Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Sinyora: Avn, anayasayı ihlal eden normlar dayatıyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Lübnan eski Başbakanı Fuad Sinyora, “anayasal usulsüzlükler” olarak nitelendirdiği Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın tutumlarına yönelik eleştirilerde bulundu. Söz konusu tutumların 1989’da yaşanan Lübnan savaşına son veren Taif Anlaşması’nı ihlal ettiğini belirtti.

Londra ziyaretinin oturum aralarında Şarku’l Avsat’a röportaj veren Sinyora, Cumhurbaşkanı Avn’ın herhangi bir hükümette kendisinin hissesine düşen bakanlık kotası hususunda ısrar ederek, anayasa tarafından tespit edilmemiş yeni birtakım normları dayatmaya çalıştığını söyledi. Aynı zamanda Hizbullah’a yönelik eleştirilerde de bulunan Sinyora, onlara Suriye savaşı ile bölgedeki diğer çatışmalardan unsurlarını geri çekmeleri ve Lübnan’a dönerek Lübnan partisi gibi hareket etmeleri çağrısında bulundu. Sinyora, partinin dünya çapındaki uygulamalarının Lübnanlılara zarar verdiğini dile getirdi.

Mayıs ayında yapılan son parlamento seçimlerine katılmayan Sinyora, Başbakan Saad Hariri’ye yönelik eleştirilerde bulunmakta isteksizdi. Bilakis, ister Cumhurbaşkanı ile kendisinin siyasi ekibinden olan ve Dışişleri Bakanı Cibran Basil’in (Cumhurbaşkanı Avn’ın damadı) liderliğini yaptığı Özgür Yurtsever Hareketi tarafından, isterse de hükümetin şekli ve kota dağılımı hususunda şartlarını dayatmaya çalışan üçüncü şahıslardan gelsin ihlal olarak değerlendirdiği durumlara karşı Başbakan’ın anayasada belirtilen yetkilerini savunma hususunda istekliydi.

Sinyora ayrıca cumhurbaşkanlığı seçimindeki rekabetin Hıristiyan toplumdaki güçlü kimseler (Mişel Avn, Semir Caca, Süleyman Franciye, Emin el-Cemil) arasında olması ve benzeri politikalara yönelik de eleştirilerde bulundu. Ayrıca parlamentonun haritasını ulusal temelden ziyade mezhep üzerinde yeniden dağıtan yeni seçim yasasının onaylanmasını da eleştirdi.

Sinyora açıklamasında şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanının toplumundaki en güçlü kişi olması gerektiği mefhumuna genel anlamda karar verdiğimizde 4 kişi dışında başkanlığa hiç kimsenin uygun olmadığı çıkılmaz bir yola girmiş oluruz. Memnun olduğumuz seçim yasası ile yol aldığımızdan doğal olarak şu an bulunduğumuz noktaya ulaştık.”

Cumhurbaşkanı Avn ve ekibinin uygulamalarına yönelik şiddetli eleştirilerde bulunan Sinyora, söz konusu uygulamaların anayasaya aykırı olduğunu, anayasanın temeli olan ve savaşı sona erdiren Taif Anlaşması’na darbe vurduğunu söyledi. Sinyora, Lübnan anayasası tarafından belirlenen başbakanın yetkilerinin cumhurbaşkanının lehine olacak şekilde kısıtlandığına işaretle “cumhurbaşkanı ve ekibinin anayasa metninde değişiklikler yapmak istemediklerini, fakat uygulamalarıyla birtakım değişiklikler yaptıklarını” söyledi. Sinyora, cumhurbaşkanının hükümetteki payına bağlı kalması, bakanlıkları belirli topluluklara dağıtması veya 5 milletvekilinden oluşan her blok için bir bakanın atanmasının şart koşulması gibi başbakanın anayasal yetkilerini ihlal eden durumları reddettiğini vurguladı.

Sinyora, Cumhurbaşkanı Avn’ın eski Cumhurbaşkanı Süleyman’a hükümette pay verilmesi ilkesinin en şiddetli muhaliflerinden biri olduğuna, fakat şimdi aynı hususta ısrar ettiğine dikkat çekerek “Anayasa, cumhurbaşkanının bakanlar kurulunda oy kullanmasını engelliyor. Ancak Avn bakanları aracılığıyla vekaleten oy kullanmak istiyor” dedi.

Sinyora, son olarak “Lübnan yasalarının uygulanmasını reddediyor” diyerek Dışişleri Bakanı Cibran Basil’e yönelik de sert eleştirilerde bulundu. Ayrıca Cibran Basil’in Enerji Bakanı olduğu dönemde enerji yasasını uygulamayı reddettiğini vurguladı.

Sinyora “Ülkenin kotalara ve bakanlıkların paylaşılmasına değil, hükümetin kurtarılmasına ihtiyacı olduğunu” vurgulayarak eski başbakanın, Başbakan Hariri’nin birkaç gün içinde oluşması beklenen yeni kabine yapısı hususunda pek gayretli olmadığını söyledi. Sinyora, “Hükümetin kurulması gerekli. Ülkenin işlerin yürütülmesine ihtiyacı var. Ancak bakanlıklar ‘şu yağlı şu yağsız ya da şu bu mezhepten diğeri şu mezhepten’ diyerek paylaştırılıyor. Bütün bunların anayasal bir temeli yok” dedi. Sinyora açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Anayasada, şu ya da bu mezhebe özel olarak herhangi bir bakanlık belirlenmemiş. Ayrıca anayasada herhangi bir bakanlığın Lübnanlı bir partiye yasaklanması gibi bir durum da söz konusu değildir. Bu bakanlıklar şu anda belirli mezheplerin yararına göre tekelleştiriliyor. Geçmişte farklı mezheplerin elindeydi. Şu anda anayasal bir metni olmayan, yeni normlar icat ediyoruz. Şu an önerdiğim, ülkeyi korumak için temel kararlar almanın gerekliliğidir. Bununla Arap dünyasının ihtiyaç duyduğu Lübnan olgusunun başarılı olmasının gerektiğini ifade ediyorum. Lübnanlılar, tek bir ulusta farklı mezheplerin bir arada var olma mesajını taşıyan elçiler olmakta başarısız oldular.”

Lübnan’ın sorunlarının artık merhemlerle tedavi edilemeyeceği hususunda uyarılarda bulunan Sinyora, durumuna ilişkin ciddi ve cesur kararlar alınması ve halen mevcut olan umut ışığından mümkün olduğunca faydalanılması gerektirdiğini söyledi. Anayasaya saygı gösterilmesi, yasal hükümlere bağlı kalınması ve pratikte kendini uzak tutma siyasetinin izlenmesi, pozisyonların yetkinliklere ve liyakate göre teslim edilmesi (parti veya mezhep bağlılıklarına göre değil) gerekliliğini vurgulayan Sinyora, bütün uygulamaların insanların devlete karşı olan güvenini kaybetmesine sebep olduğunu belirtti. Bir sonraki hükümetin “Suriye krizinden pratik olarak uzak durmak ile Lübnan’ın Arap dünyası ve dünya ile ilişkisini yeniden kurmak gibi” bir dizi zorlukla karşı karşıya kalacağını dile getiren Sinyora, “Hizbullah Suriye’de ve bölgedeki birçok krizde yer alırken kendini uzak tutmak nasıl mümkün olabilir?” diye sordu.

Hizbullah unsurlarının sanık olarak bulunduğu, 2015 yılında öldürülen Eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri’nin suikastına ilişkin davaya bakan mahkemenin hemen karara varmasını reddeden Sinyora, “Adalet istiyoruz. Adalet kendisi ile birlikte istikrarı getirecek olan yegâne şeydir” ifadelerini kullandı.

Sinyora sözlerine şöyle devam etti:

“Uluslararası mahkeme 7’inci fasıl gereğince oluşturuldu. Başbakan Hariri suikastıyla suçlananlara karşı olan hükmü uygulamadır. Kendi hükmünü uyguladığı takdirde, Lübnanlılar oturup yapmaları gereken şeyler hususunda çalışmalı. Köprüye vardığımızda, onu nasıl geçeceğimizi düşünürüz (yani hükmün açıklanmasından sonra). Hizbullah Suriye savaşı ile bölgedeki diğer çatışmalardan unsurlarını geri çekmeli ve Lübnan’a dönerek Lübnan partisi gibi hareket etmeli. Hiçbir tarafın İsrail’e karşı mücadele hakkını tekelleştirmeye ve başkalarına karşı ihanet yaftalarını yayınlamaya hakkı yok. Hizbullah dünyada ölçeğindeki savaşlarda yer alırken, kendi uzak tutmaktan nasıl bahsedebiliriz? Hizbullah’ın uygulamaları Lübnanlıları pek çok sorun ile karşı karşıya getirdi. Bu uygulamalar birçok ülkede suçlanan bir projeye dönüştü.”

Sinyora, Lübnan’daki Suriyeli mülteciler meselesi hakkında da şu değerlendirmede bulundu:

“Suriyelilerin Lübnan’da kalmasını isteyen tek bir Lübnanlı bile olduğundan şüphe ediyorum. Fakat Lübnanlılar arasındaki ilişkiyi güçlendirmek için Suriyelilerin varlığından istifade etmek yerine, onlara karşı kışkırtıcı söylevlere başvuruyoruz. Hiç kimse Lübnan’daki Suriyelilerin vatandaşlığını istemiyor. Ulusal birtakım nedenlerle ülkelerine dönmelerini istiyoruz. Suriyeli mültecileri Lübnan’a kim gönderdi? Onları terk eden rejim değil mi? Rejim, bu kimselerin kasabalara dönmelerine izin verdi mi ki Lübnan’a kaçan Suriyeliler ülkelerine geri dönsünler?”

Sinyora, Suriye rejimiyle ilişkileri normalleştirmeyi reddederek, mevcut rejim ile Suriye arasında ayrım yaptı ve “Suriye ile değil Suriye rejimi ile ilgili birçok sorunumuz var” dedi. Suriye ile karşılıklı olarak egemenliğe saygı temelinde bir ilişki kurmaya çalışılması gerektiğini söyleyen Sinyora, bu hususta Suriye rejimi ile ilgili sorunların olduğunu dile getirdi. Sinyora, bu sorunlardan bazılarının Lübnan’daki suikast ve bombalamalarla bağlantılı olduğunu, bazılarının ise Suriye rejiminin Lübnan içişleri meselelerindeki bazı müdahaleleri ve Trablus kentinde meydana gelen bombalamalar ile ilgili olduğunu belirtti.

Sinyora açıklamasının sonunda şu ifadeleri kullandı:

“Niyetler doğru olduğunda engellerin üstesinden gelinebilir. Suriye’nin birliğini yeniden kazanacağı ve tüm halkı için bir devlet olacağı bir çözüm istiyoruz.”