Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Siyasi çözümün tıkanıklığı ve Libya | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame, erkenden B planına geçiş yaptı. Gassan Selame’nin bu adımı, Tunus’ta kendisinin de katıldığı önceki anlaşmaların görmezden gelinmesi şeklinde yorumlanıyor. Bu da Libya krizinin çözümü için söz konusu anlaşmaların başarısızlığını ilan etmek demektir. B planı, farklı şehirlerde “ulusal” görüşmelerin olduğunu ortaya çıkartan Libya birlik konferansı şeklinde vücut buluyor. Selame’nin ofisinin yaptığı birkaç açıklama dışında hiç kimse, katılımcıların bu görüşmelere nasıl seçildiğini ve muhatap tarafın kim olduğunu bilmiyor. Selame, söz konusu konularda bilgisi olmayan bu grupları bu ulusal görüşmelerde bir araya getiriyor. Selame’nin ofisi, yaptığı açıklamada dışarıdan bir kurumun bu görüşmeleri kontrol ettiğini yineledi. Öyle görünüyor ki Selame, Alman Martin Kobler’in halefi olarak görevi devralmasıyla birlikte ilan ettiği A planını tamamlamadan B planına geçiş yapması A planında başarısız olduğunu gösteriyor.

Gassan Selame’nin ikinci aşama olarak bahsettiği “ulusal” görüşme, kenara itilenleri uzaklaştırmadan onların da katılımına fırsat vermeyi garantiliyor. Fakat asıl soru ise şu: Kim, kimle müzakere yapacak? Selame, Güvenlik Konseyine verdiği brifingte son çatışmalardan örnek vererek Libya’daki güvenlik durumunun iyileştiğini ifade etti. Selame, son çatışmalarda ölenlerin sayısının bir elin parmaklarının sayısını geçmediğini, kendisinin ve ekibinin iki aydan bu yana Trablus’ta ikamet ettiğini belirterek savaşlar nedeniyle Libya’nın sosyal dokusunun parçalanmasından rahatsız olduğunu dile getirdi. Sayın Selame, Libya’nın tamamından değil de Libya’nın bir parçasını oluşturan coğrafi bir bölgeden bahsettiğinden dolayı bu onun kendi analizidir.

Dışarıdan bir kurum, “ulusal” görüşmeyi koordine ve kontrol ediyor. Hiç kimse, bu kurumun bağımsız olduğuna bir garanti vermiyor. Kendilerine anlaşmazlığın, ihtilafın, şüphenin ve şeytanın gizlendiği yer olan detaylardan korkmanın dikte edildiği gruplar arasında söz konusu kurumun arabulucu olması için hiç kimse, bu kurumun ne kadar şeffaf ve dürüst olduğunu bilmiyor.

Selame, olayları iyi bir şekilde analiz ederek ve selefinden farklı bir şekilde adımlar atarak Libya’daki programına başladı. Ancak Libya krizinde maratonun bir bölümünü tamamladıktan sonra Selame’nin nefesi, maratonu ve başladığı işi tamamlamada kendisine ihanet ettiği görülüyor. Selame, A planında istenilen başarıyı gerçekleştiremeden ivedi bir şekilde ikinci aşamaya geçiş yaptı. Bundan dolayı Selame, kendi ifadesine göre bütün kenara itilmişleri ve önceki oluşumlarda temsil edilmeyenleri kapsayacak ulusal “birlik” konferansına davet etti. Sanki BM, Libya krizini çözmek için bir Libya “Loya Jirga”sı üzerinde çalışıyor gibi.

Birlik buluşmasının önümüzdeki Haziran ayında gerçekleşmesi bekleniyor. Bu buluşmada şu anki istişare görüşmeleri kapsamında ortaya çıkan bütün öneriler yer alacak. Zira söz konusu bu fikir, Kaddafi rejiminin şehirlerde düzenlediği halk konferanslarının ardından yapılan ve genel halk konferansı olarak isimlendirilen birlik konferansını andırmaktadır.

Selame, Kaddafi’nin halk konferansları fikriyle Afgan “Loya Jirga” konferansını harmanlayıp “her bahçeden bir çiçek” yöntemiyle pek çok tecrübeyi kopyalamaya çalışıyor gibi. Bu şekilde kabileler, din adamları, politikacılar, üniversite hocaları ve düşünürlerin katıldığı toplantı, genel uzlaşma toplantısına benzemiş olacak. Fakat bunların hiçbirisi gerçekleşmedi.

Selame’nin Libya krizini çözmek için Libya’daki görüşmelerinin başarılı olmasını temenni ediyoruz. Fakat çizgileri belirlenmiş net bir programın yokluğunda bu görüşmeler, ileriye doğru kaçış ve göç politikasının bir parçası olacaktır. Dolayısıyla bu görüşmelerin sonucunda halkın sıkıntılarının ve Libya krizinin ömrünü uzatmaktan başka bir şey ortaya çıkmayacaktır.

Söz konusu gelişmeler, bu şiddetli kaos ortamında idarelerin ve kurumların çalışmalarının durduğu ve siyasi çekişmeler nedeniyle Libya’nın her gün milyarlarca dolar kaybettiği bir zamanda meydana geliyor. Zira siyasi çekişmeler, iflasın eşiğine gelen Libya’nın şu an tek gelir kaynağı sayılan petrol kaynaklarını heder etti. Libya, bölgede petrol bakımından en zengin devletlerden birisi sayılmasına ve Libya’nın petrol rezervleri yaklaşık 47 milyar varil olarak tahmin edilmesine rağmen petrol, Libyalıların saadet kaynağı olacağı yerde Libyalıların sefalet kaynağına ve yapay krizler nedeniyle kendilerini takip eden bir lanete dönüştü. Ayrıca petrol, petrol gelirleriyle ilgili yatırım politikalarının başarısız olmasına ve siyasal İslam gruplarının neden olduğu iktidar konusunda, çatışma çıkmasına yol açtı.

Mükerrer bir şekilde meydana gelen savaşlardan dolayı altyapının zarar görmesi ya da üretimin durması sonucu petrol sektöründe kayıplar yaşandı. Dünya Bankası, bir raporunda Libya’da büyük kayıplara yol açan alt yapının onarılmadığı, siyasi istikrarın gerçekleşmediği ve güvenliğin sağlanmadığı sürece petrolün 2020 yılından önce üretimdeki gerçek gücüne ulaşamayacağını öngördüğünü vurguladı.

Siyasi çözümü engelleyenler ve ülkeyi çökecek seviyeye ulaştıranlar siyasal İslam gruplarıdır.