Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Son Çar | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Görünüşte Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye’deki Hmeymim Hava Üssü’nden teröre karşı başarı sağladıktan sonra askerlerinin üçte ikisinin ülkeye döneceğini ilan etti. Ancak hakikatte Putin, Hmeymim’den büyük bir seçim başarısı gerçekleştirmek için hızlı bir şekilde Rusya’ya döndüğünü duyurdu. Putin, Rusya’nın modern tarihinde sıra dışı liderliği konusunda başkanlık seçimlerini bir referanduma dönüştürüyor.

Bu arada Putin ve çevresindeki ekip, Rus siyasetinin yaşadığı bunalımın boyutunu çok iyi biliyor. Zira şu an Rus siyaseti, sadece içeride ve dışarıda tamamlanmamış birtakım başarılara dayanarak yükseliş sürecinden geçiyor.

Kremlin yanlısı medya, söz konusu başarıların son çarın iktidarı döneminde gerçekleştiği şeklinde yayın yapıyor. Ancak Rus seçmeninin gözünde bu başarılar, 2024 yılına kadar Rus yönetiminin istediği şekilde devam etmesini garantileyecek bilimsel dayanaklara ihtiyaç duyuyor. 2024 yılı, Vladimir Putin’in dördüncü başkanlık döneminin bitiş tarihi.

Putin’in yeni ve son iktidar dönemi olacak gelecek 6 yılın, Kremlin içerisinde karar verme merkezleri için zorlu bir şekilde geçeceği tahmin ediliyor. Zira karar verme merkezlerinin Putin’in veraseti konusunda iç çatışmaya girebilecekleri öngörülüyor. Bunun için geçiş döneminde yönetim organları ve devlet kurumları içerisinde istikrarı muhafaza etmenin yanı sıra alternatif ve ikna edici bir lider şahsiyetin ortaya çıkması gerekiyor. Bu durum, uzun Sovyet dönemine isabet eden zayıflama sürecini ve bu dönemde Rus toplumunda cereyan eden siyasi ve ekonomik sıkıntıları Rusların zihinlerine yeniden getiriyor.

Bu bağlamda Rusya Diplomasi Enstitüsü’ndeki Prof. Valery Salafy, Putin döneminin bittiğini ve gelecek başkanlık döneminin Putin için son başkanlık dönemi olacağını söylüyor. Salafy’nin bu sözü, Rus tarihinden belli bir dönemin bitmek üzere olduğuna açık bir şekilde işaret ediyor. Gelecek dönemin nasıl şekilleneceğini kestirmek zor. Salafy’e göre Rus toplumu, büyük bir tıkanıklık yaşıyor. Her an patlama tehdidiyle karşı karşıya duruyor. Rus toplumunun 2011-2012 yılarındaki protestolardan sonra yaşamaya başladığı tıkanıklık dönemi, eğer Kırım işgalini kapsadıysa; açıkçası Suriye, Rus toplumunun yaşadığı şu anki tıkanıklığı absorbe etmesini sağlayamayacak.

Suriye devrimi başladığından bu yana Rus liderler, Beşşar Esed rejiminin reform yapmasını olmazsa yıkılmasını isteyen barışçıl gösterilerin karşısında yer aldılar. Gürcistan ve Ukrayna’da finanse edilen devrimler sebebiyle oluşan baskılar tarzında Kremlin’in yeni baskıları taşıması mümkün değildir. Çünkü bu durum, Esed rejiminin barışçıl gösterilerle devrilmesinin başarılı olmasının Rusya’ya mücavir ülkelerin siyasi istikrarını olumlu etkileyeceği konusunda uyararak Suriyelilerin başarısının İran’dan Orta Asya’ya kadar Rusya’nın güneyindeki İslam ülkelerine bir enfeksiyon gibi yayılacaktı.

Bu da Şam, Tunus, Kahire ve Trablus gibi Arap Baharı’nın meydana geldiği başkentlerde olduğu şekilde Moskova’da da rejimin devrilmesini isteyen gösterilerle başkent Moskova’nın tehdit edilmesine neden olacaktı. Bunun için baştan beri diplomatik yollarla Beşşar Esed’i korumak, Rusya’nın hedefiydi. Sonra terörü Rus topraklarına ulaşmasını engellemek bahanesiyle Suriye tehlikesini nihai olarak uzaklaştırmak için Rus müdahalesi meydana geldi. Putin, Hmeymim Hava Üssü’nde zafer konuşması yaptığı esnada bunun gerçekleştiğini söyledi.

Rus birliklerinin sembolik de olsa periyodik olarak çekilme kararını uygulamalarını sağlayan durum, Putin’in benimsediği ve deklare ettiği başarı varsayımını sağlamlaştıracak tır. Aynı zamanda Putin, bunu seçim maddesi yaparak gelecek başkanlık seçim kampanyasında bir yatırım aracına dönüştürecektir. Buna rağmen dış başlıklar, ülkelerinin dışarıdaki başarılarını önemsemeyen Rus seçmeninin tercihleri üzerinde daha az etkili olmaya başladı. Çünkü Rus seçmeni, ülkelerinin uzun vadeli uluslararası çatışmalara girmesinden ve Afganistan’da meydana gelen olaylara benzer şekilde yeni yıpranma sürecinin cereyan etmesinden endişeleniyor.

Vladimir Putin, modern Rus tarihinin yapıcısı ve ülkesini uluslararası sahaya hızlı bir şekilde yeniden döndüren bir lider olduğunu iddia edebilir. Fakat Putin, iç kalkınma adına şanlı imparatorluklar yapmaya koyulan diğer çar ve Sovyet liderleri gibi görünüyor. Bu da eskiden devlet ve iktidarın yükseliş dönemlerini yaşayan Rus toplumları içerisinde kalkınmanın gerilemesine neden oldu ki bu yükseliş dönemlerinin çoğu geçiciydi. Yükseliş dönemlerini halk ve rejim arasında krizi derinleştiren uzun yıkılış dönemleri takip etti. Zengin ve geniş ülke, meşhur Sovyet lider Mihail Suslov’un “Çar ve yoksulluk olduğu sürece Rusya bir imparatorluktur” söylemini benimseyerek güçlü bir rejim kurmanın gerekli şartı olarak gördüğü yolsuzluk ve baskı sendromunu yaşıyor.