Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Siyasileştirme ve korsanlık arasında spor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Bölgemizde Dünya Kupası karşılaşmalarını yayınlama konusunda yaşanan çekişme siyasidir. Spor veya ticari kârla hiçbir ilgisi yoktur. Katar, uluslararası spor sözleşmelerini son derece uçuk fiyata, milyar dolarlara satın aldı. Amaç, Ortadoğu’da ve Kuzey Afrika’da oldukça yoksul olan ülkelerin pazarını tekeline almaktı. Katar’ın mantıklı bir bahanesi yok. Zira o, herhangi bir spor dalında başarıya sahip bir devlet değil. Sporun gelişmesini dert edindiğini de düşünmüyoruz. Yayının ardından kâr da elde edemeyecek ki bunu ticari bir etkinlik olarak görelim.

Bu davranış, yani siyasi amaçlarla tekele alma girişimi, birçok dünya ülkesinde yasaklanmıştır. Bu, Rusya’nın İngiltere’de ve ABD’de spor yayını haklarını elinde bulundurmasına benzer. Katar ve komşuları arasında yaşanan şey de tam olarak bu.

Katar, televizyon aracılığıyla söz konusu hükümetlere karşı siyasi söylemlerini yaymak için sporu kullanıyor. Tıpkı el-Cezire haber kanalı aracılığıyla yaptığı gibi… Hedef kitle ise bölgedeki yüz milyon Arap izleyici. El-Cezire’nin sabıkalarla dolu bir tarihi var. Nitekim el-Kaide ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin liderleri ile yapılan görüşmeler ve konuşmaları yayınlıyor.

Bu, Katar hükümetinin siyasi amaçları için spor yayınlarını ilk kullanmaya çalışması değil. Daha önce ‘el-Cezire Spor’ kanalı vardı. Daha sonra 2011 yılında kötü şöhretini ört bas etmek için ‘beIN Sports’ kanalını satın almaya karar verdi. El-Cezire ismini de beIN Sports şeklinde değiştirdi.

Katar ve dörtlü ülke (Mısır, Arabistan, BAE ve Bahreyn) arasındaki ilişkilerin kesilmesinin sebeplerinden biri kışkırtma amacıyla televizyonun kullanılmasıdır. Ardından Katar şirketlerinin bu ülkelerin topraklarında faaliyet yürütmesi engellendi. Bunun için beIN Sports ve el-Cezire, Bahreyn, BAE ve Arabistan’da tamamen yasaklandı. Herhangi bir televizyon hizmetinin yasaklanması durumunda kara borsada alternatif hizmetlerin ortaya çıkması son derece doğaldır. Bölgede yasadışı yolla film ve spor alanında yüzlerce televizyon hizmeti alınıyor.

Katar, Suud hükümetini yayın hakları korsanlığı yapan bir şirkete göz yummakla itham ediyor. Suud hükümeti de Katar’ı kendisine karşı kışkırtmak için televizyon yayıncılığını kullanmakla suçluyor. Bu suçlama uydurma değil. Aksine beIN Sports’un Katar’ın siyasi konumunu pazarlayarak, rakiplerine karşı kışkırtıcı yorumlar ve propagandalar yaparak sporu siyasileştirdiğine dair çok sayıda delil mevcut.

Bu ülkelerin düşmanı olan hükümetlere uydusunu ele geçirerek kendisine karşı kışkırtma izni vermesi düşünülemez. Böyle bir ortamda hak sahibi uluslararası spor şirketlerinin maddi kazanç sağlamak ve devasa kârlar elde etmek adına anlaşmazlıklardan nasıl faydalandığını görüyoruz. Hem de siyasileştirmeyi yasaklayan kanunlara rağmen. Bu ülkelerin haklarına saygı duymayarak onu Katar’a satıyorlar. Cezayir, Tunus ve daha birçok bölge ülkesi, pazarlarındaki hakların tekelleşmesi şüphesiyle Katar’dan şikâyetçi oldu.

Garip olan şu ki FIFA, UEFA ve katılımcı federasyonların Katar’ın sporu siyasete alet etmesi daha tehlikeli bir meseleyken Katar hükümetinin sahip olduğu bir şirketi korsanlığa karşı korumakla ilgilenmesidir. Son derece uçuk fiyatlara ve büyük bir zararla tüm haklarını satın aldı. Başkasının, siyaset ve medya alanında bir savaş halinde olduğu ülkelerin haklarını satın almasını da engelledi. beIN Sports, FIFA’nın gözetimi altında düşmanlarına karşı siyasi saldırıda bulunmak ve kışkırtmak konusunda cesaretlendiriliyor.

Korsanlığa gelince; bu genel bir sorun. Özellikle de Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da… Bu konudaki tek örnek beIN Sports değil. Bizzat Suudi Arabistan’ın kendisi, televizyon ve diğer alanlarda korsanlıkla mücadele ediyor. Üzerinde Suudi kulüplerinin armasını taşıyan formaların yüzde doksandan fazlası korsandır. Sahte spor mallarının değeri ise yüz milyonlarca dolar ediyor ve boşa gidiyor.