Şeyh Ahmet Raysunî Katar’ın Al Jazeera kanalında Suudi Arabistan’dan hac işlerine bakmamasını istediği son röportajında yoldan saptı, hatta çok netameli bir konuya dalarak boyundan büyük ahkam keserek büyük hatalar yaptı.
Raysunî’nin isteği kutsallığa önem vermeyen aklı evveller veya olaylara mezhepçi bakış açısıyla bakanların, partizanların veya dini politik amaçlarla kullanmak isteyenlerin istedikleriyle aynıdır.
Dr. Raysunî, devrik Kaddafi rejimi ve mezhepçi ırkçı Humeyni rejimleriyle aynı safta yer aldı. Humeyni rejimi, geçen yüzyılın yetmişli yıllarında ortaya koyduğu şaşkın devriminden itibaren Hac ritüellerini şeytani amaçları için kullandı ve seksenli yıllarda haremi şerifi ihram giysileri giymiş İran Devrim Muhafızlarının oluşturduğu silahlı ve terörist protesto yürüyüşleriyle güç kullanarak işgal etme denemelerine kadar gelişti. Suudi Arabistan güvenlik güçlerinin atik, cansiperane ve kararlı duruşu olmasaydı istediklerine ulaşacaklardı. Suudi Arabistan Veliahdı Prens Muhammed Bin Selman’ın belirttiğine göre, bu günahları açığa çıkan bu katil rejimin Mekke ve Medine’yi işgal etme hevesi hala dinmedi, ve bu hedefi gerçekleştirmek için Suudi Arabistan’ın kuzeyi ve güneyindeki ülkeleri işgal etmektedir.
Şeyh Raysunî din alimi, fakih bir adam ve Müslüman Alimler Birliği Başkan Yardımcısı olması hasebiyle bilmeli ki, tüm dünya Müslüman devletlerini arasa, muteber alimlerle konuşsa, istediğini savunan birini bulamayacaktır, bulsa da bulduğu adam ya İran’ın propagandacısı veya paralı askeridir. Tam tersine, herkes Suudi Arabistan’ın Mekke ve Medine için ve Hac ve umre yapanların hizmeti için yaptığı devasa hizmetleri takdir ediyor. Suudiler bu konuda mükemmel olduklarını iddia etmekten uzaklar, zira; insanların hata yapması fıtratındandır. Suudi Arabistan’ın yaklaşık üç milyon insanı sınırlı bir yer ve zamanda belirli şeri standartlar içinde toplayıp ta hata yapmamak mümkün olmaktan uzak bir şey. İşte, bundandır ki, Suudi Arabistan Hükümeti, hac hizmetlerindeki kusurların ortaya çıkarılıp iyileştirilmesi amacıyla Hac Araştırma Merkezi’ni kurdu.
Şeyh Raysunî’nin Suudi Arabistan hükümetinin hac, umre ve Mekke ve Medine’nin idaresi hakkında bazı mülahazaları olabilir, ama ne denli önemli olursa olsun bu mülahazalar, akılcılıktan, mantıktan ve gerçekçilikten uzak olmamalıdır. Bu tehlikeli isteklerinin arkasındaki sebep Suudi Arabistan hükümeti ile arasında bir ihtilaf olabilir, ama Mekke ve Medine, hac ve umre bu politik, fikri veya partizan ihtilaflarda kullanılmamalıdır.