Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Suriye… Soçi-Cenevre çatışması | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Öyle görünüyor ki Rusya, İran ve Türkiye arasında yapılan üçlü Soçi zirvesinden ve Suudi Arabistan’ın başkentinde Suriye muhalifleri arasında düzenlenen ve Riyad 2 konferansı olarak bilinen toplantıda alınan kararların, ABD ile batılı devletler tarafından memnuniyetle karşılanmasından sonra Suriye krizinin siyasi yollardan çözümüne ulaşma ihtimaliyle ilgili bölgesel ve uluslararası göstergeler, çözüm sürecini sekteye uğratabilecek ve rejim ile muhalefet arasındaki müzakereleri başlangıç noktasına götürebilecek birtakım ciddi engellerle karşılaşmaya başladı.

Suriye rejiminin ve Suriye’de kendisini destekleyen devletlerin; üçlü Soçi zirvesindeki ittifakın yanı sıra ikili görüşmelerde ve Astana toplantılarında varılan siyasi ve askeri taahhütlere bağlı kalması gerekiyordu. Fakat Suriye çözümünün manevi babası olan Moskova’nın, kararların uygulanması noktasında ciddi olmadığı görülüyor. Çünkü rejim uçaklarının yanı sıra Rus uçakları, Doğu Guta’da Özgür Suriye Ordusu(ÖSO) gruplarını bombalıyor. Çatışmasızlık anlaşması açık bir şekilde ihlal ediliyor. Dolayısıyla Rusya’nın taahhütlerinin bir kısmını atlatmaya çalıştığı söylenebilir. Yine bu durum, muhaliflere ve Soçi konferansının maddelerinin büyük bir kısmını reddeden bazı aktif devletlere tepki niteliğinde olabilir. Bu şekilde söz konusu devletler ve muhalifler, Rusya’yı Soçi konferansını önümüzdeki şubat ayına ertelemeye zorladılar.

Cenevre ve Soçi süreci, şekil ve içerik bakımından paralel bir şekilde ilerliyor. Bu da iki sürecin bir noktada kesişmesini zorlaştırıyor. Bu durum, çözüm ihtimalini uzaklaştırmaya ya da çözüm konusunda hızlı hareket etmeye davet ediyor. Sebep belli. Taraflar, çıkarlarını kollayan sürecin baskın olmasının kendi menfaatlerine olacağını düşünüyor. Bu da diğer bir sürecin başarısız olmasına ya da sürecin çökmesine neden oluyor.

ABD Başkanı Donald Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, pazartesi günü yaptıkları telefon görüşmesinde bu durumu ifade etmeye çalıştılar. İkili, telefon görüşmesinde Cenevre müzakerelerinin Suriye krizini çözmek için tek meşru platform olduğunu dile getirdi.

ABD ve Fransa liderlerinin tutumu, sadece Moskova’ya değil, aynı zamanda Tahran ve Ankara’ya da net bir mesaj göndermektedir. Sadece Cenevre süreci, uluslararası meşruiyete sahiptir ve Birleşmiş Milletler(BM) Cenevre 1 ve 2254 nolu karara göre Suriye krizini bitirmek için kararlar almaya yetkili mercidir. Cenevre ve BM’nin maddeleri, Rus ekseninin çıkarlarıyla çakışıyor. Çünkü Rus ekseni, Soçi konferansı aracılığıyla sadece anayasa reformuna ve rejim çatısı altında ulusal ve uzlaşmacı bir hükümetin tesis edilmesine dayalı çözüm vizyonunu dikte etmeye çalışıyor. Bunu, Esed rejiminin sadece Cenevre’deki yeni müzakere turlarında değil, aynı zamanda tüm müzakere süreçlerinde dayatmaya çalıştığı ön şart olarak saymak mümkündür. Bu nedenle rejim ve destekçileri, uluslararası meşru kararların etrafında toplanmak için Putin, Erdoğan ve Ruhani’nin bir araya geldiği Soçi konferansının tek çıkış yolu olduğunu düşünüyorlar. Bu, rejimin inatçılığına devam etmesini sağlayacak bir kılıf olarak görülebilir.

Şu ana kadar Suriye muhalefeti, Soçi konferansının içini boşaltmayı başararak bu konferansı rejim-rejim arasında düzenlenen bir görüşmeye dönüştürdü. Bölgede geriye kalan müttefikleriyle birlikte Washington, ABD ve batılı ülkelerle olan kötü ilişkisinden dolayı Türkiye’nin de eklendiği bu süreci, Rusya ve İran süreci olarak addetti. Buna karşılık Moskova, Suriye denklemindeki geçici güç konumundan yararlanarak şartlarını Cenevre sürecine dikte etmeye çalışıyor. Bu şekilde Cenevre sürecinin maddeleri, Rusya’nın Suriye’deki uzun vadeli hedefleriyle uyumlu bir hale gelmiş olacak.

Rusya, Cenevre 8 görüşmesini sekteye uğratmak amacıyla Guta’da sivillere karşı kullandığı siyasi ya da askeri yöntemlerle Suriye çözümü üzerindeki ABD ve uluslararası toplumun kontrolünü kaldırmayı hedeflemektedir. Suriye meselesindeki egemenliğine rağmen Rusya, Suriye’de İran’ı kontrol etmede yetersiz kalıyor. Aynı zamanda Rusya, Kürt meselesindeki gelişmelere bağlı olarak Türkiye’nin tutumunda meydana gelen değişiklikler karşısında endişeleniyor. Bunun için Rusya; Tahran ve Ankara’yı aynı hendeğe koyarak bu bulunmaz fırsattan yararlanmaya gayret gösteriyor. Fakat bu fırsat, Washington’la olan anlaşmazlıklardan dolayı uzatılabilecek bir fırsat olmayıp kısa süreliğine geçerlidir. Suriye’de Washington’la olan bu anlaşmazlıklar, Soçi düşüncesini bitirip Cenevre’yi başa döndürecek birtakım yerel ve bölgesel şartlara dayanmaktadır.