Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Suriye’nin güneyinde hakimiyet mücadelesi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Suriye’nin güneyinde bir yandan askeri gerilim diğer yandan küresel-bölgesel düzenlemeler ortasında hummalı bir çekişme yaşanıyor. Hükümet güçlerinin Dera köyünü varil bombalarıyla bombalaması binlerce sivilin Ürdün sınırlarına yönelmesine sebep oldu. Bununla birlikte Amerika-Rus-Ürdün anlaşmasına dayalı düzenlemelerin yapılması amacıyla diplomatik temaslar sürüyor.

Trump ve Putin zirvesi olayların akışını belirleyecek

Trump’ın Avrupa’ya yapması beklenen gezi süresince Amerikan Başkanı Donald Trump ile Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında gerçekleşmesi muhtemel zirve, temasların seyrini belirliyor. Trump, önümüzdeki ayın 10 ve 11’inde Brüksel’deki NATO zirvesine katılacak ve ardından Londra’yı ziyaret edecek. Zirvenin Viyana’da yapılması yönünde bir öneri ortaya atıldı. Amerikan Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton Pazartesi günü, Trump ve Putin arasında bir zirvenin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini haber vermek için Moskova’ya gitmeden önce Londra’ya bir gezi düzenleyecek.

Washington’dan komutanlara: Rejimin tahriklerine kapılmayın

Güneyde ‘tansiyonun düşürülmesi’ konusunda yapılacak bir anlaşma, Amerikan-Rus gündeminin maddelerinden birini oluşturacak. Özellikle de iki başkan geçen yıl, anlaşmanın her adımını kutsamışken. Dün, Washington güney taburlarının komutanlarına şu ifadelerin yer aldığı yazılı bir mesaj gönderdi: “Biz ABD hükümeti olarak hâlihazırda diplomatik yollarla ateşkes durumunun korunması için çalışıyoruz ve bunun gerçekleşmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Sizden ricamız, tahrike kapılmamak gerektiğini bilmenizdir. Zira bunu yapmak, Suriye’nin güneyi için senaryonun daha kötüye gitmesinden ve bizim çabalarımızı boşa çıkarmaktan başka bir işe yaramaz. Ailelerinizi ve halkınızı düşünün ve kanın durması için elinizden geleni yapın.”

Mesaj şöyle devam ediyor: “Hiç şüphesiz ki rejim, güneye saldırmak için bir bahanesi olsun diye açıklamalarla sizi kışkırtmaya çalışıyor. Ona bu bahaneyi veremeyiz. Güney taburları, nefsi müdafaa hakkını elinde bulunduruyorken ve üstelik biz güneydeki duruma bir çözüm bulmak için diplomatik yolları deniyorken taburların temas çizgisi boyunca muhtemel bir saldırıyı engellemek için çalışması gerektiğinin altını çiziyoruz. Son olarak bu zor zamanlarda gösterdiğiniz sabır, kararlılık ve dayanışmadan ötürü sizi tebrik ediyoruz.”

Sahadan gelen operasyon mesajı, Amerikan Dışişleri’nden yapılan ve güney saldırısına karşı Şam’a yönelik ‘sert’ bir uyarı mesajının yer aldığı açıklamaların aksine, tabur liderlerini ‘kendilerine hâkim olmaya’ çağırıyor. Amerika’nın Amman elçiliğindeki siyasi bir yetkili de geçtiğimiz Mart ayında ‘Güney Cephesi’ne yönelik şu mesajı yayımlamıştı: “Doğu Guta’da olanlar bir dramdır. Bu, çirkin saldırıların failleri için bir utanç olmakla birlikte uluslararası planda şiddetli bir kaygıya da sebep olmaktadır. Suriye rejimi ve Rusya, Guta’da şiddetin durması ve sivillerin acılarının azalması için işbirliğine yanaşmayarak aksi yönde hareket ediyor. Olanlardan ötürü yoğun bir öfkeye kapılmanızı anlıyoruz. Siz, Guta’daki insanlarınızın çektiği sıkıntıları dindirmeyi istiyorsunuz. Ancak Güney Anlaşması, sizin işbirliğiniz ve Amerika’nın anlaşmanın sürmesi için ortaya koyduğu irade sayesinde yarı kalıcı bir sözleşmedir. Ilımlı muhalefet için bir noktada buluşmak, gelecekte Suriye’de kapsamlı bir çözüm yolu açabilir. Şimdi rejime karşı güneyde savaş ateşini tutuşturmak, Rejime ve Ruslara daha fazla sivil öldürüp daha fazla yer işgal etmek ve çözüm için Ruslarla müzakere yapmamızı sağlayan ateşkesi bozmak için istedikleri bahaneyi sunacaktır. Sizi soğukkanlı olmaya davet ediyorum. Sivil halkınızı daha çok düşünün. Rejimin eline, sizi bombalamak ve Suriye’deki ılımlı muhalefetin son kalesini yıkmak için bahane vermeyin.”

Üçlü anlaşma

Ülkenin güneybatısında 7 Temmuz 2017’de ateşkes ilan edildi. Ateşkes duyurusunu G-20 Zirvesi’nde, Donald Trump ve Vladimir Putin’i Hamburg’da bir araya getiren toplantının ardından önceki Amerikan Dışişleri Bakanı Rex Tillerson yapmıştı. Anlaşma bu toplantının iki gün sonrasında yürürlüğe girdi.

Ateşkes ilanı, Amerikalı, Rus ve Ürdünlü diplomatların müzakerelerinden aylar sonra geldi ve artçı toplantılarla anlaşmanın detayları belirlendi. Geçtiğimiz Ağustos ayında Amerika, Rusya ve Ürdün, Suriye’deki ateşkesin ortak denetimi için Amman Gözetleme Merkezi’nin kurulmasını onayladı. 8 Kasım’da söz konusu taraflar, imzalanan anlaşmanın şartlarını resmileştirmek için ilkeler bildirgesini imzaladı. İlkeler bildirgesi, Kasım ayında Vietnam’da düzenlenen Asya ve Pasifik Ülkeleri Ekonomik İşbirliği Konferansı münasebetiyle bir araya gelen Trump ve Putin’in yaptığı bir açıklama ile onaylandı.

Gerilimin azaltılması anlaşması çatışmaları durdurdu

Uluslararası Krizlerin Çözümü Topluluğu’nun (UKT) önceki gün yayımladığı rapora göre gerilimin azaltılması, 2015 yılından beri uygulanan sessizliği sürdürerek tam bir sakinlik sağladı. Bu da Eylül ayında Rus askeri müdahalesinin ardından Ürdün’ün Rusya ile bir anlaşma imzaladığı durumda gerçekleşti. Güneyin bu sakinliği, gerilimin azaltılmasından önceki dönemde gerçekleşen şiddet eylemlerinden sonra zarar gördü. Nitekim Dera bölgesinin aynı ismi taşıyan başşehrinde patlak veren şiddetli çatışmalar, bir çıkmaza girene kadar aylar sürmüş daha sonra tekrar durmuştu. O esnada bu sonuçların, çatışan taraflardan herhangi birinin askeri ilerleyişini imkânsız kıldığını doğruladığına dair bir inanç hâkimdi. Planlanmış olan gerilimi azaltma çalışmaları için güçlü başka bir gerekçe doğmuştu.

Pratikte gerilimi azaltmak, güneybatı cephe hattında şiddet eylemlerinin dondurulmasına ve daha sonra İran destekli yabancı savaşçılardan boşaltılmış bir tampon bölgenin kurulmasına vesile oldu. Gerilimi azaltma bölgesi hattı boyunca, çatışmasızlık bölgesinin Suriye hükümet güçleri ile muhalif güçler arasındaki iletişim çizgisinden itibaren 5 km; Ürdün sınırından ve hatta İsrail’in işgal ettiği Golan tepelerine değen ateşkes hattından itibaren ise 10 km uzaması kararlaştırıldı. İlgili taraflar, müzakerelerin ikinci aşamasında gerilimi azaltmanın 5 ila 20 km’lik bir alana genişletilmesi meselesini ele aldılar. Bununla birlikte bu düzenleme için nihai dokunuşları yapmadılar. Aynı şekilde söz konusu taraflar, bölgeden yabancı güçlerin tam anlamıyla çekileceğinin de sözünü verdi.

Karar anı… Ve zararlar

Hükümet güçleri, Şam Guta’sı ve Humus’un köylerini ele geçirdikten sonra üç cephe kaldı: Amerikan liderliğinde DEAŞ’a karşı savaşan Uluslararası Koalisyonun bulunduğu Kuzeydoğu; Astana anlaşması gereği Türk güçlerinin yer aldığı Kuzeybatı ve muhalefeti destekleyen askeri herhangi bir gücün bulunmadığı Güneybatı. Hükümet güçlerinin bu bölgeye gideceği beklendi. Başkan Beşşar Esed, ülkenin güneybatısına dair Şam’ın önünde iki seçenek olduğunu ifade etti: “Ya barış ya da zorla kurtarma”. Rejim, yardımcı birimler de dâhil olmak üzere güney cephelerine bizzat asker gönderdi. Bu asker takviyeleri, Esed rejiminin ülkenin güneyine yönelik askeri operasyonlarının yaklaştığına dair raporlar karşısında ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 25 Mayıs’ta kaygılarını dile getirmesi için yeterliydi.

Rusya, İsrail ve Ürdün’ün çıkarlarına son derece duyarlı

UKT’nin raporuna göre, yıkıcı ve yüksek tehlikeli bir askeri saldırıdan kaçınmak adına müzakereli çözüm için hala zaman var. Bu aşamada şartlar olumluya dönebilir: Rusya, İsrail ve Ürdün’ün çıkarları konusunda son derece duyarlı görünüyor. Aynı şekilde Rusya, Suriye’deki hedefleri yararına bir siyasi düzenleme için ABD’yi teşvik etmek istediğini de açıkladı. İran yanlısı unsurların işgal altındaki Golan tepelerine yaklaşması durumunda İsrail, askeri saldırılarla tehdit etti. Bu operasyonlar, Suriye’nin hâkim rejimi için bir tehdit oluşturabilir. Moskova ve Şam’ın 2015 Eylül’ündeki Rus askeri müdahalesinden elde ettiği askeri kazanımların bir kısmını götürebilir. Suriye rejiminin saldırılarına karşılık olarak Amerikan askeri müdahalesi konusunda az da olsa ihtimal dahilinde. En azından Amerikan Dışişleri’nin 25 Mayıs ve 15 Haziran’da yaptığı açıklamalara dayanarak.

Anlaşma olmazsa rejimin saldırısı başlayacak

Anlaşmanın olmaması durumunda muhtemel alternatif, Rusya destekli geniş kapsamlı bir Suriye askeri müdahalesinin başlaması olacak. Bu, çatışmanın tarafları açısından en kötü şekilde sonuçlanacak. Saldırı, ülkenin güneybatı sakinleri için ise bir felâket getirecek.

Suriye’nin güney sakinlerini bir tarafa bırakacak olursak kayba en meyilli taraf, Suriyeli muhalif güçlerin destekçileri olacak. Rapora göre İsrail, önceden müzakere edebildiği İran rolünün varlığı konusunda belirsiz veya etkisi zayıf olsa da sistematik ve sürekli garantilerin tümünü boşa çıkarmakla tehdit ediyor. Ürdün ise ülkeyi istikrarsızlığa sürükleyen mülteci akışı ve ülkenin güneyinde yaklaşan Suriye askeri saldırısı karşısında tam anlamıyla savunmasız durumda.

Ürdün, İsrail ve ABD’nin çıkarları iktidarın barışçı devrinde

Tüm bunlara ek olarak geçici gerilimi azaltma planının arka yüzüne bakacak olursak Ürdün ekonomisi, Suriye ile güçlü ve düzenli ticari ve siyasi ilişkiler kurmaya muhtaçtır. Ürdün ve İsrail’in, dolayısıyla ABD’nin çıkarları, Suriye’nin güneybatısında iktidarın düzenli ve barışçıl bir şekilde devredilmesi yoluyla mümkün olacaktır. Aşırılıkçılara tekrar ön plana çıkma fırsatı veren korkunç askeri çatışmalar, iktidardaki Suriye rejimini İran bağlantılı milislere dayanmaya teşvik etmek veya ABD bir yana İsrail’i çatışma sahasına çekmek yoluyla değil.

Raporda yer alan ifadeler şu şekilde: “Suriye rejimi ve müttefikleri, ülkenin güneyindeki askeri operasyonlardan ciddi kayıplar yaşadı. Askeri zafer, maddi ve insani açıdan devasa maliyetlere sebep olacak ve ülkedeki altyapının daha fazla tahrip olması ile Suriye’nin yeniden yapılandığı bir dönemde askeri ve sivil aygıtın yorulması sonucunu getirecek.”

İsrail’in endişeleri

Öte yandan yine rapora göre, ‘Suriye rejiminin ülkenin güneybatısına yönelik işgal girişimlerini’ geri çekmesine yönelik önceki anlaşmanın, tamamen olmasa da İsrail’in kendisini Suriye rejimi ve müttefiklerine karşı müdahaleye sevk ettiğini düşündüğü İran rolü hakkındaki endişelerini azaltacak olması, bölgede geniş çaplı bir bölgesel çatışmanın fitilini ateşleyecektir. Açık savaşın, iktidara boyun eğmeyen dinamikleri vardır. Özellikle de Golan tepelerindeki politik açıdan oldukça hassas olan ateşkes hattı boyunca.”

Tam bu esnada Ürdün, Suriye için siyasi ve ekonomik açıdan bir ortak olarak görülüyor. Her ne kadar şiddet eylemleri, Ürdün’ün istikrarını sarsmaya çalışan yeni bir Suriyeli mülteci dalgası ile sonuçlansa veya Ürdün’ün kuzeyindeki Suriye’nin güneybatısı ile aile bağlarına sahip olan köyler ve şehirlerde endişelere sebep olsa da. Raporda şu ifadeler de yer almakta: “İsrail, müzakereden önce Suriye devleti çerçevesinde İran’ın rolü konusunda Rusya’dan yeterli güvenceleri alamazsa o zaman iş, ilerleyen zamanlarda İsrail’in yıkıcı askeri operasyonlarda bulunmasına doğru gider. Bu durum, Suriye’nin güneybatısı ve dolayısıyla Suriye için daha az istikrar anlamına gelir.

Geçici istikrar

Suriye’nin güneybatısı için görüşmeleri yapılan anlaşma çerçevesinde tüm taraflar mümkün olan en düşük seviyede ihtiyaçlarını karşılayabilir veya en azından her birini ilgilendiren en kötü durum senaryolarından kaçınabilir. Bu bağlamda Suriye’nin güneyinde tansiyonun düşürülmesi görevini üstüne alanlar, üçlü görüşmeleri Amman Gözetleme Merkezi çalışmalarının ötesine taşımalıdır. Mevcut gerilimi azaltma anlaşması ve bağlantılı eylemler, daha gelişmiş ve sürekli bir anlaşmaya varmak için vesile edinilebilir. Anlaşmanın geniş çizgileri, zamanı ve uygulama mekanizması gibi ayrıntılar hala görüşme aşamasında olsa bile görece açık gibi duruyor. Her şeye rağmen tüm tarafların gerilimi azaltma ve ateşkesi sürdürme ilkesini esas almaya ihtiyacı var.

Ürdün’ün çözüm önerisi

Gerilimi azaltmaya yönelik geçici çözüm, Ürdün tarafından gelen şu öneri olabilir: İstikrara odaklanmak için başlangıç olarak ateşkesin ötesine taşınma. Ürdün’ün geniş kapsamlı olarak bilinen istikrar modeli, muhalefetin kontrolü altındaki bölgelerde kamu hizmetlerini ve alışıldık ekonomik performansı geri getiren uluslararası korumaya sahip bir programlanmayı, temas hattı boyunca ve aynı şekilde Ürdün ile olan sınırlar boyunca ticaretin kolaylaştırılmasını ve yerel hizmet kurumları ile Suriye devlet aygıtları arasında aşamalı olarak bağlantı kurulmasını gerektirir. Bunun için aynı zamanda uluslararası arabuluculardan oluşan geniş bir topluluğu da içermelidir. Burada en büyük rol ise Rusya’ya düşmektedir. Her ne kadar tek amacı istikrar bölgesi konusunda Moskova’nın içini rahat ettirmek olup bunun ötesinde bölme gibi daha kalıcı bölgesel düzenlemeler için öncü olma niyeti taşımasa da.

Sonuç, Suriye rejiminin kontrol ettiği daha geniş bölgeler kapsamında bu bölgelerde ekonomik ve idari anlamda aşamalı olarak tamamlanmışlık olur. Rapor bu konuda şunları söylüyor: “Üç tarafın Nassib geçidinin tekrar açılması ve sınır geçidinden Suriye rejimi gözetimi ve denetimi altındaki Dera şehrine kadar 18 km’lik yolun güvence altına alınması şartlarını görüşmesi gerekir. Nassib’in yeniden açılması, tüm tarafların üçlü gerilimi azaltma konusunda yenilenmiş taahhüdünün en açık kanıtı olacaktır.”

Şam’a gelince; yakın vadede istikrar, savaş ve güneybatı bölgeleri yoluyla kazanılan askeri ilerlemelerden daha az tatmin edici olabilir. UKT’ye göre, her şeye rağmen görüşmelerin devam etmesi ile birlikte Şam için en uygun seçenek, sabırla izlemek ve Ürdün’ün eğitim ve yönetim için en bilinçli ve iyi yaklaşımı formüle etmesine izin vermesidir.

Çözüm için ne yapılabilir?

UKT’nin raporuna göre, anlaşmanın ana hatları ‘nispeten’ açık: Suriye devletinin güneybatı bölgelerinin tamamına ve Suriye ordusunun Suriye sınırlarına dönmesi, Golan’daki ateşkes hattına paralel bir tampon bölge oluşturmak ve bölgeyi İran yanlısı güçlerden boşaltmak. BM Barış Gücü’nün tekrar konuşlandırılması da dâhil olmak üzere 1974 yılındaki İsrail Suriye güçleri arasındaki ayrılma sözleşmesinin yeniden devreye sokulması. Ayrıntılar açısından, görüşmek için iyi bir ortam mevcut. Müzakereler, anlaşmanın zamanını ve mekanizmasını da içeriyor. Ancak şu konuda bir soru işareti söz konusu: Suriye devletinin dönmesi, derken?”

Uzlaşmalardaki asgari şartlar

Şam için önceki ‘uzlaşmalar’daki asgari şartlar şöyleydi: Suriye devletinin sembollerinin geri getirilmesi, yerel vatandaşları içine alması muhtemel olan Suriye sivil polisinin dönüşü, aşırılıkçıların ve anlaşmayı reddeden ya da Şam’ın varlığına itiraz eden diğerlerinin çıkması. Yerel muhalif güçlerin bazen tam gruplar olarak Suriye’nin düzenli askeri birliklerine katılması, müzakereye açık bir ödemesiz dönemle, işe alım kaydı da dâhil olmak üzere yerel nüfus için yasal durumların düzeltilmesi. Rejim yanlısı görevliler ve bazı durumlarda valinin emri altında hizmet veren muhalif yerel meclisteki önceki üyeler ile yerel hükümet ve alternatif yönetimin geri gelmesi.

Bu şartlar, daha önce Şam ve müttefiklerine karşı müzakere yürütecek gerçek bir karşı kefil olmadan Suriye içlerinde kuşatılan ceplerde kullanılmıştı. Bu üç kefilin anlaşma ve hem Ürdün hem de İsrail için Suriye’nin güneybatısının temsil ettiği stratejik önem kapsamında gerilimin azaltılmasına yönelik kararlılığı göz önünde bulundurulduğunda, güneybatıdaki koşullar için müzakere alanı, hoş karşılanabilir.

Suriye devletinin dönüşü muhalefet için endişe sebebi

Suriye rejiminin ülkenin güneybatısında askeri bir saldırı başlatmaktan kaçınması durumunda görüşmeleri yürütülen anlaşma, Şam ve müttefikleri açısından asgari düzeyde tatmin edici olacaktır. Ancak anlaşma, muhalif güçler ve muhalefetin elindeki bölgelerde yaşayan diğer nüfus için olabildiğince makul ve kabul edilebilir sınırlar içerisinde olmalıdır. Rapor şöyle diyor: “Muhalefetin kontrolündeki güneybatıda Suriyeli vatandaşların çoğunun hangi şartlar altında olursa olsun hâkim rejimin yönettiği Suriye devletinin geri dönüşünü hoş karşılamayacağı öngörülmektedir. Bununla birlikte beklentilerini karşılamayan ama mümkün olduğunca korkularını dindiren bu anlaşma, silahlı direnişi azaltacak ve gereksiz yere daha fazla kan akmasını önleyecek.”

Yumuşak dönüş

Rapor, ‘yumuşak’ veya ‘derin’ devlet arasında geçen yedi yıl boyunca devletin dönüşü için birçok örnekten bahsediyor. En azından geçici bir süreliğine Rus askeri polisinin yayılmasını ve hâkim rejimin aygıtlarını uzaklaştırmayı içeren ‘mutabakatlar’a dair bazı örnekler var. Yumuşak devlet düzenlemeleri kapsamında silahlı mahalli unsurlar, Suriye sivil polisi ve Rus askeri polisinden bir bölük, güvenlik ve düzenin korunmasına katkı sağlayabilir. Rus varlığı, Suriye devlet organlarının geri dönüşü, intikam ve saldırganlık girişimlerini önlemek ve yerli komşu ülkelerdeki nüfusun içinin rahat olması için nispeten önemlidir. Sonuç öyle ya da böyle Suriye devletinin resmi kontrolü altında özerk yönetim ve güneyin devletin gölgesi altında daha fazla bütünleşmesi şeklinde olacaktır.

Anlaşmanın sivil harekete ve bu bölgelere ticari erişim için asgari kısıtlamaları içermesi gerekir. Bu, yerel ekonomiyi canlandırarak Suriye’nin ulusal ekonomisinin iyileşmesi ve ülkenin yeniden inşa edilmesine katkı sağlayacak. Bölgelerindeki zorunlu hizmet beklentilerini karşılamak için muhalefete ve askerlik çağında olanlara seçenek sunulmalıdır: ister Suriye ulusal ordusunda veya destek güçlerde, ister yerel sivil poliste yer alsın, isterse de tarım ve onarımda hayati sivil ekonomik roller üstlensin. Ama diğer muhalif güçlerle savaşmak için uzak noktalarda yayılan askeri birimlerde değil.

Rapor şöyle sürüyor: “Uzlaşma senaryosunda Ürdün’ün çıkarları, bu bölgelerdeki nüfus yapısını ve toplumsal yapıyı bozan kaba askeri güç ve zoraki tahliye ile yüzleşmek yerine eski ortaklarının idari anlamda devletin ve Şam yönetiminin kontrolündeki yerel silahlı birimlerin çatısına girmesi durumunda daha çok fayda sağlayacaktır. Ürdün’ün güvenliği, nüfusu nispeten barışçıl ve düzgün bir güney toplumunda aileleri ve akrabaları ile birlikte yaşayan güneyden nasibini alacaktır. Nitekim böylece suçlular, aşırılık yanlıları veya İran dostu gruplar tarafından kullanılma olasılığı da azalacaktır. Muhalefet ve sivil muhalifler açısından önemli olan, Suriye’nin başka fakir, uzak ve muhalefetin kontrolündeki bölgelerden birinde sığınak bulmaları için yerlerinden ve toplumlarından koparılmamalarıdır.

İsrail ve İran arasında düşük yoğunluklu çatışma sürecek

Ancak sorun şu ki Rusya ve Suriye yönetiminin İran yanlısı unsurları, ülkenin Golan tepelerindeki ateşkes hattına komşu olan güneybatısından, yapılabilecek herhangi bir düzenleme kapsamında uzaklaştırma noktasındaki istek veya yeterliliğin ölçüsü nedir? Yeni İsrail saldırıları tehdidi, İran ve yerel müttefiklerini Suriye’nin güneybatı bölgelerine girmekten caydıracaktır. Hele de İran’ın bölgesel düzeyde yeni ve yoğun ekonomik ve siyasi baskılara maruz kaldığı bir zamanda.”

Rapor şu şekilde bağlanıyor: “İsrail ve İran arasında Suriye ve tüm bölge üzerine düşük yoğunluklu çatışma, bir süre devam edecek. Ancak Suriye’nin güneybatısı için savaşmak, çatışma ve açık savaşı ateşleyen kıvılcım olmamalıdır. Suriye’nin güneyinde şiddetten uzak, müzakereli çözüm konusunda karar almak için net bir zemin var. Bununla birlikte böyle bir düzenleme, tüm muhataplar tarafından güçlü bir diplomatik tavır bekler. Durumun rayından çıkmasına müsaade etmek yerine önlerine gelen fırsatları tepmemeli ve ortak bir anlaşmaya varmak için kalan süreyi değerlendirmelidirler.”