Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Suriyeli muhalifler, ABD desteğinin azalmasından endişeli | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Suriyeli muhalifler, özellikle 8. Cenevre görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından ve başta Moskova’nın düzenlediği Soçi Konferansı olmak üzere bazı platformlarda, yakın zamanda Suriye krizine siyasi bir çözüm bulunmaya başlanabileceğine dair söylentilerin artmasıyla, ABD desteğinde ciddi bir düşüş yaşanmasından endişeleniyor.

Geçtiğimiz Temmuz ayında, ABD Başkanı Donald Trump’ın CIA tarafından yürütülen Suriyeli muhalif grupların eğitimi için uygulanan gizli programın askıya alınması kararının ardından, Suriyeli muhalifler, ABD yönetiminin Suriye dosyası hakkındaki tutumundan endişe etmeye başladı. Gerçekte ise, Kuzey Kore dosyasının yanı sıra ABD’nin içeride ve dışarıdaki diğer dosyalarla meşgul olması ile yaşadığı eksen kayması, Suriye’deki kartların çoğunun, özellikle siyasi çözümle ilgili olanların Rusya’ya teslim edilmesine yol açtı.

ABD’nin pozisyonunu yakından takip eden Suriyeli muhalif kaynaklar, Suriye topraklarının kuzeydeki iki stratejik bölge ile kuzeydoğu ve ABD’nin el-Tanf Üssü’nün de bulunduğu güney bölgesi şeklinde bölünmesinden, ABD’nin şu anda memnun olduğunu tahmin ediyor. Kaynaklar, ABD’nin Suriye ve Irak’ın kuzeydoğusunda varlığını koruduğunu ve oradaki etkisini arttırdığını belirtti. Ayrıca İran’ın desteklediği tüm güçlerin o bölgede bulunmalarını önlemek için ortaklarını eğiterek, İran’ın Akdeniz’e kadar uzanmasının yolunu kestiğinin altını çizen kaynaklar, bu bölgenin İsrail’in kuzey sınırından lojistik alanına yaklaşan çok hassas bir alan olduğuna dikkati çekti.

Şarku’l-Avsat’a açıklamalarda bulunan kaynaklar, Washington’un Soçi Konferansı karşısında sessiz kalarak ve Cenevre 8 toplantılarına düşük düzeyde temsilciyle katılarak, Suriye dosyasını tamamen Rusya’ya teslim ettiğini söyledi.

Suriyeli muhaliflerin 2012 yılında, ABD’nin Şam Büyükelçisi Robert Ford ile bir araya geldiğini hatırlatan kaynaklar, Ford’un durumun muhaliflerin düşündüğünden çok daha uzun sürebileceğini açıkça söylediğini ve 2021 yılındaki devlet başkanlığı seçimlerine kadar sürecin uzatılmasını amaçladıklarından şüphe duymadıklarını belirtti.

El-Arabiya kanalının Cenevre görüşmelerinin son gününde ülkesinin Cenevre heyetine başkanlık eden bir Avrupalı diplomattan aktardığı açıklamada, Donald Trump döneminin başından beri, ABD’nin, Suriyeli muhaliflere olan desteğini azalttığı ve Suriye dosyası ile eski Başkan Barack Obama ve Dışişleri Bakanı John Kerry’nin görevde olduğu dönemden çok daha az ilgilendiği ifadeleri yer almıştı.

ABD’nin her şeyden önce DEAŞ ile mücadeleyi hedeflediğini belirten diplomat, “Ancak bunun Suriye krizinden siyasi bir çıkış bulunmasına yönelik bir ilgi eksikliği anlamına gelmemelidir” ifadelerini kullanmıştı.

ABD tutumuna karşı, tamamen kötümser olmayan Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Basın Birimi Başkanı Ahmed Ramazan, Washington’un Suriye muhalefetini ve Cenevre görüşmelerinde muhalif heyetin çabalarını destekleme potansiyelinin halen olduğunu, siyasi çözüm ilkesini vurguladığını ve tüm olanlardan rejim ve müttefiklerini sorumlu tuttuğunu söyledi. Bu durumun Cenevre görüşmelerine ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan Stephanie Williams başkanlığındaki bir heyetin yanı sıra ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert’in de katılmasıyla açıkça ortaya konulduğunun altının çizdi.

Ahmed Ramazan, açıklamalarında daha da ileriye giderek, Washington, İstanbul ve Cenevre’de gerçekleşen son ziyaretlerinde ABD yönetimi, Suriye Ulusal Koalisyonu ve geçici Suriye hükümeti arasındaki ilişkilerin gelişimi hakkında konuştu. Ramazan Şarku’l-Avsat’a yaptığı açıklamada, ABD tarafının siyasi süreç odaklı çabaları desteklemek için ilişkilerini yeniden düzeltmek istediğini söyledi.

Ramazan, “Biz, İranlı terörist milisleri destekleyen Tahran’ın müdahalelerine karşı daha açık ve tutarlı bir Amerikan tutumu arayışındayız. Suriyeli sivillerin korunması için SMDK’ya bağlı olan Özgür Suriye Ordusu ve askeri güçlerine gerekli desteği sağlanmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Ancak birkaç gün önce New Yorker dergisinde yer alan bir yazı, Washington’un Suriye dosyasına yönelik ‘ilgisizlik’ hipotezini daha da güçlendirdi. Makalede, ABD’nin Suriye’yi Esed yönetiminde bir rejime bırakma tutumunda olduğunun altı çizildi ve “Donald Trump yönetimi, Esed’i iktidarda 2021 cumhurbaşkanlığı seçimine kadar kabul etmeye hazır görünüyor” ifadeleri yer aldı.

Dergide, ABD’li ve Avrupalı yetkililerin açıklamalarından, Washington’un, çatışmaların durması için başlatılacak siyasi süreçte Esed’in olmaması konusundaki tartışmalardan uzak durma kararı aldığının anlaşıldığı belirtildi.

Dergi, son kararın, bölgedeki askeri durumun yanı sıra Rusya, İran ve Hizbullah’ın Esed’in durumunu güçlendirmeyi başarmaları sonucu, yönetimin önünde kısıtlı seçenekler olması sebebiyle alındığını düşünüyor.

Ancak New Yorker’da yayınlanan makalede, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın Ekim ayında yaptığı, “ABD, Beşşar Esed’in olmadığı bölünmemiş bir Suriye istiyor. Esed ailesinin yönetimi sona erecek ve asıl mesele bunu nasıl başaracağımız” şeklindeki açıklaması ile çelişiyor. Bu durumda, ABD yönetiminde Suriye dosyası ile ilgili henüz fikir birliğine varılmış bir durumun olmadığı anlaşılıyor.