Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Suriye rejim güçlerinin İdlib’e operasyon planı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Suriye rejim güçleri, Şam ve çevrisinde yeniden kontrol sağladıktan sonra gözünü ülkenin kuzeybatısında bulunan muhalif grupların ve Heyet-i Tahriru’ş Şam’ın (HTŞ) son kalesi İdlib’e çevirdi.

İdlib çekişmesi, muhalif grupların bir biri ardına yenilmesinin ardından Suriye ihtilafındaki en büyük çatışmaların sonuncusu olarak nitelendiriliyor. Muhaliflerin kontrol alanı, İdlib ve İdlib’e yakın küçük alanlarla sınırlı. Bununla birlikte Halep’in kuzeyinde de Türkiye’nin kontrolündeki muhalif grupların hâkimiyetinde küçük bölgeler bulunuyor.

Reuters’ın dün yayınladığı bir haberde, uzun süredir rejim ve Rusya’nın bombardımanlarına maruz kalan İdlib’de yıllardır süren savaştan kaçan mülteciler ve Suriye rejimiyle anlaşmaya yanaşmamaları sebebiyle buraya göç etmeye zorlanan muhalifler bulunuyor.

3 milyon insan bulunuyor

İdlib’in nüfusu zamanla içerisinde artarken, bugün Halep, Hama ve Lazkiye’deki muhaliflerin kontrolü altındaki sınırlı bölgelerden göç ettirilenlerle birlikte yarısı mülteci olmak üzere yaklaşık üç milyon insan bulunuyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura Aralık 2016’da ‘İdlib’in yeni bir Halep olmaması’ için uyarıda bulunurken, yaklaşık 2 yıl sonra rejim güçleri tüm bölgelerde kontrolü yeniden sağladı. Rejimin bin 700 sivilin öldüğü iddia edilen Doğu Guta’ya yönelik askeri operasyonla bölgenin kontrolünü ele geçirmesinin ardından BM Suriye Özel Temsilcisi De Mistura, 16 Mayıs 2018’de İdlib’deki askeri bir operasyonun gerçekleşmesi halinde nüfusunun yoğunluğu sebebiyle Halep’ten ‘6 kat daha kötü’ bir sonuç doğuracağı konusunda uyardı.

“Başka gidecekleri yer kalmadı“

De Mistura, muhalif grupların kaybettiği bölgelerden göç etmeye zorlananların da İdlib’e sığınması sonrası, bölgede bulunanların ‘gidebilecekleri başka bir yerleri olmadığına’ dikkat çekti.

Öte yandan Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, 26 Temmuz 2018’de “Şuan tek hedefimiz değilse bile İdlib de hedefimizde. Bütün bu bölgelere gideceğiz, ordu önceliklerini belirleyecek. Bu önceliklerden biri de İdlib” ifadelerini kullandı.

Suriye rejim güçleri 10 Ağustos’ta İdlib’in güneyinden Halep’in batısı ve kuzeydeki Hama’nın kuzey kırsalına topçu desteğiyle birkaç alanı hedef almaya başladı.

Bu saldırılar, Suriye’de hükümete yakın haber ajanslarının ‘en büyük savaş’ olarak nitelendirdiği İdlib operasyonu için rejim askerlerinin bölgeye sevk edildiği bir dönemde gerçekleşti.

HTŞ ve diğer muhalif gruplar Ağustos ayı boyunca hendek kazarak, mayın döşeyerek ve unsurlarını belli noktalara konuşlandırarak, beklenen operasyona hazırlanmaya çalıştılar.

HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Cevlani 21 Ağustos’ta, İdlib’deki muhalif grupları diğer bölgelerde olduğu gibi Suriye rejimi ile müzakerelerde bulunulması ve anlaşma yapılması konusunda uyardı.

Türkiye’den askeri operasyon açıklaması

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 24 Ağustos’ta, İdlib’de askeri bir çözümün sadece İdlib için değil, Suriye’nin geleceği için de felakete yol açacağı konusunda uyarıda bulundu. Bakan Çavuşoğlu ayrıca, radikallerin ve teröristlerin herhangi bir tehdit oluşturmamaları konusunun da önemli olduğuna dikkati çekti.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) aktardığı bilgilere göre, Rusya, muhaliflerin bölgeyi terk etmeleri için geniş çaplı bir askeri operasyon yerine İdlib’de etkili olan Türkiye’nin HTŞ’ye bir çözüm bulmasını istiyor. Bu bağlamda, Türkiye, muhaliflerin bölgeyi terk etmesi için görüşmelerde bulunuyor.

Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İdlib’de kimyasal saldırı gerçekleşebileceğine dair korkuların ardından 29 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, Batılı ülkelerin İdlib’de yapılacak olası ‘terörle mücadele operasyonunu’ engellememeleri gerektiğini söyledi.

Rusya ve Batı arasında gerilim

ABD, Fransa ve İngiltere, Suriye rejim güçlerinin kimyasal silah kullanması durumunda karşılık vermekle tehdit ettikleri bir dönemde Moskova ve Şam, muhalifleri İdlib’de sorumluluğunu rejime yükleyecekleri bir kimyasal saldırı hazırlığında olmakla suçladı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, 29 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, İdlib’de büyük çaplı bir askeri operasyon yapılması halinde insani bir felaketle sonuçlanabileceğini söyledi. BM, İdlib’deki askeri operasyonun 800 bin insanı bölgeyi terk etmek zorunda bırakmasından korkuyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim 30 Ağustos’ta Moskova’ya gerçekleştirdiği ziyaret sırasında yaptığı açıklamada, Suriye topraklarının tamamını terörden kurtarma çalışmalarının son aşamasına gelindiğini söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ise, ülkesinin İdlib’deki sivillerin çıkış için ‘insani koridorlar’ oluşturulmasına yönelik görüşmelerde bulunduğunu söyledi.