Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Siyasi İslam’ın gizli elleri | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Libya krizinin birçok yerel, bölgesel ve uluslararası tarafları var. Davranış biçimi ve sürdürülebilirliği açısından birçok ortakları bulunuyor.

Ülkede derin devleti temsil edenler var. Bu daha ziyade devlet içinde devlete benziyor.

Belirli çıkarların görünüşte “demokratik” çerçevede olmasını sağlamak ve seçmeni etkilemek için çoğunlukla da gizli bir şekilde şiddete başvurabilen bir taraf bu devlet içindeki devlet!

Başka bir tabirle; bahsettiğimiz bu derin devlet, üyeleri ortak bir amaç için çalışan o da menfaatlerini ve imtiyazlarını hukuk, toplum ve devlet çerçevesi dışında savunmak olan ve birbirine bağımlı iç içe geçmiş çıkarlar ağıdır.

Diğer bir deyişle, devlet içinde devlet veya devlet üstünde devlet. “Kendini feda etme” hakkında konuşmak dışında vatan ve vatanseverlik fısıldadıklarını bile duyamazsın.

Düşünür Bertrand Russell bu durumu şu sözüyle özetlemiş olabilir: “Vatanseverler her zaman ülkeleri için ölmekten bahsediyorlar, ancak kesinlikle öldürmekten bahsetmiyorlar.”

Krizin taraflarından biri de çoğunluğu oturan kanepe partisi (Seyirciler) diyebileceğimiz elit kesimdir!

Onlar için artık Libya sadece televizyon ekranı ve konuştuğu telefon veya serserilik yaptığı ‘Facebook’ tan ibaret!

Orada yazarak vatanının krizine bir çözüm bulduğunu ve yararlı olduğunu düşünüyor. Kanepesinde uzaklaşıp en küçük bir hareket veya katılımda bulunmayan, sadece kanepesine yaslanmış etrafı seyredip serserilik yapan biridir o!

Krizin taraflarından birisi de sivil akım dediğimiz “sivil toplum örgütleri”dir. Birçok isim adı altında ve değişik cephelerde mevcut olmakla beraber hatalı gidişatı düzeltmek için baskı unsuru oluşturabilecek herhangi bir faal güç ve etki bırakmaktan yoksundur.

Vatandaşın oy hakkını sağlıklı kullanması için vermiş olduğu eğitimle, toplumu organize edememiş ve seçmenin seçim görevini organize etmeyi başaramamış kuruluşlardır STK’lar!

Seçim hususunda iki defa hata yapılmıştır. İki dönem parlamento seçimlerinde yanlış şahısları seçerek aynı hatayı tekrarladığı için seçimde kullanılan mavi mürekkebin birçoğunun “fobisine” neden olduğu demokratik bir felakete dönüştü.

Birincisi, Genel Ulusal Kongre adına, İkincisi, Temsilciler Meclisi adına. Her ikisi de seçim döneminin sonuna kadar iktidarı terk etmedi. Libya krizinin bir parçası oldular.

Seçmen kitlelerini harekete geçirmek ve diğerlerini aldatmak için iyi eğitim görmüş ve yer aldığı gruplarda etkili olabilen siyasal İslamcı İhvan ve siyasal İslamcı gruplardan kardeşleri gibi ideolojik akımın gücü ve tecrübesi karşısında, STK’ların performansının zayıflığı, ilan etmiş oldukları kendi yandaşlarını öne geçirip kazanmalarını garantilemişlerdir.

Hatta başka şahsiyetler de kendilerini gizleyerek seçim hilesi yapmak suretiyle bunu yapmışlardır. Siyasal İslamcı grupların dönüşü ve kapıdan kovulduktan sonra bile pencereden girmedeki başarıları, sivil toplumun siyasi krizleri yönetmedeki tecrübesizliği ve ahtapot gibi her tarafı sarmış ortak çıkarları olan derin devletin varlığı sebebiyle gelmiştir.

Krizin taraflarından birisi de birbirleriyle çekişen ve hâlihazırda var olan ancak başkent sınırlarının dışında olaylardan habersiz hükümetlerdir. Bu durum, merkezin dışında olanları, Birbirleriyle çekişen hükümetlerin sağlamakta başarısız olduğu, kendilerini koruyabilecek ve güvenliklerini sağlayabilecek etkili bir sistem arayışına itmektedir.

Şu anki ve önceki Libya hükümetleri marjinal yöntemler kullanmayı tekrar etmeleri sebebiyle, başkent dışında kontrolü sağlamada zayıf ve başarısız bir devlete dönüştükten sonra, Libya’da yönetim olarak federal sistem onlar için en uygun yapı olabilir.

Krizin taraflarından birisi de özellikle başkente konumlanmış, her çeşidiyle milislerdir. Bunlar ister içeriden ister kendi çıkarlarını korumak için dışarıdan gelmiş olsunlar, gündemlerine boş bir gerekçe koymuşlardır o da; başkentin güvenliğini “silahlı bölge taburları ” ile sağlamak.

Bazıları, her ne zaman menfaatleri tehlikeyle karşı karşıya kalsa, karmaşa çıkarmış ve bakanlıkları kuşatmışlardır.

Libya’daki krizin taraflarının gereksiz işlere devam etmeleri, vatandaşın kanını akıtmaya devam edecek.

Tarafların en kalabalık suskun sivil kitlesini oluşturan kanepe partisinin olayları seyretmeye devam etmesi halinde, kötülerin, yönetimlerinin çeşitli şekillerde devam etmesini sağladığı gibi bundan sonra da sağlamaya devam edecektir.