Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Sayyaf: Abdullah Azzam’ı öldüren gizli eli biliyorum | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Afgan İslam Birliği’nin Önderi Abdul Resul Sayyaf, Şarku’l Avsat’a röportajda Afganistan savaşı döneminde mücahitlerin önderi olan Abdullah Azzam’ın ölümünden kimin sorumlu olduğunu bildiğini iddia etti.

Sayyaf röportajda, Azzam ile ilgili, “Abdullah Azzam bizim için sorun teşkil etmeyen ve cihada ve mücahitlere aykırı hareket etmeyen bir adamdı. Açıklamalarında netti ve herhangi bir meselede bir görüşü olduğunda onu belirtirdi. Ancak onu öldürmek için yarışan gizli çok el vardı” dedi.

Abdul Resul Sayyaf, 1944 yılında Pegman-Kabil’de doğdu. Afgan cihadının aralarında Usame b. Ladin’in de olduğu birçok komutandan ders aldı. Taliban 26 Eylül 1996’da Kabil’i işgal ettiğinde ‘Taliban’a karşı koydu. Daha sonra 80’lerde Paktia bölgesinde (Afganistan’ın güneydoğusu) kendisini ağırladığı Bin Ladin gibi bazı arkadaşlarının Taliban örgütüne katıldığını öğrendi ve ülkesini Taliban’dan temizlemek için Afganistan’ın kuzeyinde kaldı.

Şarku’l Avsat’ın Abdul Resul Sayyaf röportajındaki ‘Abdullah Azzam’ kısmı;

-Abdullah Azzam’ı kim öldürdü?

Abdullah Azzam bizim için sorun teşkil etmeyen ve cihada ve mücahitlere aykırı hareket etmeyen bir adamdı. Açıklamalarında netti ve herhangi bir meselede bir görüşü olduğunda onu belirtirdi. Ancak onu öldürmek için yarışan gizli çok el vardı. Elimde Azzam’ın ölümü de dâhil olmak üzere cihadın sırlarına dair çok delil ve belge var. Yeni fitnelerin çıkışını hesaba katarak vakti gelince sır perdesini aralayacağım.

-Siz onun öldürülmesini bekliyor muydunuz?

-Kendisi son günlerinde hissediyordu. Ölümünden iki ay önce konuyu bana da açmıştı. Gizli elleri ondan uzaklaştırmak için onu güvenli cephelerden birine gönderdim. Ancak Peşaver’e döndüğünde onu öldürdüler.

-Ahmed Şah Mesud ile dostluk bağınız var. Sizin görüşünüzü alıyor muydu?

-Mücahid ve sağlam bir adamdı. Birkaçımız Afganistan’ın kuzeyindeyken ‘Battal’ lakabını aldı. Düzenli olarak benimle istişare ederdi. Ancak gazetecilere yönelik şüphemde nasihatimi dinlemedi.

-Gazetecilerle buluşmamasını mı nasihat etmiştiniz?

-Ahmed Şah Mesud ile son görüşmem suikastından 15 gün önceydi. Ondan gazetecilerle görüşmemesini talep etmiştim. Hareketleri beni şüpheye düşürmüştü. Onlarla görüşme kararı aldığında malzemelerini iyice denetlemesini ısrarla vurguladım ve ona daima güvenen üç adamının önünde ona nasihatte bulundum. Aralarında Muhammed Kasım Fehim, hala hayatta olan Bakan Bismillah Muhammedi ve iletişim sistemini yüklenen mücahitlerden biri de vardı. Mesud, bu nasihatten hoşnut oldu ve bana; “İyi oldu, uyardın” dedi. Ama kader her şeyin üzerindedir. Ahmed Şah Mesud ile telefon üzerinden iletişim kuruyordum. Suikastından iki gece önce gece saat 1’de telefon açtı ve Pegman bölgesindeki komutanlardan biri ile alakalı bir mevzuda bana danıştı. Şehit edildiği gece akşam 10’da onunla konuşmuştum. Mesud, Tahar vilayetindeydi bense Kabil’in kuzeyindeki Kapisa’daydım. Taliban orada stratejik bir noktayı ele geçirdiği zaman konuşma boyunca benden o gece o noktayı geri almalarını istememi talep etti. Ancak durum zorlaşacak, Taliban hükmedecek, hendeklerde hazırlanacaklar ve neticede o noktayı vermeyecektik. Sonuç olarak komutanlara güvenli noktayı geri almalarını emrettim. Ne yazık ki operasyon başlamadan önce meydana gelen bir patlamada Mesud şehit düştü.

-Gazetecilerin şüpheli hareketlerinden kastınız nedir?

Bir röportaj yapan kişinin konuyu kökten ele alması gerekir. Ama onlar genel bir şekilde konuşuyorlardı. Kamerayı taşıyan kişi ağır bir şey taşıyormuş gibi ayaklarını sürüyordu. Görüşme amaçları Afganistan’ın kuzeyindeki komutanların işlerini ve kimseye saldırmaksızın savunma hattında durmalarını dünyaya göstermek için bir belgesel film hazırlamaktı. Gazeteciler konuk merkezi olan ve Ahmed Şah Mesud’un bulunduğu yere az bir mesafede bulunan Bahaddin Müdürlüğü’ndeydi. Mesud’un komutanlar ile toplantıları vardı. Misafirhanenin yanından geçtiği sırada gazetecilerin uzun bekleyişten sıkıldığı veya görüşmek ya da ayrılmak istedikleri iletildi. Bunun üzerine onların yanına döndü ve patlama gerçekleşti.

-Terör örgütlerinin hedeflediği operasyonlardan birkaçının bilgisine sahip miydiniz?

Hayır, kesinlikle… 11 Eylül’de Amerika’yı hedef alan olayın iki gün öncesinde Ahmed Şah Mesud’un suikastı ile meşguldük.