Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Soçi’ye katılanlar | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Moskova, Suriye-Suriye Müzakereleri’ni katılanlarla birlikte sonunda yapmaya karar verdi. Bu, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Hmeymim Hava Üssü’ne gerçekleştirdiği ziyaret ve Beşşar Esed’le yaptığı şüpheli görüşme aracılığıyla Suriye’deki askeri başarısını vurgulamaya çalıştığı Moskova için zorunlu gibi görünen bir karardır. Fakat bir hafta içerisinde Hmeymim Üssü’nü hedef alan iki saldırı, Moskova’nın askeri başarı vurgusunu sarsarak Moskova’da ve Suriye gelişmelerini takip eden birçok başkentte Rusya’nın askeri başarısından şüphe duyulmasına neden oldu.

Kuşkusuz Hmeymim Üssü’nde meydana gelen olay, Moskova’nın Suriyelileri Soçi’ye getirerek Suriye’deki rolünü teyit etmek amacıyla bütün şartlara rağmen Soçi konferansını düzenlemek, Suriye meselesi konusunda Suriyelilerin Rusya’nın çözüm vizyonunu onayladıklarını ilan etmek ve askeri başarısını taçlandıran siyasi başarısını deklare etmek için önemli gayretler göstermesini sağlayan ana sebepler arasında yer almaktadır.

Soçi konferansının ilan edilmesiyle ocak ayının sonlarında yapılması kararlaştırılan tarih arasındaki(Bugün konferansın ikinci günüdür) süre zarfında Moskova, siyasi, diplomatik, güvenlik ve askeri kanalları aracılığıyla konferansın başarılı olması için var gücüyle çalıştı. Bunun için Moskova, konferansın başarılı olmasını garantilemek için 3 temel noktaya yoğunlaştı:

Birincisi, daha önce görülmemiş temsil sayısını sağlamak için rejim, muhalefet ve Suriye oluşumlarından geniş bir kesimi getirerek Suriyelilerin yoğun ve nitelikli katılımını temin etmek.

İkincisi, Cenevre konferansının meşruluğuna yaklaşacak ya da bu konferansa paralel olacak meşruluğu Soçi konferansına kazandıracak uluslararası katılımı garantilemek. Bu şekilde Suriye meselesinin uluslararası çözümünde Rus damgası görülecek.

Üçüncü nokta ise Suriye meselesinde daha çok Rus vizyonunu taşıyan Soçi konferansında Moskova’nın yayınlayacağı bildiri ya da çağrıdır.

Rus çabalarının olduğu bir ortamda Putin, başkanlık kurumu, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, bakanlık görevlileri, üst düzey kurmaylar ve Rus istihbarat servisinin Soçi konferansının başarılı olması için bütün atılacak adımlara katılmaları tuhaf değildir. Ayrıca Kremlin, sahada askeri baskı yapmak, İdlib, Halep ve Guta’da sivil yerleşim yerlerine ve silahlı muhalefet oluşumlarının bulunduğu yerlere Rus uçaklarının saldırısı altında siyasi ve askeri muhalif kanadını Soçi konferansına katılması için Suriye’deki askeri mekanizmasını kullanmayı göz ardı etmiyor. Söz konusu yerler, Rus uçaklarının saldırılarının yanı sıra rejim güçlerinin ve sahadaki müttefiklerinin geniş saldırılarına maruz kalmaktadır.

Moskova’nın Suriye muhalefetinin ana temsilcisi olan Yüksek Müzakere Kurulu’nun Soçi konferansına katılmasına yönelik gösterdiği çabalar başarısız oldu. Aynı şekilde Moskova, Soçi’deki teamülde herhangi bir değişiklik yapılması konusunda Esed rejimini ikna edemedi. Zira Esed rejimi, heyetinin başka bir şahsın başkanlığında değil de Birleşmiş Milletler’deki(BM) Daimi Temsilcisi olan Beşşar el-Caferi’nin başkanlığında olmasını yineledi. Buna paralel olarak Rusya’nın çabaları, Cenevre ile Viyana’daki 8. ve 9. toplantıların başarısızlıkla sonuçlandığı bir ortamda Soçi konferansına bakış açılarını değiştirmeleri ve Rusya’nın Cenevre’de tamamlanacak çözüme makul geçişi için bir köprü olması konusunda Cenevre’deki ortaklarını özellikle de ABD ve Batılı devletleri ikna edemedi.

Soçi konferansına katılmak için Staffan de Mistura’nın gönderilmesi suretiyle Uluslararası Güvenlik Konseyi’nden bir gül aldıktan sonra karışık bir süreçle BM ikna edilmiş olsa bile bu katılım, konferansta Rusya’nın isteklerini olumsuz bir şekilde etkileyecektir. Öyle ki Moskova, konferanstan sonra yayınlanması beklenen Moskova bildirisinde isteklerini kabul ettirmede kararlı görünüyor.

İçeriğiyle ilgili sızan bilgilere göre aynı bildiri, ateşkes ve çatışmasızlık anlaşmalarının uygulanması gibi Suriye krizindeki temel meselelerin düzeltilmesi hususunda ve kuşatma altındaki bölgelerden kuşatmanın kaldırılması, insani ve tıbbi yardımların geçişine izin verilmesi, tutukluların serbest bırakılması ve kaçırılanların akıbetinin ortaya çıkarılması gibi müzakere dışı konular olduğu varsayılan noktalarda bile hiçbir şey sunmuyor.

Velhasıl konferansta ele alınacak 3 nokta, hem uluslararası temsil açısından hem de konferanstan çıkacak Moskova bildirisi açısından zayıf kalacaktır. Daha kötüsü de Suriyeli katılımcıların durumunda meydana gelecektir. Şöyle ki Suriyeli katılımcılar, Rusların istediği geniş temsilden daha zayıf bir halde bulunuyorlar. Zira siyasi ve silahlı muhalefetin ana organı olan Yüksek Müzakere Kurulu konferansa katılmıyor. Bunun yanında diğer dikkat çekici durum ise halk-sivil faaliyetlerin ve muhalefetin temsil edilmesi şeklinde ifade edilen katılımcıların büyük bölümü kenara itilmiş vaziyettedir. Aynı durum, sadece muhalefete karşı değil aynı zamanda Esed rejimi ve müttefiklerinin politikaları ve tutumlarıyla uyuşmayan herkese karşı muamelesinde sorunları ve düşmanlıklarıyla meşhur bir elçinin öncülüğündeki rejim heyetinin temsilcileri için de geçerlidir.

Çünkü bu durum, düşük ve kötü bir düzeyde yer alıyor. Dolayısıyla Soçi konferansının Rusya’nın Suriye’deki siyasi başarısını ifade etmesi beklenmiyor. Konferans, diğer hedeflerden herhangi birisini de gerçekleştirmeyecek. Ruslar, tek bir başarıyla yani sadece söz konusu konferansı düzenleyebilmiş olmalarıyla yetinecekler.