran kuvvetleri tarafından kuşatılmış ve Esed rejiminin uçakları tarafından sürekli bombalanmış, son iki yılda buna Rus uçakları da katılmıştır.

Bu tablonun ortasında, kuşatmanın acı sonuçları gerçekte ya da kurguda hayal dahi edilemez. Kuşatma insanları katletti. Öyle ki, ölüm ve yaralanma nedeniyle buradaki halkın ölümü artık hayatta kalmaktan daha iyi hale geldi. Kuşatma etkisini o kadar artırdı ki Guta halkına sadece açlık, yoksulluk ve tedavi edilemeyen hastalıklar bıraktı. Bu sıkıntılar artarak devam ediyor. Aynı kapsamda şehrin tüm birikimleri, konutları, pazarları, kişisel ve sosyal imkânları tahrip edildi. Bütün bunlar Guta’yı ilan edilmemiş bir felaket bölgesi yaptı, çünkü hiçbir taraf bu yaşananların deklare edilmesinin sorumluluklarını ve sonuçlarını göze almaya cesaret edemedi.

Esed rejimi, Guta’daki kuşatmanın ve savaşın devam etmesini ve İran, Rus müttefiklerinin, mezhepsel milislerinin buna destek olmasını Guta’da “silahlı radikal unsurların ve teröristlerin varlığı” iddiasına bağlamaktadır. Yıllarca ülke çapında Suriyelilere karşı yürüttüğü savaşların gerekçesi de aynı bahanedir. Ama kuşatmanın ve savaşın Güney Guta üzerinden devam etmesinin gizli nedeni, buranın haritadaki konumu ve Şam’ı çepeçevre sarmasıdır. Guta sınırı, Şam’ın merkezinden sadece birkaç mil uzakta olduğundan, rejim ve müttefikleri için siyasi, askeri ve güvenlik tehdidi oluşturuyor. Üstelik Şam’ın Gutası, rejimin Guta ve sakinleri üzerindeki saltanat ve istismar politikasının kurulduğu bir alandır ve hala da aynı konumdadır. Zira burası üst düzey yetkililerin servetlerini topladıkları yerdir. Bu durum Rejim ve İran milislerinin bütün dikkatlerini buraya hasretmelerine neden olmaktadır. Bütün dertleri Guta sakinlerini yok etmek ve topraklarını ele geçirmektir. Zaten Batı Guta ve Barada vadisi Rejim ve İran milisleri tarafından yeniden taksim edilmiştir.

Belki de Esed rejiminin ve müttefiklerinin Guta’daki gerçek hedefinin en önemli göstergesi, Rusların Suriye politikaları bağlamında uygulamaya koyduğu gerginliği azaltma anlaşmalarına burasının da dâhil edilmesine rağmen kuşatmanın devam etmesidir. Daha da ötesi Guta’nın çeşitli cephelerinde, Rejim ve Rus uçaklarının havadan bombardımanı ve askeri operasyonları da katlanarak devam etmektedir. Ortak amaç, mümkün olduğunca çok sayıda Guta halkını öldürmek, yiyecek ve ilaç kaybı nedeniyle ölmeyenleri askeri saldırılarla öldürmek ve her ikisinden de hayatta kalanları hava saldırılarında yok etmektir. Rejim birçok kez yaptığı gibi kimyasal silah saldırılarına başvurabilir. Bunun en bilineni ise dört yıl önce, çoğu uyurken, binlerce kişinin öldürüldüğü ve yaralandığı, Guta’daki kimyasal katliamdır.

Guta’da devam eden öldürme, yaralama, açlığa mahkûm etme, yiyecek ve ilaç girişini önleme ve her şeyi yıkıp yok etme medyadan pek de uzak olmayan şeylerdir. Bilakis bütün bu yaşanan olaylar ve sonuçları uluslararası kuruluşların elindedir. Uluslararası standartlara göre denetlenen raporların çoğu yayınlandı. Raporlar, Suriye konusunu takip eden uluslararası ve bölgesel güçlerin ve organlarının bilgisi dâhilinde hazırlanmıştır. Fakat sonuçlar neredeyse sıfırdır. Esed rejiminin ve müttefiklerinin, Guta ve nüfusu ile ilgili hesap verebilirliklerinde bir ilerleme olmadığı gibi durum daha da kötüye gitmektedir. Günümüz dünyasında insani ve ahlaki olgularla tamamen çelişen bu davranışları hiç kimse açıklayamaz ve gerekçelendiremez. Hele bir de Rejimin ve müttefiklerinin sürmekte olan soykırımı, nüfussuz Guta kurma istekleri hiçbir şekilde izah edilemez.

Kuşatma altındaki Guta sakinleri ve sivil toplum örgütlerinden destekçilerinin Guta savaşının durdurulması ve kuşatmanın kaldırılması için yaptıkları kampanyalar, Suriye sorununa çözüm bulma konusundaki yeteneğini ve etkinliğini kaybetmiş olan bir dünya karşısındaki son sesler olabilir. Dünya sadece Guta’yı çevreleyen felâketi durdurma kabiliyetini kaybetmedi, aynı zamanda Guta kuşatmasının duvarlarının ardında devam eden insanlık dramına sessiz kalarak vicdanını ve insanlığını da kaybetti.