Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Suriye rejimi gücünü kazandıktan sonra | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Suriye’de Beşşar Esed rejiminin eski gücüne kavuşmaya başlamasıyla nüfuzunu Lübnan’ı kapsayacak şekilde genişletmesi arasındaki paralellik hem sakil hem ayıp.

Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri dönmeyle ilgili senaryoların uçuştuğu bir dönemde Esed Suriye’sinin Lübnan’a dönüp hükmetmesi beyin fırtınası babından yapılan konuşmalarmış gibi algılanabilir.

Esed’in Lübnan’a güçlü şekilde geri dönüşü teoride kalmış ve fiiliyatta anlamsız sözlermiş gibi algılanabilir. Bazıları rejimin zayıflığından, Suriyelilerin Lübnan’a karışmayacağına dair Rusların oraya veya buraya vermiş olduğu sizlerden bahsedebilir, ama konuyu ciddi şekilde dillendirenler de var.

Suriye’nin Lübnan işlerine karışma ihtimalini göz ardı eden olduğu gibi, toptan inkar edenler de var, ama şu bir gerçek, Suriye Başkanı Esed Lübnan’a geri dönmek için denemelerde bulunuyor, hazırlıklar yapıyor.

İki ülke arasındaki ilişkilerin kurallarını ele alalım, Kuralların ilki; Esed Suriye’yi ancak Lübnan’ı kontrol ettiği kadar kontrol edebilir. Bu gerçeği Beşar Esed’den daha iyi kimse bilemez, kendisi Suriye içine döndüğünde gerek sistemin iç dinamikleri olsun, gerek halkıyla olan ilişkileri olsun, ülkesinin gerçek iç problemleriyle yüzleşme durumunda kaldı.

Günümüzde Rus, Amerikan, İsrail ve İran’ın hayat öpücüğü ile politik hayata döndürülen Beşar Esed rejiminin Lübnansız sağlığına tam kavuşamayacağını iyi biliyor. Küçücük ülkemizdeki adamcıklarının ara sıra ortaya koyduğu gibi, Esed’in Lübnan’a bakışı hep sıcak şehvete bulaşmıştır.

Esed rejimi ‘mezbahalarında’ ölen kişilerin vefat ilanlarını intikam duygusu ve geri dönüş coşkusu içinde Suriyeliler arasında yaymaktan geri kalmıyor. Aynı terör dönemini Lübnan’da da hortlatmak istiyor.

Bu yeni dönemin göstergelerinden biri, Esed’e bağlılığı ile bilinen Lübnan Demokrat Partisi lideri Bakan Talal E-Arslan’ın bir TV röportajında eski milletvekili Velid Canbolat’ı ‘Suriye ve Suriye Dürzilerine komplo düzenlemek’le suçlaması ve hızını alamayarak ‘Velid Canbolat, dış ajandalara hizmet etmek amacıyla Suriye’ye karşı oyunlar kuruyor. Eminim, Suriye’deki Dürzilerin tutumu açıktır, hepsi Suriye Devletine vatani ve milli duygularla bağlı olmaktır’ demesidir. ‘Devlet’ kelimesinin bu denli müptezel şekilde kullanılması kara mizah olsa gerek!!

Canbolat’ın Suriye düşmanlığı bilinmeyen şey değildir, dolayısıyla ona karşı savaş açılmasının sebepleri de anlaşılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken şey Canbolat’a karşı hücumun zamanlaması, suçlama dili ve ağır ithamlar ve Suriyelilerin hizaya gelmesi için sarf edilmesi.

Lübnan’ın içine yönelik Suriye mesajları parlamento başkanı Nebih Berri’yi yönelince daha da dramatik hale bürünüyor. Tüm General Cemil El Seyid Nebih Berri’yi bir seri Twitle eleştirmesi ve Berri’nin Beka Vadisini ve Vadideki Şiileri önemsememekle suçlaması hem sosyal platformda hem siyasi düzeyde büyük yankı uyandırmıştır. Bundan önce de Lübnan ve İsrail arasında kara ve deniz sınırlarının belirlenmesi amacıyla BM’nin teklifine sıcak bakan Berri’yi El Seyid yüksek tonla eleştirmişti.

El Seyid konuyla ilgili ağır bir twit attı: ‘’ Lübnan, Lübnan ve İsrail arasındaki, Shebaa Çiftlikleri dahil olmak üzere, kara ve deniz sınırlarının tespiti için Amerika’nın arabuluculuğunu kabul ederse, ülkenin İsrail ile olan uluslararası sınırları hakkında şüphe duyduğu anlamına gelecektir. Shebaa çiftliklerinin sınırları Lübnan ve Suriye arasındadır, Lübnan ve İsrail arasında değil. Bu konuda uluslararası camia yetki sahibi olamaz. Bu konudaki her arabuluculuk bir tuzaktır. ”

Suriye’nin bu mesajları, Başbakan Refik Hariri’nin suikastla öldürülmesinden beri Suriye’yi sadece bir defa ziyaret eden Lübnan’ın politika tilkisi olan Berr’inin gözünden kaçmadı.

‘Hizbullah’ı’ yeteri kadar korumamakla suçlanan ve özel oturumlarında ‘Hizbullah’ın’ Suriye macerasını eleştiren Berri Suriye’yenin mesajlarını aldığını ve yeni ortama yak uydurmaya hazır olduğunu anlatmak için iki söylem geliştirmiş ve yaymıştır, ilk söylemi, ‘Hizbullah’ın’ yerli ve milli olduğunu vurgulama yönünde tutum sergilemişti. Berri’nin diğer bir tutumu da ‘Suriye ile koordinasyon yapmamak bir maskaralıktır, bitmeli sonuçlandırılmalı’ tutumudur.

Cemal El Seyid’in eleştiri okları başkomutanı ABD’de bir iş ve koordinasyon ziyaretinde olan Lübnan ordusuna da isabet etmiştir. El Seyid Lübnan Ordusunun, Esed’in Lübnan üzerinde kontrolü sağlamak için önemli olan, Beka Vadisinin kuzey tarafını korumakta kusurlu olduğunu ve ordu komutanlarını, istihbaratını ve sorumlularını rüşvet almakla suçlamıştır.

Canbolat ve Berri gibi Lübnan’ın politik yaşamının erkanlarına politik saldırılar düzenlemek tehlikeli olmasına tehlikeli, ama birilerinin Lübnan ordusuna saldırması daha da tehlikeli olur, zira; bu türden saldırı hükümet kurulmasını engeller, ölümcül kaos ve boşluğun oluşumunu tetikler ve yıkımı beraberinde getirir…. O zaman da Esed’in geri dönüşü tehlikeli bir ihtimal olmaktan çıkar ve milli talep haline dönüşür.