Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, ülkesindeki kuvvetlerin, ‘eğer tehlike altındaysa’ Körfez güvenliğini korumak için harekete geçebileceğini söyledi.
Abdulfettah es-Sisi, Sina’daki Şarm el-Şeyh şehrinde düzenlenen Dünya Gençlik Forumu sırasında Arap ve yabancı medya organları temsilcileriyle bir araya geldi. Toplantı sırasında Sisi, “Daha fazla istikrar ve güç istiyoruz. Eğer Körfez’in güvenliği tehlikedeyse Mısır halkı, topraklarımızı ve ulusal güvenliğimizi korumak üzere kardeşlerini desteklemek için harekete geçebilir. Arap halklarının, bu aşamada bize katılarak karşı karşıya olduğumuz tehlikeleri diğer zamanlardan daha iyi tanıması ve bunların, yöneticilerin omurgası olduğunu bilmesi önemlidir. Mısır; Arap ve Körfez’deki kardeşlerimiz ile doğal bir ittifak içerisinde. Birlikte, ulusal güvenliğimizi güvence altına alabiliyoruz” dedi.
Mısır Cumhurbaşkanı, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle yaşanan krize de değinerek, “Suudi Arabistan, bir kişinin istikrarını sarsmaktan daha büyük bir konumda. Biz Mısır olarak, güvenlik ve istikrarı sağlamak için Suudi Arabistan’ın yanındayız. Kral Selman bin Abdulaziz’in akılcı yönetimine güveniyoruz. Davanın soruşturmasını beklemek zorundayız. Suudi Arabistan’ın bilgeliğine ve cesaretine güveniyoruz” ifadelerini kullandı.
Abdulfettah es-Sisi, “Önümüzde, Arap dayanışmasını sağlamak için, Arap ülkeleriyle olan ilişkilerimizi güçlendirecek ortak savunma da dahil Arap Birliği ile imzalanacak bazı anlaşmalar var” dedi. Sisi, “Mısır’ın istikrarı olmasaydı karışıklık artacaktı. Bölgede stratejik denklemden çıkan ülkeler var ve bunlar, Arap ulusal güvenliğini ve Arap ağırlığını ortaya koydu” ifadelerini kullandı. Mısır Cumhurbaşkanı, “Somali gibi istikrarsız ülkeler, 20 yıllık sorunlarını çözebilseydi, şu an terör gruplarının boyutu bu düzeye ulaşmayacaktı. Terörizm insanlığa karşı gerçek bir tehditse Libya, Irak, Suriye, Somali ve Afganistan’daki anlaşmazlıkları ertelemek ve krizleri çözmek zorundayız. Aksi takdirde terör odakları artmaya devam edecek” dedi.
Bölgedeki durumu, ‘kırılgan’ olarak nitelendiren Sisi, “Kargaşaların boyutu, daha fazla koordinasyon gerektiriyor. Mısır; Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerine yakın bir konumda. Yaşanan anlaşmazlıklar, ülkemizin ve bölgemizin istikrarsızlığına yol açmamalı. Bölgedeki şer odaklarının sonunu getirmek için ülkelerin istikrarlarını, işbirliği ve koordinasyonlarını artırmalıyız” dedi.
Sisi, Suriye ve Libya meselelerine değinirken, “Krizler ne kadar devam ederse çözüm bulmak da o kadar zorlaşır. Bu durum, birçok tarafın müdahalede bulunmasına yol açtı. Krizlere maruz kalmayan Arap ülkeleri, herhangi bir müdahaleye ihtiyaç duymayan ülkeleri koruduklarını söylüyor. Bunlar, başka ülkelerin içişlerine müdahale etmemek, komplolar kurmamak ve devletlerin birliğini korumak zorundalar. Çünkü bu bölünmeler, uzun bir süre devam edecek istikrarsızlıklara yol açacaktır” ifadelerini kullandı.
Mısır Cumhurbaşkanı, İran’a yönelik yaptırımlara ilişkin bir soruya ise “Hepimizin, geri dönmemeleri için istikrar ve güvenliğin değerini anlamasını umuyorum. İstikrarsız olan her ülke, diğer ülkeleri de etkiliyor. Tüm taraflar, Arap ulusal güvenliğine ve Körfez güvenliğine saygı göstermeli” şeklinde yanıt verdi.
Sisi’nin yabancı medya organları ile düzenlediği toplantıda iç meselelere de büyük bir yer verildi. Bu çerçevede Mısır Cumhurbaşkanı, 2011 (25 Ocak devrimi) ve 2013 (30 Haziran devrimi) yıllarında Mısır halkının iradesi dışında Mısır’da karışıklık yaşanmadığını belirtti.
Sisi, Mısır medyasına ve yabancı medya organlarına “üretim ve ihracat hacmine ve nüfus artışına dikkat çekme, artan fiyatlardan bahsederken artan üretim ile karşılaştırma yapma” çağrısında bulundu. Cumhurbaşkanı ayrıca, “Mevcut şartlar altında bir kriz veya fiyat artışıyla karşılaşmamız normaldir” dedi. Yerel medyaya da değinen Sisi, “Beni destekleyici bir ses istemiyorum. Ancak çeşitli meseleleri kapsamlı bir şekilde inceleyerek, Mısır’ın, güvenliğinin ve istikrarının yanında bir ses istiyorum. Bu durum, şu anda mevcut değil” ifadelerini kullandı.
Sisi, terörle mücadeleye de atıf yaparak, “Ülkemizdeki durumun yanlış bir tanımı var. Çözümün, hilafet devleti olarak adlandırdıkları şeyi kurmak için devlete karşı şiddet kullanmak suretiyle sağlanabileceği çerçevesinde yanlış bir beyan var. Bu durum, sağlıklı değil. Dini söylem, gençliği radikalizme çekmek için sömürülmemeye ihtiyaç duyar. Birleşmiş Milletler de sosyal medya ağlarının daha fazla genci radikalizm ve terörizme teşvik etmek amacıyla kullanılmasını durdurmak için çalışma sarf etmemiz gerektiğine dikkati çekti. Bu durum, sadece Arap bölgesiyle de sınırlı değil” şeklinde konuştu.