Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Savaş sonrası Rakka: Köprüleri ve binaları olmayan bir şehir | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Rakka: Şarku’l Avsat

Gün boyunca feribotlar, Fırat nehrinden geçerek güney kapısından Rakka’ya ulaşıyor. Şehrin güney eteklerini, şehrin geri kalan mahalleleriyle birleştiren ana köprü, bir yıl önce DEAŞ’ın şehirden sürüldüğü savaştan bu yana hala tahrip olmuş bir halde.

17 Ekim 2017’de Washington önderliğindeki uluslararası koalisyonun desteklediği Suriye Demokratik Güçleri (SDG), DEAŞ’i uzun zamandır Suriye’nin en önemli kalesi olan Rakka’dan çıkardı. Aradan geçen bir yılın ardından şehir hala harabe bir halde.

Ebu Yezen, karısı ve üç çocuğu ile birlikte şehre girmek için, kenti güney eteklerinden ayıran Fırat Nehri’ni geçmek için ilkel bir feribota binmek zorundalar. Aile daha sonra nehirden geçen bir motosikletle Rakka’ya doğru yol alıyor.

Sakallı adam, “Birtakım zorluklar var. Çocuklar korkuyor ve feribotun batma ihtimali var. Köprüyü onarmak istiyoruz, çünkü su üzerinde hareket etmekten daha güvenli” diyor.

Nehir karşı kıyısından, nehrin içinde ileri geri hareket eden feribotları ve küçük tekneleri görebilirsiniz. Arabalar, kamyonlar, insanlar ve motosikletler para karşılığında taşınıyor. Feribotun durduğu yerden çok uzak değil. Uluslararası koalisyon tarafından hedef alınmasının ardından, “eski köprü” olarak bilinen köprünün kalan sütunlarını görebilirsiniz.

Kürt ve Arap gruplarından oluşan DSG, yaklaşık dört ay süren bir savaşın ardından DEAŞ’ı şehirden çıkarmakta başarılı oldu ve daha sonra yönetimini Kürt öz yönetiminin temsilcileri ile bölgenin en önemli bileşenlerini içeren Rakka Sivil Meclisi’ne teslim etti.

Koalisyon baskınları Rakka şehrine giden tüm köprüleri tahrip etti. Baskınların amacı, kent içindeki cihatçıları kuşatmak için şehre giden yolları kesmekti.

Rakka Sivil Meclisi Yerel Yönetim ve Belediyeler Konseyi Başkan Yardımcısı Ahmed el-Hadr, Rakka’da ıslah edilmesi gereken 60 tane köprü olduğunu ve uluslararası koalisyonun Rakka kırsalındaki ana yollara sekiz tane metal köprü kurduğunu söyledi.

Büyük yıkım

Uluslararası Af Örgütü’nün (UAÖ) istatistiklerine göre, okullar, hastaneler ve özel evler de dahil olmak üzere Rakka’daki yıkımın hacminin yüzde 80 olduğunu gösteriyor. Ayrıca 30 bin evin tamamen yıkıldığı, 25 bin tanesinin ise ciddi hasarlar aldığı kaydediliyor. Her ne kadar şehir merkezindeki sahne daha şok edici olsa da, Rakka’da enkazın bulunmadığı bir mahalle veya sokak neredeyse yok. Şehirdeki en önemli hastane olan Ulusal Rakka Hastanesi hala restore edilmeyi bekliyor. İlaçlar ve protezler her yere dağılmış durumda. Hastanenin odaları ve koridorları bozulmuş radyasyon cihazları ile hasarlı yatak ve sandalyelerle dolu.

İsmail el-Muaydi, SDG saflarında savaşan oğlunu ve evini kaybettiğini söylüyor. Bugün ailesi ve torunları ile birlikte el-Nahda mahallesinde kız kardeşi ile birlikte yaşıyor.

Koalisyonun bütün binayı tahrip ettiğini ve amaçlarının da bununla birlikte heder olduğunu söyleyen Muaydi, “Oğlumu kaybettim ve onu kendi ellerimle gömdüm. Her şey gitti. Bütün umudum ailemle birlikte evimde olmaktı” dedi.

Saçları ve sakalları beyazlamış olan adam, “Yeniden nasıl yapabilirim? Enkazın kaldırılmasına yardım etmek istiyoruz, fakat kimse bize yardım etmiyor” diyerek sözlerini sürdürdü.

BM istatistiklerine göre, geçtiğimiz yıl Rakka şehrinin 150 binden fazla sakini şehre geri döndü.

Rakka Sivil Meclisi’nde önüne şehrin haritasını koyan Ahmed el-Hadr, “En çok yıkımın meydana geldiği mahalleler şehir merkezinde olanlar. Çevre mahallelerdeki yıkım oranı yüzde 40 ile yüzde 60 arasında iken, şehir merkezindeki mahallelerdeki yıkımın derecesi yüzde 90’a ulaşıyor. Ayrıca yeterince yardım yok” açıklamasında bulundu.

Zayıf destek

Uluslararası koalisyon bazı okullarının restore etmenin yanı sıra, enkazların ve mayınların kaldırılması hususunda da yardımlarda bulundu. Örgütün geride bıraktığı mayın ve patlayıcılar, şehirdeki nüfusun yaşamı için büyük bir tehdit oluşturuyor. Konut sakinleri, temel hizmetlerin eksikliği ve altyapının tahrip edilmesinden şikayet ediyorlar.

Firdevs mahallesindeki bir yolun kenarında oturan Abdu’l İbrahim boş bir plastik kap taşıyor. Esmer tenli yaşlı adam iç geçirerek şunları söylüyor: “Olur da biri buradan geçer diye buraya gelip su dileniyorum.” Tahrip olanın yerine kaldığı bir başka evde üç gündür sular kesik. Yakındaki bir binanın enkazına işaret ederken gözyaşları yanaklarına inen İbrahim, “Evim bu enkaz gibi oldu. Allah’ın cennetindeydik. Şimdi ise düştüğümüz duruma bak. Su dilenir hale geldik” dedi.

Yakınlarda, işçiler, daha sonra yeniden kullanmak için binaların enkazı arasında bükülmüş demir teller arıyorlar.

Modern tıbbi konut bölgesinde bulunan yıkılan evinin karışışında sigara satarak geçinmeye çalışan Samir Fervati, “Uçakların bombaladığı evimizden geriye hiçbir şey kalmadı” diyor. Fervati yeniden inşa çalışmaları hakkında sorulan bir soruya, “Yeniden yapılanma diye bir şey yok. Hepsi boş lakırdılardan ibaret. Bizim durumumuz bu. Kira olarak ayda 120 dolar ödüyoruz” diyerek cevap verdi.

Pek vaatlerle karşı karşıya kalan ve artık yerel yetkililerinin sözlerine güvenmediğini ifade eden Fervati, “Bize bir yardım ederlerse inşaatı tamamlayacağız. Ama umut yok” dedi.

Fervati, “Çok az iş var. Bir gün çalışıyorum ve on gün boştayım. Yiyecek varsa yiyoruz, aksi halde hiçbir şey yemiyoruz” diyerek sözlerini sürdürdü.