Şark’ul Avsat’ın Libya’yla ilgili yayınladığı yazı dizisinin üçüncü kısmının konusu Kaddafi’nin Fransa, Amerika ve Ukrayna’daki seçimleri finanse etmesiyle ilgili. Bu bilgiler, belgelere ve o dönemde seçimlerin finanse edilmesine katılmış çoğu hayatta olan kişilerin tanıklıklarına dayanıyor.
Söz konusu tanıklardan biri Fransa’da Nicolas Sarkozy’nin seçimlere adaylığını koyduğu 2007 yılında Trablus’un mali desteğinin 50 milyon euro olduğunu söyledi. Ancak Sarkozy ile Kaddafi’nin yaptığı toplantılara katılan işadamı Takıyüddin, bu desteğin 50 milyon euro değil, çok daha fazla olduğunu vurguladı. Yine 2004 seçimlerinde ABD adayına 5 milyon dolar ve 2010 seçimlerinde de Ukrayna’ya 4 milyon dolar aktarılmış.
Sarkozi ise Libya’dan para aldığı suçlamalarını yalanlıyor. Buna rağmen kapılı kapılar ardında yapılan söz konusu anlaşmalara şahit olan Seyfülislam Kaddafi’ye en yakın danışmanlarından biri seçimleri finans etme işinin Sarkozy’e yakın iş adamları tarafından yapıldığını söylüyor. Bu anlaşmalar yapıldığında dışişleri bakanı olan Sarkozy ile yapılan görüşmelerde Libya ile ikili ilişkilerin geliştirilmesi, Afrika’da çalışma, 4 Libyalı sivilin UCA tipi Fransız uçağını bombalamasıyla ilgili davanın düşmesi konuları da konuşulmuştu.
Amerikan adayının desteklenmesine gelince; bu da Seyfülislam ile üst düzey bir Amerikalı yetkilinin ortak arkadaşları aracılığıyla gerçekleşti. Adayın seçimleri kazanması durumunda Libya’nın ismi terörü destekleyen devletler listesinden kaldırılacaktı. Finansman, Amerika – Libya derneği temsilcisi sıfatıyla Libyalı subay ile Amerikalı aday arasında Ohio eyaletine bağlı Toledo kentinde yapılan toplantının ardından üçüncü devlet aracılığıyla sağlandı.
Başka bir finansman hikâyesi ise seçimlere şaibe karıştığı gerekçesiyle 2004 yılında patlak veren Turuncu Devrim’e katılan ünlü Timeşenko’yla ilgili. Timeşenko önce “Tüm Ukranyalılar Birliği” partisine liderlik etti, sonra da başbakanlık makamına oturdu.
Eski rejimin destekçilerinden biri “Kazananlar üzerinde nüfuz kurabilmek için, başka ülkelerde yapılan seçimlerin finanse edilmesini pek çok devlet yapıyor sadece Libya değil” diyor. Seyfülislam’ın yakınlarından biri Ukrayna’da seçimlerin finanse edilmesiyle ilgili görev aldığını açıkladıktan sonra şöyle diyor:
“Dönemin Libya başbakanından paraları aldım ve çantamda taşıdım. Özel bir uçakla Kiev’e gittim. 4 milyon euro parayı başbakan yardımcısına verdim.”
Söz konusu şahıs Kaddafi’nin adamları ile “Halk Hareketi İçin Birlik” grubunun başkanlığını yapan başbakan adayı Sarkozy arasındaki anlaşmada da bulunmuştu. Takiyuddin, bu üst düzey toplantıların bir kısmında da yer aldı. Paris ve Trablus arasında yapılan birçok temas yazışmalara da yansımıştı. Yien Fransız ve Arap işadamlarının ve yetkililerinin katılımıyla gerçekleşen Libya- Fransız toplantıları da…
Libyalılar, Trablus’daki Corinthia Otel’de Sarkozy’ye şu soruyu sordular:
“Rakip Sosyalist aday Segolene Royal’a karşı cumhurbaşkanlığını kazanırsan bize ne sunabilirsin?”
Bu dönemde Paris ve Trablus arasında en ciddi sorunların başında UCA uçağının bombalanması geliyordu ve bu konuda suçlanan dört kişiden biri olan Libya emniyetinde üst düzey yetkili olan Abdullah Senusi’de toplantıdaydı.
Dava 2005’te aynı otelde Sarkozy ile yapılan toplantıda anlaşma masasına getirildi. Sarkozy ile yapılan bu toplantıda başka bir Libyalı yetkili de bulunuyordu. Bu kişi, şu an zamanının çoğunu Güney Afrika’da geçiren “Kaddafi ofisinin direktörü” takma adıyla tanınan Beşir Salih. Ancak Salih adının Sarkozy’nin seçim kampanyası finansmanı ile ilişkili olduğunu sık sık reddediyor ve davayla ilgili doğrudan bir yorumda bulunmuyor.
Ancak Seyfülislam’ın en yakın yardımcısı ve Takıyuddin, Beşir Salih’in bu operasyonlara Cezayir kökenli Fransız iş adamı Alexander el Cevheri ve diğer iş adamlarıyla birlikte katıldığını söylüyorlar.
Bu dönemde olup bitenleri hatırlayan Seyfülislam’ın yardımcısı şöyle diyor:
“Tabii başbakan Sarkozy o dönemde dışişleri bakanıydı. Ve onunla beraber Libya’ya getirdiği kişi danışmanı Clode Gyan ve Takıyuddin’di. Konuşmamız sırasında Sarkozy’nin başbakan olmayı çok istediğini ve bu konuda Libya’dan mali destek beklediğini hissettik.”
Kendisi, Corinthia Otel görüşmelerindeki toplantıya katılan tanıkların şöyle dediğini aktarıyor:
“Seçimlerde bana destek olursanız Libya’nın yanında duracağım ve Afrika’da birlikte çalışacağız.”
Yine girişimcilerden birine göre 1989 yılında Nijer üzerinde parçalanan uçağın düşürülmesiyle ilgili 4 sanığa ömür boyu hapis hükmünün kaldırılacağı sözünü de verdi ki bu sanıklardan olan Abdullah Senusi bu toplantıda bulunuyordu. Takıyuddin şöyle diyor:
“Bu toplantıların bir kısmına Corinthia Oteli’nde ve başkentte Babul Aziziye’de hükümet koltuğundaki Kaddafi’nin huzurunda katıldım.”
Fransız mahkemesi 170 kişinin ölümüne neden olan uçağın düşürülmesiyle ilgili 4 sanığa 1999 yılında hüküm verdi. Denildi ki “Uçak, Kongo’dan Paris’e gidiyordu. Uçağın bombalanmasının arkasında Libya ile sınır sorunu yaşayan Çad’ı Fransa’nın desteklemesinden dolayı oluşan intikam duygusu var.”
Anlaşmazlık, eski Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından giderildi. Ancak Libya’nın Lockerbie uçağının kurbanlarına ödediği yüksek miktar nedeniyle davanın yeniden açılma ihtimali vardı.
Sarkozy’nin Corinthia Oteli’nde belirli bir miktar isteyip istemediğe dair Seyfülislam’ın yardımcısının oğlu şöyle dedi:
“Hayır, sadece fon istedi.”
Daha sonraki aşamada Muammer Kaddafi, Sarkozy, Takıyuddin ve Senusi’yle görüşecek ve Sarkozy için fon aktarımına karar verilecekti.
Bu fon çeşitli yollarla aktarıldı. Büyük çantalarla götürüldü. Aynı zamanda seçim kampanyaları için nakit paranın teslim edilmesi de iki yolla gerçekleşti. Bunlardan biri Libya tarafından Senusi, Fransa tarafından işadamı ve Sarkozy’nin danışmanı arasında yapıldı. İkincisi ise Senusi ile işadamı Cumhuri arasında oldu.
Daha sonra Sarkozy’nin danışmanı ve eski içişleri bakanı, Paris’te soruşturma yapanlara hesabındaki paranın kampanyanın finansmanı ile ilgisi olduğunu reddetti. Seyfülislam’ın yardımcısı, Sarkozy’nin hesabına yatırılan paranın 50 milyon euro değil, çok daha az olduğunu söyledi. Takıyuddin ise bu konuyla ilgili olarak “Sen 50 milyon euro paradan bahsediyorsun. Geri kalanları unuttun. Bu para çok daha fazla. Sarkozy’nin seçimine gönderilen fon hayal bile edilemez. Neyse ki bu sürece katılanlar halen hayatta. Bu konuda gelecekte büyük skandal bekliyorum” dedi. Takıyuddin, Seyfülislam’ın Sarkozy’nin seçim finansmanıyla ilgili pek çok toplantıya katıldığını hatırlıyor.
Aktarılan paranın hacmini Kaddafi’nin oğlunun bilip bilmediğine dair sorulan soruya Seyfülislam’ın yardımcısı “Tabii, tabii” dedi ve seçim sonuçları açıklandığında Kaddafi ile Sarkozy arasında bir telefon görüşmesinin yapıldığını söyledi. Bu görüşmede Sarkozy, Libya’ya teşekkür etti ve samimiyetini dile getirdi. Üzerinde ittifak ettikleri konularda anlaşmanın yerine getirileceğini söyledi.
Sarkozy 27 Mayıs 2007’de gerçekleşen telefon görüşmesinin dökümünde şunları söylüyordu:
“Sayın lider, telefonda sizinle konuşmaktan dolayı çok mutluyum ve bize verdiğiniz sözleri unutmadım. Tahlil gücünüzü hatırlıyorum da siz gerçekten lider sıfatını hak ediyorsunuz. Bana gönderdiğiniz tebrik mesajından çok etkilendim. İkili ilişkimize yeni bir ivme kazandırmak istiyorum. Örneğin, nükleer güç konusunda, eğer kabul ederseniz, keşif amaçlı bir heyet göndermeye hazırım. Savunma konusunda Libya ile somut şartlar altında çalışabilirsem mutlu olurum. Terörle mücadelede de bugüne kadar gerçekleştirdiklerimizin daha iyisini yapabiliriz.”
Seyfülislam’ın yardımcısının oğlu da bu telefon görüşmesini onayladı. Bu telefon görüşmesinde Sarkozy, Kaddafi’yi Fransa’ya çağırdı ve o yıl bu ziyaret gerçekleşti.
Bu dönemde pek çok anlaşma imzalandı. Bunlardan biri Fransa’da Daso şirketinin yeni ürettiği Rafale adlı savaş uçağının satın alınmasıydı. O esnada Fransa bu uçaklardan hiçbirini yurt dışına satmamıştı. Sarkozy, Elysee Sarayı’na ilk girmesinden 2010 yılının sonuna kadar bu tip uçakların Libya’ya satılmasında ısrar etmiş ve bu amaçla Trablus’a birden fazla elçi göndermişti.
Kaddafi rejiminin eski komutanlarından biri Kahire’nin doğusundaki evinde o döneme ilişkin şunları hatırlıyor:
“Bu tür uçaklarla ilgili içimiz hiç rahat değildi.”
Seyfulislam’ın yardımcısı da “Bazıları bu uçakların fiyatlarının son derece yüksek olduğu, bunun yerine Rus uçaklarını alabileceğimizi söylediler. Yine Rafale uçaklarını hiç bir devletin almadığını dolayısıyla Fransa dışında hiç bir yerde tecrübe edilmediğini vurguladılar. Sarkozy’nin bize karşı tavrının değişmesinde bu olayın etkisi var ve sanırım bizim ona güldüğümüzü gördü” dedi.
Ancak Sarkozy, işbirliği sözleşmelerinin uygulanmasının önemini hatırlatmak için haziran 2010’da Kaddafi’ye bir mektup gönderdi. Aynı ay içinde Seyfülislam’ın Fransa’yı ziyaret etti. Ardından Fransız savaş uçakları sözleşmesinin gerçekleştirilmesi için bir mektup daha gönderildi. Yardımcı, “Ancak bu ziyaret gerçekleşmedi. Biz de gitmedik bir müddet sonra Libya bir iç savaşa girdi” ifadesini kullandı.
2004’te ABD’de düzenlenen başkanlık seçimlerinde bir adayın kampanya finansmanının konuşulması, ağustos 2000’de Tanzanya’da Büyük Göller bölgesinde barış konulu bir zirvenin oturum aralarında bir üst düzey ABD’li yetkili ile Seyfülislam Kaddafi arasında benzeri az rastlanır bir toplantıda gerçekleşti. Seyfülislam’ın yardımcısı bu toplantının daha sonra Amerikan seçimleri öncesinde Seyfülislam ile Amerikalı yetkililer arasında 2004’te gerçekleşen görüşmeye kapı araladığını vurguladı.
İkinci toplantı Paris’teki Four Seasons Hotel’de gerçekleşti ve Lübnanın önde gelen Nijeryalı bir işadamı tarafından düzenlendi. Otelde iki adam uzun uzun konuştu ve eski ABD’li yetkili, desteklediği aday kazanırsa Libya ile sorunların çözüleceğini, yeni bir sayfanın açılacağını söyledi. Bu sırada Libya’nın ismi halen teröre destek veren ülkeler listesindeydi. Ve Amerikalı yetkili ile gerçekleşen görüşme seçim desteğine karşı Libya’nın isminin bu listeden çıkarılmasıyla ilgiliydi.
O tarihte, bu iki kişi arasında ortak bir arkadaş ortaya çıktı. Bu kişi Filistinli bir Amerikalı işadamıydı. Seyfülislam’ın yardımcısı Amerikalı yetkilinin bu ismi Seyfülislam’a verdiği ve bu arralarında aramızda aracılık edeceğini söyledi. Bu toplantıları ve ayrıntıları biliniyordu.
Seyfülislam, Trablus’a geri döndüğünde, konuyu lidere ve başbakana sundu. Bu konuyu Libya-Amerikan derneğinin üstlenmesine karar verildi.
O dönemde Libya dış güvenlik servisinin başında olan Libya Dış İstihbarat Servisi Başkanı Musa Kousa tarafından imzalanan bir belge, ABD’deki başkanlık adayı için finansman sürecinin ayrıntılarının bazılarını ortaya koyuyor. Belge 15 Eylül 2004’te imzalanmış. Libya Dış İstihbarat’ından A.A.D. şeklinde isimlendirilen bir subay, bu derneğin başkanlığını üstlendi. Bu derneğin bir şubesi de Trablus’taydı. Subay aracısıyla buluştu ve seçim kampanyası için 5 milyon taahhütte bulundu. Daha sonra A.A.D bizzat kendisi seçim adayıyla buluştuğu taahhüdünü de yineledi.
Subay, ekim ayının sonunda Ohio eyaletindeki şehirlerden birine geldi. Yanında adayla çalışan aracı vardı. Kazanması halinde Libya’yla ilgili sorunları gidereceğini söyleyen adayla bir otelde buluştular. Ayrıca seçime verilecek fonun seçim kampanyası ile Libya arasında ilişkisi ortaya çıkmasın diye üçüncü bir ülke tarafından aktarılmasına karar verildi.
Bu olayda yer alan bir şahsın tanıklığına göre subay, adayın tutumunu Trablus’taki dış istihbarat servisine bildirir bildirmez Cumhuriyet Bankası’ndaki bir hesaptan para aktarılmaya başlandı. Oradan da Trablus’taki yabancı bir bankaya aktarıldı. Oradan da Amerikalı adaya ulaştırılmak üzere üçüncü bir ülkenin bankasına gönderildi.
Trablus, Sarkozy ve Amerikalı adaya ek olarak Portekiz’de de bir seçim kampanyası için fon sağladı. Aynı zamanda Timoşenko’nun Ukrayna’daki cumhurbaşkanlığı kampanyasını da finanse etti.
Burada seçim 2009’da başladı ve 2010 yılının başlarında sona erdi. Bu süreçin baş şahitlerinden Kaddafi’nin yardımcısının oğlu şunları söyledi:
“Ukrayna seçimlerinde şahsen para aldım ve Timoşenko’nun kampanyasına götürdüm. Onlara dört milyon euro verdim. O sırada başbakan olan Dr.Bağdadi el- Mahmudi (şu an Trablus’ta hapiste) tarafından görevlendirilerek parayı aldım ve çantama koydum. Özel bir uçakla Kiev’e gittim. Geceyi orda geçirdim. Ertesi gün dönemin Ukrayna başbakan yardımcısına parayı teslim ederek geri döndüm.”
Libya’nın dış ülkelerdeki seçim kampanyalarını finanse etmesini ise şöyle açıklıyor:
“Biz Libya halkının geleceği için çalışıyorduk ve Uluslar arası alandaki dostlarımızın sayısını artırmak istiyorduk. Özellikle de Timoşenko’ya verdiğimiz destekle bunu yapmak istiyorduk. Burada hedeflediğimiz şey, seçimleri kazandığında Libya gıda güvenliği projesinin bir parçası olarak, özellikle buğday yetiştiriciliğinde arazi ekimine yatırım yapmaktı. Birisini finanse ettiğinizde ya da birisine yatırım yaptığınızda bu kişi artık sizin müttefikinizdir. Ya da Mısırlılar’ın söylediği gibi: Biz bir dost alıyoruz.”
Sevgi ve Düşmanlık Günlüğü 1: Seyfü’l İslam Kaddafi taraflarını birleştirme umudu
Sevgi ve Düşmanlık Günlüğü 2: Kaddafi’nin İhvan’ı affı ve hükmün muhalifleri