Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Suriye’deki cezaevlerinde binlerce tutuklunun öldüğü ortaya çıktı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Amna el-Hulani, Suriye rejimine ait bir hapishanede tutulan kardeşleri Macid ve Abdulsettar’dan yaklaşık beş yıl boyunca haber alamamasına rağmen, onların hala hayatta olduğuna dair umudunu hiç kaybetmedi.

Ancak geçtiğimiz hafta rejim tarafından yayınlanan resmi kayıtlara göre Macid ve Abdulsettar’ın, 2013 yılında ailelerinin Şam’ın kuzeyinde bulunan Sednaya Askeri Cezaevi’ni ziyareti esnasında demir parmaklıklar ardından kendilerini görmesinden sadece bir hafta sonra hayatını kaybettiği ortaya çıktı.

Bir süre önce İngiltere’ye göç eden Amna el Hulani, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Esed rejiminin tutukluların birçoğunu öldürdüğünü duyuyor, fakat inanmıyorduk. Rejiminin suçlu olduğunu çok iyi biliyorum, ama yine de onların yaşadığına dair umudumuz, tüm haber ve spekülasyonlardan daha güçlüydü” dedi.

Savaş sırasında kaybolan on binlerce insanın kaderine dair yıllar süren sessizliğin ardından, rejimin yüzlerce kişinin ölümünü kabul ederek kayıtları güncellemesiyle Suriyeliler akrabalarının akıbetini öğrenmeye başladı.

İnsan hakları örgütleri, ailelerin yakınlarının başına gelenleri Nisan ayında bazı kayıt belgeleri almak için sivil kayıt bürolarına müracaat ettikleri sırada şans eseri öğrenmeye başladığını belirtti.

Suriye’de idari pozisyonlardaki işlerin birçoğu için bu tür kayıt belgeleri gerekli olduğundan Suriyeliler sıklıkla bunları çıkarmaya çalışıyor. Fakat Nisan ayında kayıt bürolarına gelenler bu kez uzun zamandır korkuyla bekledikleri gerçekle yüzleşti.

Rejim, geçtiğimiz yıl Uluslararası Af Örgütü’nün Sednaya Askeri Cezaevi’nde toplu infazlar gerçekleştirdiğine dair raporunu reddetmişti.

‘’Kaybolanların sayısı resmi rakamlardan çok daha fazla’’

Merkezi Berlin’de bulunan Suriye Araştırma ve Hukuk Çalışmaları Merkezi’nde insan hakları avukatı olan Enver el-Bunni, kaybolanların sayısının resmi rakamlardan çok daha fazla olduğunu söyleyerek, “Suriye’deki kaynaklara göre şu ana kadar 3 bin isim belgelendi. Ama bu, buzdağının yalnızca görünen yüzü” dedi.

Almanya’da yaşayan bir mülteci olan, kaybolan Suriyeliler ve tutuklular adına kampanyalar düzenleyen ‘Özgürlük için Aileler’ isimli grubun üyesi Fadva Mahmud (63) ise, “Bu korkunç ve inanılmaz. Tüm bu insanlar kayıp olan yakınlarını hala bekliyor. Sivil kayıt verilerine inanmaları mümkün değil” ifadelerini kullanarak ailelerin kayıp olan yakınlarını hala umutla beklediğini dile getirdi.

Güncellenen kayıtlarda hayatını kaybedenlere ilişkin listenin büyük çoğunluğu, 2011 ve 2012’de Suriye savaşının ilk günlerinde çoğu Dera’da gözaltına alınan aktivistlerin isimlerini içeriyor.

İlk ayaklanmanın çıktığı bölgelerden Muaddamiye sakini Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ölenlerin isimlerinin yer aldığı yerel kayıt listesinde kendi beldelerinden 96 kişinin bulunduğu, ancak Ocak 2013’ten beri kayıp olan oğlunun isminin olmadığı bilgisini verdi.

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), savaşın başlamasından bu yana Suriye genelinde en az 85 bin 36 zorla kaçırma vakası belgelendiğini ve bu kişilerin yüzde 90’ının rejim unsurları tarafından kaçırıldığına inanıldığını duyurdu.

Esed, Suriye rejiminden korkacak bir şey olmadığını söyleyerek eve dönmeleri için mültecilere çağrıda bulunsa da, insanlar rejimin kontrolü altındaki bölgelerden kaçmaya devam ediyor. Mültecilerin çoğu tutuklanma, zorla silah altına alınma ya da daha kötüsünün başlarına gelme riski nedeniyle geri dönmekten korkuyor.