Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Suriye’de gizli savaş ve dört seçenek | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Beyrut: İbrahim Humeydi

İran ve İsrail’in Suriye’de doğrudan çatışmaya girmesi beklenen bir gelişme. Ancak savaşın ne zaman ve nasıl olacağı, savaşa giden sürecin nasıl işleyeceği ve Moskova’nın uluslararası 1701 sayılı kararın bir benzerinin Suriye içinde alınması için diplomatik süreci yönetebileceğine dair görüş ayrılıkları var.

Beyrut’taki Batılı diplomatlara göre Suriye’de gizli savaş yıllardan beri sürüyor. Bu durum birçok kez ortaya çıktı. Bunların sonuncusu, Suriye radar sisteminin bozulması nedeniyle iki hafta önce iki uçaksavar füzenin hayali hedeflere atılması ve füzelerin Suriye’nin ortasına düşmesi oldu. Suriye hemen basındaki haberleri geri çekti.

Diplomatlar, İsrail’in, Esed rejiminin yanında savaşan İranlı örgütlere askeri güç dengesini değiştirecek baskınlar düzenlemekten kaçınarak, yaptığı üç saldırıda sadece kimyasal silahla ilgili kırmızı çizgilerin korunmasıyla yetindiğini söylüyorlar.

Şubat ayında gösteriye yeni bir oyuncu girdi ve oyunun kurallarını değiştirdi. ABD insansız hava araçlarının bulunduğu Suriye’nin merkez üssü T-4’ü hedef aldı. Buradan kaldırılan bir insansız hava aracı Golan tepelerinde uçurulmuştu. Bu, geçtiğimiz yılın ortalarında Ürdün-Irak-Suriye sınırından, İranlı bir subay tarafından ABD üssüne gönderilen gelişmiş bir keşif uçağıdır. Amerikalılar İran’ın bu keşif uçağını düşürdüler.

Şubat ayında İranlı subaylar T-4 Suriye merkez üssünden Golan tepelerine insansız hava aracı gönderdi. Bu uçağın önemi, CIA’in yedi yıl önce İran’ın nükleer programını araştırmak için gönderdiği bir ABD keşif uçağının değiştirilmiş bir İran versiyonu olması. İranlılar uçağı ele geçirdikten sonra yeni bir versiyonunu üretmek için bir tesis kurdular. Diplomatlar, İsrail ve Amerikalılar’ın, İran’ın son saldırıların ardından deneme uçuşu yaptığı uçakları ele geçirdiklerini düşünüyorlar.

İsrail’in T-4 üssüne saldırısı, içinde insansız hava araçlarının yapımından sorumlu iki İranlı Devrim Muhafızı’nın da bulunduğu 7 kişinin ölümüne yol açan ilk doğrudan saldırısı.

İnsansız hava araçları İran’ın bölgeye nüfuzunu sağlayan araçlardan biri. Arap devletlerinin hakimiyetinde olmayan sınır ötesi milislere destek sağlıyor.

Hmeymim üssü, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in zafer konuşması yaparak görevlerinin sona erdiğini söylemesinin ardından, biri geçen yıl Aralık ayında olmak üzere gizemli saldırılara maruz kaldı.

Vaatler ve Cepheler

Tahminlere göre büyük olayların birikmesiyle beklenen savaş Mayıs ayında gerçekleşecekti. Bu olaylar; bu Pazar yapılacak Lübnan seçimleri, ayın 12’sinde yapılacak Irak seçimleri, yine 12’sinde Trump’ın İranla yaptığı nükleer anlaşmadan çekilme kararı (çekileceği tahmin ediliyor), ayın 15’inde Filistin’de Nakba’nın yıldönümü, Amerika’nın büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması, Rusya’nın S-300 sistemini Esed’e vermesi ve Amerika’nın Suriye’nin doğusundaki askeri varlığını gözden geçirme kararı.

Diplomatlara göre gerilimin tırmandığı 4 cephe var: Gazze, Güney Suriye, Kuzeydoğu Suriye ve Lübnan. Güney Lübnan’da yaşananlar askeri bir gerilime işaret etmiyor. Aksine insanlar arasında istikrar ve ekonominin militarizme galebe çaldığını söylemek daha doğru olur. Hizbullah yetkilileri de Batılı gazetecilere verdikleri demeçlerde Lübnan’daki parlamento seçimlerinden sonra siyasi, toplumsal ve ekonomik konulara öncelik vereceklerini açıkladılar. Tahminlere göre İran, Suriye’nin doğusunda Amerika’nın askeri kararlılığını test etmeye devam edecek. İran’ın Deyr-i Zor’un yakınlarına son saldırısı ABD tarafından engellendi. Diplomatlar şunları ifade ettiler: Tahminlerden biri, rejim ve yandaşlarının Amerikalılar’a karşı Fırat’ın doğusunda saldırı düzenlemesi ki bu da Arap- Kürt iç çatışmasını meydana getirebilir ve DEAŞ’ın intihar saldırılarının yeniden başlamasıyla hizmet ve imar sorunları patlak verebilir. Özellikle ABD’nin mayınların temizlenmesi ve imar çalışmaları için verdiği destek programının başlamasından sonra.( ABD Rakka için ayırdığı 200 milyon dolar kaynağı dondurdu)

Bu, orta vadedeki plandır. Özellikle Amerika’nın Suriye’nin üç mevzisini vurmasının ardından Amerika- Rusya arasındaki diyalog girişimleri başarısız olursa buna Rusya da katılacak. İran ise, nüfuzunun azalmasını sağlayıp onun Akdeniz’e geçişini engelleyeceği için Amerika’nın Fırat’ın doğusunda kalma programının da başarısız olmasını istiyor.

Ancak yakın çatışma, açıklamalara göre Suriye ve Gazze arasında. Diplomatlar Amerika nükleer anlaşmadan çekilirse İran’ın Ortadoğu’da kendini göstermek için yeniden kartları karacağı ve bunun için elçiliğin taşınması ve Büyük Yürüyüşler meselesini kullanacağını tahmin ediyorlar. Batılı bir büyükelçi şunları söyledi: “ İran’ın Irak’taki seçimlerde çoğunluğu sağladıktan sonra Nakba’nın yıldönümünü kullanarak bir çatışmaya gireceği analizler arasında”

Suriye’ye gelince; İran’ın iki Devrim Muhafızının öldürülmesine yönelik intikamı, Amerika’nın Kudüs kararı ve nükleer anlaşmadan çekilmesiyle eş zamanlı olarak gelebilir. CNN’in Amerikan kaynaklarından aktardığı bilgiye göre, uydu alıcıları bir saldırıya hazırlık bağlamında İran’dan Suriye’ye giden askeri araçları tespit etti. Diplomatlar şunları söyledi: “ Suriye’nin merkezine ve kuzeyine yönelik saldırılar önleyici saldırılardı. Hedeflenen T-4 üssünün bir dahaki bombalanması sırasında İran’ın karşılık vermesini engellemek için İran füzelerini yok etmekti.

Rusya bunun neresinde?

Rus yetkililer Suriye’de siyasi bir çözüm havasında değiller. Onlar için Cenevre süreci öldü. Şu andaki öncelikleri Güney Suriye’nin ardında Humus kırsalının alınması için rejim güçlerine destek olmak ve çatışmanın azaltılması anlaşmalarının bittiğini ifade etmek. Bundan sonra üç cephe kalacak; Suriye’nin güneydoğusu, Suriye’nin kuzeybatısı ve Suriye’nin doğusu (Tanf kampı)

İkinci cephe, Astana süreci içinde Ankara ile anlaşmaya ve Türk ordusunun Suriye’den “vaat edildiği gibi” çekilmeye hazır olmasıyla bağlantılıdır. Üçüncü cephe ise, Amerikan- Rus anlaşmasına ya da başarısızlığa uğramasına bağlı.

Ancak en heyecan verici olanı, gelecek çatışmada Rusya ile bağlantılı olacak ilk cephe. Gelen bilgilere göre Rusya S-300 sistemini Tarsus’a indirdi, oradan da Hmeymim üssüne taşıdı. Ancak henüz Suriye’ye teslim etmedi. S-300’ü, S-400 gibi konumlandırdı ama bu sistemler hala Rusya’nın elinde. Öncelikli görüş Rusya’nın Telaviv ve Batılı güçlere karşı bu sistemi Şam’a teslim edeceği yönünde.

Suriye hava savunma sistemi Hmeymim üssü önderliğinde Rusya ile bütünleşti. Rusya S-300 füzelerinin Şam’ın kontrolüne verileceğini ima ediyor. Üç saldırıdan sonra Suriye’den atılan füzelerin askeri olmaktan çok Suriye’nin imajını kurtarmak için siyasi amaç taşıdığı ifade ediliyor.

Dört seçenek

Rusya olası bir çatışma durumunda diplomasi uygulamak istiyor. Moskova bütün tarafları hesaplanabilir ve sınırlı bir çatışmaya itiyor.

Nasıl? Dört seçenek var:

İlk seçenek, Suriye topraklarında karşılıklı olarak bombardımanların tekrar başlamasıyla oyunun kurallarına geri dönmek. Böylelikle Rusya ve S-300 füzeleri İsrail’in kırmızı çizgileri belirlemesine bağlı kalmayacak.

İkincisi, Suriye ile İsrail arasında çatışmalara son verilmesi anlaşmalarına geri dönmek. Zira Rusya, Ürdün sınırı, Golan ve Şam arasında Suriye birliklerinde değişiklikler yapmaya başladı. Rus askeri polis noktaları koydu. Dera’da yeniden mevzilendirdi. Yanı sıra Dera kırsalında Devrim Muhafızlarını hareketlendirdi.

Suriye’nin güneybatısındaki ABD, Rusya ve Ürdün arasında gerilimi azaltma anlaşması, “Suriyeli olmayan kuvvetlerin” (Hizbullah ve İran’ın örgütleri) Ürdün ve Golan’dan iki aşamada çekilmesini öngörüyordu: Önce 5-15 km, sonra 20 km arasında. ( Moskova şöyle diyor: “Amerika ve muhalifler DEAŞ, Nusra ve Halid Ordusu’yla savaşmada başarısız oldu) Ancak bu gerçekleşmedi. Hatta İran, Kuneytra ve Golan yakınlarındaki Beyt Can’da çatışmaya katıldı.

Rusya tarafı şu anda tek çözümün; Dera’ya ilerleyen Suriye ordusunu güçlendirmek olduğunu, Nasib geçişini yeniden açarak ekonominin canlandırılması ve Ürdün-Suriye ticari hattının oluşturulmasının gerektiğini söylüyorlar. 1974 anlaşmasına göre Suriye ile İsrail arasında çatışmaların bitirilmesi anlaşması uyarınca, Suriye asker ve polisi Golan tepelerinde konuşlandırılmıştı. Bu anlaşmaya göre çatışmalı bölge hafif ve ağır silahlardan arındırılacaktı. Diplomatlar Suriye ile İsrail arasında bu anlaşmaya geri dönüşün mümkün olduğunu söylüyorlar.

Üçüncüsü, BM’nin 1701 sayılı kanununun Suriye versiyonu. Bazı diplomatlar 2006 Lübnan savaşının ardından çıkarılan 1701 sayılı kanuna benzer bir şekilde bir kararın çıkarılması için Rusya’nın gerilimi kullanacağı görüşünde. Böylelikle Rusya işin başlatıcısı, Suriye’de uygulayıcısı olacak.

Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, 1973 savaşından sonra gerilimi azaltmak için yapılan müzakerelerde, Sovyetler barış gücünün bir parçası olmak istemişti. Ancak Mayıs 1974’teki son anlaşma, ABD ve Sovyetler Birliği’ni “barış gücünden” çıkardı.

Rusya şansını bir kez daha denemek istiyor. Ancak bu Güvenlik Konseyi’nde Amerikan tarafında dans etmeyi ve Suriye’deki diğer oyun kurucularla müzakere içinde olmayı gerektiriyor.

Buradaki düzenlemeler sadece Suriye’nin güneyiyle ilgili olabilir ya da tüm aktörlerin katılımı sağlanabilir: Suriye’nin doğusunda ABD, kuzeybatıda Türkiye, Rusya ve İran. Bunlar gelecekteki Esed rejimi düzenlemelerine dahil edilebilir.

Dördüncü olarak, İran’ın varlığıyla ilgili askeri düzenlemeler. Halihazırda güney Suriye’de şartlar sağlanamadı. Batılı diplomatlar 80’li yılların ortasındaki gibi Lübnan’da, Suriye ve İsrail arasındaki benzer düzenlemeleri seçenek olarak sunuyorlar. ABD tarafı, Suriye ordusunun ve füzelerin Lübnan sınırında konuşlandırılmasına imkan tanıyan anlaşmaları desteklemişti. Ancak kilit ülkeler, “Suriye’den yasa dışı tüm yabancı güçleri çıkaracak diplomatik bir girişim başlatılması yönünde uzun vadeli bir fikir öne sürdüler.

Bu İran (ABD ve Türkiye)’ye uygulanabilir. Haberlere göre Rusya, -Rusya’nın Hmeymim ve Tarsus askeri üslerine dair Rusya ve Suriye parlamentolarında alınan karara benzer şekilde- İran’ın, “Suriye devletinin talebi nedeniyle bölgede bulunduğunu” belirten bir belge almalarını engelledi.