Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kamışlı kentinden göç etmek zorunda kalan Fevvaz el-Fadl ve ailesi, doğup büyüdükleri ve sevdikleri vatanlarını bırakarak zorlu bir göç yolculuğuna çıktı. Ancak bir çok Suriyeli aile gibi el-Fadl ailesi de göç ettikleri yerde umdukları gibi bir hayatın çok uzağında.

Şarku’l Avsat gazetesinin, bize ulaşın bölümü aracılığıyla yaşadıklarına dair bir e-mail gönderen Fevvaz el-Fadl, Kamişli kentinden göç ettikten sonra karşılaştığı zorlukları anlattı.
Türkiye’ye Şanlıurfa’daki sınır bölgesinden giriş yaptığını söyleyen el-Fadl, burada kiralık ev bulmakta zorluk çektiğini ve kentteki harabe bir evde yaşam savaşı verdiğini anlatıyor.
El-Fadl, Şarku’l Avsat’a gönderdiği mailde yaşadıklarını şöyle anlattı;

“Eşim ve çocuklarımla birlikte Kamişli’den göç ettikten sonra Türkiye’ye Şanlıurfa’dan giriş yaptık. Kalacak bir ev arıyorduk ancak içine düştüğümüz hakikat düşündüğümüzden çok daha zordu. Normal bir ev tutacak kadar bile maddi imkanımız olmadığı için Urfa’daki terkedilmiş harabe evlerden birinde kalmaya karar verdim.”

“Harabe bir ev buldum”

Yaklaşık bir hafta boyunca ev aradığını belirten el-Fadl, yorucu bir aramadan sonra nihayet harabe bir ev bulduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürüyor;
“Ama ne ev. Terkedilmiş, kapıları dökülen, pencereleri rüzgarı engelleyemeyen ve banyosunda güvercinlerin yuva yaptığı bir ev. Osmanlı döneminden kalmış olabilir. Üç gün boyunca aralıksız olarak evi uygun bir hale getirmek için çalıştım. Eşim ve çocuklarımın bu eve yerleşmeyi kabul edeceklerini hiç düşünmüyordum. Eşim eve yerleşmeyi kabul edince adeta çekilen ruhum cesedime geri dönmüştü.”

El-Fadl, yaşadığı zorluklara, daha zor şartlarda yaşam mücadelesi veren Suriyeli mültecileri düşünerek katlandığını ve mülteci kampında geçici bir hayattansa harabe de olsa uygun fiyata bir evde kalmayı tercih ettiğini ifade ediyor.

Ev kirasının aylık 170 lira olduğunu dile getiren el-Fadl, “Normal bir ev tutmaya kalkışsak 500 liradan aşağı bir kira ödeyemezdik. Bu fiyat oldukça basit bir meblağ” diyen el-Fadl, evdeki elektrik ve su tesisatının işlemediğini ancak kendi çabalarıyla elektrik ve su tesisatını tamir ettiğini sözlerine ekliyor.

Fevvaz el-Fadl, harabe eve yerleştikten sonraki süreci ise şöyle anlatıyor; “Başlangıçta kesinlikle buzdolabı, çamaşır makinası ya da televizyon gibi eşyalar almayı düşünmüyordum. Önemli olan soğuktan korunmak için gerekli pencereleri kapatmak için çadır ve örtü ile mutfak tüpü gibi ihtiyaçları gidermekti. Zaten elimizdeki para da ancak bunlara yetiyordu. Eşim ve çocuklarıma her baktığımda gözlerim doluyor. Isınmak için birbirlerine sokuluyorlar. Çocuklarımın temel ihtiyaçlarını bile giderememek beni çok üzüyor. Onlar evlerinden uzakta, eğitim ve hayat standardından mahrum halde yaşıyor. Diğer insanlar gibi normal bir hayat süremiyor.”

Mart 2011’de başlayan Suriye savaşı, şuana kadar milyonlarca Suriyelinin ülke içi ve dışında mülteci durumuna düşmesine sebep oldu. İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de 3 milyondan fazla Suriyeli mülteci yaşıyor.

*Bir Arap gazeteci aracılığıyla, [email protected] adresine gönderilen mailden.