YPG Genel Komutanı Sipan Hamo, Moskova ziyareti sırasında Rus askeri yetkililerinden Suriye’deki Kürt özerk yönetiminin, kademeli kurulacak Suriye federasyonu için Soçi’deki “Suriye Ulusal Diyalog Konferansı” na davet edileceğini söyledi.
Hamo, ABD Savunma Sekreteri Jim Matisse’in, Esed güçlerinin İran tarafından “cesaretlendirdiği” herhangi bir saldırıya karşı Washington’un Suriye Demooratik Güçleri’ni (SDG) savunacağını söyledi.
Hamo’ya göre; Suriye’nin doğusundaki DEAŞ yenilgisinden sonraki aşama, “Askeri zaferlerden siyasi tanımaya geçiş olarak” değerlendiriliyor. Sürecin bir tarafında ABD’nin önderlik ettiği uluslararası koalisyon ülkeleri diğer tarafta da Rusya bulunuyor.
Hamo, Rusya Savunma Bakanlığının DEAŞ’ı hezimete uğratması üzerine yaptığı zafer kutlamasına katılmak için Savunma Bakanı Sergei Schweigau’nun davetlisi olarak Moskova’yı ziyaret etti.
Genel Sekreter Valery Gerasimov’un ardından Astana süreci ve Soçi için planlanan Suriye Diyalog konferansında Hamo, Savunma Bakanlığı yetkilileri ve Rus generallerle çalışma toplantıları düzenledi.
Kürt “Halk Koruma Birimlerini” oluşturan SDG, iki uluslararası güç arasında bir dengenin temel taşıydı.
Birincisi, Fırat nehrinin doğusundaki bölgeyi Amerika’nın önderlik ettiği Uluslararası İttifak’ın desteklediği operasyonlarla bölgeyi DEAŞ’dan kurtardı. Diğeri de, Deyr-i Zor’da Rus ordusuyla ortak operasyon odasını kurdu. Halen SDG-Rusya ortaklığıyla çalışan Deyr-i Zor, Rakka, Halep, Afrin ve Tel Rifat’da dört ortak birim mevcut.
SDG, iki taraf arasındaki bu dengeyi sürdürdü. Mayıs sonunda Washington ve Moskova arasındaki “çekişme çizgisine” ulaştı. Nehrin doğusu Amerika’nın müttefiklerine ve nehrin batısı Rusya’nın müttefiklerine ait.
SDG Soçi’ye katılacak
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre, Astana sürecinde uzmanlaşmış ve Soçi Konferansı’na hazırlanan Rus generalleri “SDG’nin de Soçi Konferansı’na davet edileceğini doğruladı”
Bu davet, Soçi Konferansı’na PYD’ye yakın herhangi bir partinin katılımına karşı olan Ankara’yı kızdıracak.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani arasındaki Soçi zirvesinde, üç ülkenin Suriye Diyalog Konferansı’na davet edilenlerin listesinin son halini verme konusunda anlaşma sağlamışlardı. Bu, Astana’nın son toplantısında doğrulandı, böylece üç garantör ülkenin temsilcileri Moskova tarafından hazırlanan ve Soçi’ye davet edilen 1700 Suriyelinin bulunduğu listeyi onaylamak için bu ayın sonunda bir araya gelecekler.
Ankara, Moskova tarafından onaylanan SDG’nin hariç tutulmasını öngördü; Kaynaklar “Ankara’nın desteklediği Suriye siyasi muhalefeti ve askeri aktörlerin katılımı olmadan başarılı olamayacağının farkında olduğu için Türkiye’yi Suriye diyalogu için desteklemeye hevesli” şeklinde yorumluyor.
Aynı kaynaklar son günlerde Soçi Konferansı’na ve Beşşar Esed’e karşı Ankara’nın olumsuz açıklamalarını arttırmasını da bu bağlamda değerlendiriyor. Öte yandan Suriyeli askeri ve siyasi muhalif kesimlerin çoğu da Soçi Konferansı’na katılmayı reddeden açıklamalar yayınlıyor.
Kaynaklar, “Rusların Soçi’nin başarısı için Türkiye ile taktik işbirliği kurduğunu. Bu nedenle, PYD’ye resmi davette bulunmayacağını ancak görüşmelerini de sürdüreceklerini belirtiyor.
Hamo’ya göre, Moskova Soçi’de bir Diyalog Konferansı öngörme kararı aldı. Suriye taraflarının bir anayasa komisyonu kurulması yoluyla yeni bir Suriye anayasası hazırlama sürecinin başlatılması sağlanacak. Geçen yılın başında Rus tarafının hazırladığı anayasa taslağını değerlendirmek üzere olan, Ana formda, cumhurbaşkanının yetkilerinin Başbakan lehine çözülmesini ve yerel yönetimlerden Bölgeler Birliği kurularak, Ulusal Parlamento’ya ek olarak kurulmasını öngörüyor.