Suriye’de 2011 yılından bu yana yaşanan savaş birçok krize neden olurken, sosyal açıdan ortaya çıkan felaketin, eğitimden uzaklaşarak işgücü piyasasına girmek zorunda kalan küçük çocuklarda yol açtığı yaraları yakın bir gelecekte sarmak mümkün görünmüyor.
Gaziantep’te bir kafede çalışan 14 yaşındaki Cemal, Şarku’l Avsat’a demeç vererek Türkiye’de yaşadıklarını anlattı.
Türkiye’ye geldiğinde dördüncü sınıfta olduğunu, Suriye’deki eğitimine yaşanan savaş yüzünden devam edemediğini söyleyen Cemal, ‘’Türkiye’ye geldikten sonra babam bir dikiş atölyesinde çalışmama karar verdi. İş çok zordu ve işe bir türlü alışamadım. İşim sabah 8’den akşam 8’e kadar sürüyor ve günde 20 TL alıyordum. Yaptığım iş dikilen üründeki fazla iplikleri kesmekti. O dönemde paramızın olmaması nedeniyle geçinebilmek için çalışmaya devam ettim” diye konuştu.
Suriye’den ayrıldıktan sonra çalışmak zorunda kalan yaşıtlarına da değinen Cemal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Benim yaşlarımda işe gitmek zorunda kalan birçok çocuk olduğunu görüyordum, hala da görüyorum. Atölyede benimle birlikte ikisi kız olmak üzere altı çocuk çalışıyordu. Hepsi okuldan ayrılarak çalışmaya başladı. Bu çocukların çoğu okuma-yazma bilmiyor. Aileleriyle birlikte ayakta durabilmek için çalışmak zorundalar. Fakat, onlarda gördüğüm bazı davranışlar beni çok şaşırttı. Bu çocukların çoğu, kabul edilemez küfürlü kelimeler kullanmanın yanı sıra sigara da içiyor. Okulumu hatırladığımda çok üzülüyorum, çünkü çok çalışkan bir öğrenciydim. Okulda bütün öğrendiklerimi unuttum. Keşke eğitimimi tamamlayabilseydim” ifadelerini kullandı.
Cemal’in 45 yaşındaki babası ise, Türkiye’ye geldiklerinde durumlarının çok kötü olduğunu söyleyerek, “Suriye’deki işimizi ve paramızı kaybettik. Evimizden olduk, buraya geldiğimizde hiçbir şeyimiz yoktu. Bu nedenle hemen çalışmaya başladım. Ama sorun şu ki, aldığım maaş benim ve ailem için yeterli değil. Dört çocuğum var ve evin giderini tek başına karşılayamıyorum. Bu yüzden bana yardım etmesi için oğlumu çalışmaya zorladım. Bunun tek sebebi içinde bulunduğumuz durum’’ dedi.
‘’Çocuklarımı çalıştırmaya mecbur kaldım’’
Savaşın çocuklarının eğitim almasını engellediğini de anlatan baba, çocuklarını çalışmaya zorlamak zorunda kaldığını dile getirerek, “Evlatlarım adına çok acı çekiyor, ama onlar için hiçbir şey yapamıyorum. Hala savaşın biteceğini ve evimize döneceğimizi umuyoruz. Savaşın bu derece uzun süreceğini tahmin etmiyorduk” dedi.
Okulun bir ilim yolu olduğunu ve her şeyden daha önemli bir konumda yer aldığını ifade eden baba, “Oğlumun okuma yazmayı unutacağı bir aşamaya geleceğini biliyorum. Türkiye’de Arapça eğitim veren bazı geçici okullar olduğunu da biliyorum. Türkiye’de okullar ücretsiz, buna rağmen gönderemiyorum. Oğlumun geleceği konusunda ne kadar üzgün olduğumu anlatamam. Fakat mecburum ve bu benim elimde olan bir şey değil’’ diye devam etti.
Acılı baba, ‘’Oğlumun durumundaki birçok çocuk, endişe ve acılarını sırtlanarak sabah işe gidip, akşam eve dönüyor. Hepsi yaşlarının çok üzerinde sorumluluk üstlenmiş durumda. Bazıları babasını, bazıları abisini kaybetti. Bazılarının ise engelli bir babası var ve küçücük haliyle tüm ailesinin geçimini üstleniyor. Allah’a hamdolsun ki, çocuklarımızı para biriktirmek veya servet edinmek için çalışmaya zorlayanlardan değiliz. Biz sadece yaşayabilmek ve hayata tutunabilmek için çalıştırıyoruz” ifadeleri ile üzüntüsünü vurguladı.
‘’Savaş bittikten sonra da bedeli ağır olacak’’
Eğitim psikolojisi uzmanı Hussam Ruslan, konuyla ilgili Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, çalışmak zorunda olmanın çocukların üzerinde olumsuz etkileri ve topluma kötü yansımaları olduğuna şüphe olmadığını belirtti.
Savaşın bitmesinin ardından, çocukların sıkı kontrol ve yasaların bulunmadığı işlerde çalışmasının bedelinin ağır olacağını söyleyen Ruslan, ‘’Bütün bunlar göç ve yoksulluğun sonucunda ortaya çıktı. Ailenin parçalanmasına ek olarak, geçim şartlarının zorluğu çocukların çoğunu çalışmak zorunda bıraktı. Yoksulluk veya ihtiyaç nedeniyle çalışmanın yanı sıra çocukların eğitim alması gerekirken kontrol eksikliği nedeniyle çocuklar okullardan ayrılıyor” diye konuştu.
Çocukların çalışmasının sigara, uyuşturucu bağımlılığı ve ahlaki sapma gibi psikolojik ve toplumsal etkilerinin unutulmaması gerektiğine dikkat çeken uzman, “Çocukların bugün içinde bulundukları durum, yarın hem onlar hem de toplum üzerinde önemli sonuçlar doğuracak. Modern bilime ayak uydurulamaması ve okuryazarlığın gerilemesi, çocukların davranış ve fikirlerinin sosyal gerçeklikle uyuşmamasının yanında onların zihinsel düzeylerini de olumsuz yönde etkileyecek” diyerek sözlerini noktaladı.