ABD Başkanı Donald Trump’ın eski danışmanı ve sağ kolu olan Steve Bannon, geçtiğimiz baharın başından bu yana Roma’ya en az beş ziyaret gerçekleştirdi.
İki gün önce zamanının yüzde 90’ını İtalya’da geçirmeyi planladığını açıklayan, aşırı sağcı fikirleri ve ırkçı tutumlarıyla tanınan Bannon’ın, Avrupa’daki sağcı-popülist partilerle bir süredir iletişim halinde olduğu bir sır değil. Bannon, başlatmak istediği ‘popülist devrimin’ mayasının İtalya’da tutmasını istiyor.
Brexit referandumunun ardından Bannon, İtalya’daki koalisyon hükümetinin, özellikle de İtalya Dışişleri Bakanı ve aşırı sağcı Kuzey Ligi (Lega Nord) Partisi’nin lideri Matteo Salvini’nin ideolojik projesinin değirmen taşı olmasından oldukça umutlanarak, bir cephede olabildiğince çok popülist ve sağcı partiyi bir araya getirmeye çalıştı.
Bannon, aşırılıkçı dini hareketler ve güçlerle, sağ-popülist partilerin yer aldığı projeyi aktif hale getirmek için İtalya’nın en uygun yer, yaklaşan Avrupa seçimlerinin tarihinin ise en uygun tarih olduğunu düşünüyor.
Aşırı sağcı ve İtalyan faşistlerin varisi olan İtalya’nın Kardeşleri Partisi’nin birkaç gün önceki yıllık festivalinde konuşan Bannon, “Devrim burada başarılı olursa, İtalya dünya siyasetinin merkezi olabilir” diyerek kurmuş olduğu ‘The Movement’ hareketine Salvini’nin yanı sıra İtalya’nın Kardeşleri Partisi’nin lideri Georgia Meloni’nin de katıldığını ilan etti.
İtalyan destekçilerine hitap eden Bannon, “Brüksel sizden endişe ediyor. Güç ve para ittifakına meydan okumaya cesaret ettiğiniz için elitler sizden nefret ediyor” dedi.
Ardından Salvini’ye övgüde bulunan Bannon, onun dürüst ve sözüne sadık biri olduğunu söyledi.
Konuşmasında, Avrupa’ya olan inancını dile getiren Bannon, Avrupa’nın siyasi sahneyi değiştirecek büyük bir deprem için hazır olduğuna dikkat çekerek, ilk rakibinin de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron olduğu dile getirdi.
İtalya’daki Trisulti Manastırı’nda kurulan forumun, Bannon’un, Vatikan’da muhafazakar çevreler arasında bilinen bir eylemci olan sağ kolu Benjamin Harnowell’la birlikte yöneteceği bir merkez olması bekleniyor.
İtalya, fikirlerini Avrupa’nın başlıca siyasi ve dini merkezlerinden birisine ihraç etme konusunda takıntılı olduğu düşünülen Bannon’a, siyasi projesini Yahudi-Hıristiyan kökenli temelde pekiştirmek için tarihi bir zemin sundu.
Bannon, projesinin, Avrupa’da liberal demokrasileri desteklemek için 1984’ten bu yana yaklaşık 32 milyar dolar harcayan Macar asıllı George Soros tarafından kurulan Açık Toplum Enstitüsü’ne rakip olduğunu inkar etmiyor.
Projesini savunurken, “Popülizm, elitlerden gücü almak ve onları insanlara geri vermek için küreselleşme sistemine karşı meşru bir tepki” diyen Bannon, “Fakirler zenginler yüzünden fakir değil. Ancak, haksız yasalar, yanlış yönlendirilmiş politikalar ve herkesin çıkarlarını etkileyen kararlar üzerindeki oligarşik kontroller nedeniyle fakir” ifadelerini kullanarak popülizmin servete karşı değil, devlet ve ona bağlı kurumlardaki yolsuzluğu karşı olduğunu söyledi.