Şili Cumhurbaşkanı Sebastian Pinera, uluslararası topluma, Venezuela’da son verilmesi gereken insan hakları ihlalleri olduğuna dair ‘net ve detaylı’ bir mesaj vermesi gerektiği konusunda çağrıda bulundu. Hamburg’da, Venezeula’da insanlığa karşı suç işlendiğine ilişkin pek çok gösterge olduğunu söyleyen

Pinera, Alman Haber Ajansı’na (DPA), “Askeri müdahale iyi biri seçenek değil. Bizce Venezuela halkının özgürlüğünü ve demokrasisini geri kazanabilmesi için elden ne geliyorsa yapılmalıdır. Zira Venezuela’da şu an demokrasi değil diktatörlük söz konusu. Yani yasama, yürütme ve yargı erkleri arasında bir ayrım yok, ifade özgürlüğü yok, yasanın üstünlüğü yok, insan haklarına saygı yok; çok sayıda siyasi mahkûm var” açıklamasını yaptı.

Venezuela’da insanlığa karşı işlenen suçları sorgulamak için Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gelen talebe ilişkin sorulan soruya ise Pinera şu yanıtı verdi:

“Biz, Amerikan Ülkeler Kuruluşu (Organization of American States/OAS) ile Uzmanlar Komisyonu’nun insanlığa karşı suç işlendiğine dair pek çok kanıt içeren raporundan haberdarız. Bundan dolayı çeşitli ülkelerden oluşan bir grup bu raporu, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne sundu. Bu konuda Fransa’dan da destek aldık.”

Amerikan Hazine Bakanı Steven Mnuchin ise ABD’nin Venezuela’daki Nicolas Maduro Hükümeti’ne yönelik mali ve diplomatik baskılarını artıracağını söyledi. Mnuchin, ayrıca Cuma günü geç bir vakitte yapılan bir açıklamada, Maduro’nun alacaklılarını Venezuela’nın kaynaklarının ‘gizli satışından’ faydalanmak ve 2.6 milyon Venezuelalının ülkeden kaçışına sebep olan krizi büyütmek ile suçladı.

Herhangi bir ülke ismi zikredilmeksizin Mnuchin, Cuma günü Endonezya’nın Bali kentinde Venezuela’daki krizi tartışmak için düzenlenen Dünya Bankası ve IMF toplantılarında Avrupa ve Latin Amerika’nın maliye bakanları ile bir araya geldi. Buna ilişkin konuşmasında Mnuchin, şu ifadeleri dile getirdi, “Maduro’nun yıkıcı politikaları her yıl hız kesmeden devam ediyor. Bu durum Venezuela’nın ekonomik anlamda toparlanmasını giderek zorlaştırıp maliyetli hale getirerek Venezuela’nın halkını, ekonomik gücünü ve kurumsal bütünlüğünü yitirmesine sebep oluyor. Bakanlar, bu toplantıda krizin şiddetini azaltmak için ek finansman sağlama konusunda anlaştı”.

Venezuela ve Kolombiya arasında gerginlik arttı

Öte yandan Venezuela ve Kolombiya arasındaki gerginliğin dozu da arttı. Nitekim Kolombiya, Venezuelalı muhalif Julio Borges’e ‘sığınma’ verdikten sonra Karakas, Bogota’yı düşmanlarını himaye etmekle suçladı. Hükümet, Kolombiya’nın demokrasiyi ve Venezuelalı başkanların hayatını ciddi anlamda tehdit eden Venezuelalı vatandaşları koruduğunu ifade etti. Maduro ise Perşembe günü ABD’nin, Kolombiya’ya kendisini öldürmesi için emir verdiğini söyledi.

Kolombiya, Perşembe günü Venezuela Ulusal Meclisi eski başkanı Borges’e sığınma verdiğini açıkladı. Borges, Karakas tarafından geçtiğimiz Ağustos ayında Başkan Nicolas Maduro’ya insansız hava aracı ile saldırma teşebbüsünde bulunmakla suçlanıyor. Venezuela tarafından yapılan açıklamada Borges, ‘Venezeuala’daki barışın kötücül düşmanı’ olarak tarif edilmişti.

İki ülke arasındaki ilişkiler buz kesmek üzere. Nitekim Kolombiya’nın geçtiğimiz sene çağırılmasından bu yana Karakas’ta bir elçisi bulunmamakta. Buna ek olarak Kolombiya yaklaşık bir milyon Venezuelalıya ev sahipliği yapıyor. Bunlar arasında komşu devletteki ekonomik kriz ve siyasi sıkıntılar yüzünden kaçanlar, çoğunluğu oluşturuyor.