Moskova, gelecek çarşamba günü gerçekleştirilecek olan Rusya-Türkiye- İran zirvesi öncesinde Doğu Guta’nın Duma ilçesinde bir ‘atılım’ gerçekleştirmek üzere ‘Ceyşu’l-İslam’a 5 günlük mühlet tanıdı. Yapılacak zirvede ise, Suriye’nin kuzeyindeki konuşlandırma haritalarının onaylanması, Menbiç ve Fırat Nehri’nin doğusunda ABD ve uluslararası koalisyonun varlığının yanı sıra Suriye’de askeri hareketten siyasi çözümün detaylarının ele alınacağı bir üçlü zirveye geçiş yapılması kararı gibi konular değerlendirilecek.
Diğer yandan, muhalif unsurlarının ve ailelerinin Doğu Guta’nın merkezi ve güney merkezlerinden Şam’a doğru göç ettirilmelerine devam edildi. Başkentin doğusuna 150 bini sivil olmak üzere yaklaşık 200 bin kişi tahliye edildi. Rus ordusu ile Ceyşu’l İslam örgütü arasındaki Guta’da kalan sivillerin büyük bir kısmının bulunduğu Duma’nın akıbetini belirlemeye yönelik yapılan müzakereler devam etti.
Moskova, Ceyşu’l İslam liderleri ve unsurlarını bölgeden çıkarmak istiyor. Muhaliflerinde nereye gideceklerine dair düğümü çözmek için sonunda Şam’dan Suriye’nin kuzeyine gidiş ile ilgili karmaşıklıklarla birlikte Menbiç’e gitme seçeneğini ortaya koydu. Rus tarafı ayrıca, Guta’daki sivillerin hayatta kalmasını, ‘devlet sembolleri’ ve kurumlarının bölgeye geri dönmesi, muhalif sembol ve kurumların ortadan kaldırılması, ağır silahların imha edilmesi veya iade edilmesinin yanı sıra aranan kişiler için af çıkarılması, askerlik hizmeti için arananların askerliğinin bir yıllığına ertelenmesi teklifi için son bir süre daha tanıdı.
Bunun karşılığında, Ceyşu’l İslam silahları teslim etmeyi reddetti. Ceyşu’l-İslam liderleri yaptıkları açıklamada, “Guta’da yerlerinden edilmiş insanlara yapılanların ardından alınan ders, liderleri silahları teslim etmeyi reddeden tutumunu güçlendirdi” denildi. Ayrıca, geçtiğimiz yaz Mısır arabuluculuğunda imzalanan ‘gerginliği azaltma’ anlaşması ve Rus garantörlüğünün yenilenmesi için hazır olduklarını, Duma’da kalmaya devam edeceklerini ve buradan ayrılmayı reddettiklerini belirttiler.
Ceyşu’l-İslam, ateşkesin devam etmesiyle birlikte kendilerine on günlük bir süre tanınmasını istedi. Ancak Rus tarafı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani arasında askeri müdahaleden siyasi çözüme geçiş için yapılacak zirvesi öncesinde ‘Guta dosyasının kapanması” için sadece beş günlük bir mühlet verdiler.
Şam Moskova’yı Humus kırsalına çekmeye çalışırken, Moskova Humus kırsalındaki ‘gerginliği azaltma’ bölgesinde bir askeri seçenek ile silahsızlanma yoluyla uzlaşı modeli arasında gidip geliyor.
Şam ayrıca Suriye’nin güneyi için de aynı seçimi yineliyor. Takviye güçleri güneye gitmeye devam ederken, Rus subayları ve hükümet güçleri muhaliflerle ‘binalardan sloganlarının yazılı olduğu pankartların çıkarılması’, ‘devlet sembollerinin geri getirilmesi’ ve muhaliflerin ‘polis, mahalli idareler ve devlet idarelerine yardım etmesi’ gibi maddelerin yer aldığı anlaşmaya varılması konusunda Dera’daki yerleşim bölgelerinde keşif yaptılar.
Öte yandan, Suriye’nin güney dosyasının ertelenmesi edinilen bilgiler, ertelenmesi sebebinin Rusya-ABD-Ürdün düzenlemelerinden kaynaklandığına işaret etti. Ürdün sınırındaki Nasib (Cabir) Sınır Kapısı’nın açılması ve ticari hattın işletilmesi için bir ‘gerginliği azaltma’ bölgesi anlaşmasının geliştirilmesi ile bağlantılı olarak bu ertelemenin gerçekleştiği belirtildi.
Bununla birlikte, üçlü zirvenin, Suriye’nin kuzeyi ve kuzeydoğusundaki askeri ve siyasi meselelerle daha çok ilgilendiği görülüyor. Putin-Erdoğan-Ruhani zirvesinin önünde, ABD’nin Fırat’ın doğusundan çekilmesi, Suriyeli Kürt bir heyetin Elysee sarayı tarafından kabul edilmesinin ardından yaşanan Fransa-Türkiye krizi, Ankara ve Washington arasındaki Menbiç dosyasındaki yavaşlık, Batı ile İran arasındaki nükleer kriz ve yine Batı ile Rusya arasındaki ‘casus’ krizinin yanı sıra Suriye’de ve özellikle Fırat Nehri’nin kuzey ve doğusunda atılacak adımlara anlayış gösterilmesi gibi konular bulunuyor.
Zirvenin diğer önemli konuları arasında, Türkiye’nin, Afrin’den sonra Rusya’nın yeşil ışık yakmasıyla birlikte girmek istediği Tel Rıfat şehrinin geleceği bulunuyor. Zirvede, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) ve Suriyeli müttefiklerinin konuşlandırılması için haritaların değiştirilmesi görüşülecek. Bu konu doğal olarak ‘Suriye rejiminin’ Tel Rıfat’taki varlığı ile doğrudan bağlantılı bir konu olacak. Eğer Türkiye bu konuda başarılı olusa, PYD’nin askeri kanadı YPG’nin Menbiç’ten çıkarılması için yaptığı tekliflerini reddeden Washington’a karşı bölgenin durumu üzerine baskı yapmak için daha güçlü bir konumda olacak.
Ankara’nın, YPG’nin Münbiç’ten çıkması konusunda ısrarcı olduğunu belirten bir kaynak, Washington’ın bunun geciktirilmesi ve Menbiç çevresinde sadece ABD-Türk devriyelerinin gezmesi teklifini kabul etmeyeceğini belirtti. Zirvenin ana dosyasının Fırat Nehri’nin doğusunun geleceği olacak gibi görünüyor. Türkiye, YPG’yi takip etmek için Fırat Nehri’nin batısından doğusuna geçmek istiyor. Ancak Washington bunu engelliyor. Diplomatik bir kaynak dün yaptığı açıklamada, ABD’nin yeni tutumunun üçlü zirveden çıkacak sonuçlara göre şekilleneceğine işaret ederek, “Üçlü zirvede, Fırat Nehri’nin doğusu ile ilgili düzenlemeler tartışılacak” dedi.
Fırat Nehri’nin doğusunda, 2 bin ABD askeri ve yüzlerce uluslararası DEAŞ ile mücadele koalisyonu askeri bulunuyor. Washington, daha önce yaptığı bir açıklamada, beş hedefe ulaşmak için ABD ordusunun ‘Fırat’ın doğusuna açılmak için’ beş hedefi olduğunu duyurdu. Bu hedefler, DEAŞ’ın geri dönüşünü engellemek, İran’ın etkisini azaltmak, Suriye’yi siyasi bir çözüme itmek, mültecilerin evlerine geri dönmesini sağlamak ve kimyasal silah kullanılmasını engellemek. Elde edilen bilgilere göre, ABD’nin bu stratejisi, ABD’li kurumlar içinde yapılan derinlemesine tartışmalar sonrasında kabul edildi. Öte yandan, ABD Başkanı Donald Trump, Suriye’nin doğusunu yeniden inşa etmek için ayrılan 200 milyon doları geri çekip donduracağını açıkladı. Trump’ın bu tutumu, John Bolton’ı Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak getirmesi ve ABD Kongresi’nin Rex Tillerson’ın yerine Dışişleri Bakanlığına getirilen Mike Pompeo’yu onaylamasından önce geldi.
Üçlü zirvenin, Suriye’nin kuzeyi ile ilgili düzenlemeleri dikkate alırken bu meseleleri ele alması bekleniyor. Yine edinilen bilgiye göre, zirve Suriye’deki siyasi süreci harekete geçirme zorunluluğu üzerinde duracak. Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura zirve öncesinde bir toplantı gerçekleştirdi. İki gün önce yaptığı Moskova ziyaret eden De Mistura, Rusya’yı Doğu Guta’daki durumun düzelmesinin ardından siyasi çözüme girilmesi ve yerlerinden edilmiş insanların Şam’dan doğuya geri dönmelerinin hızlandırılması konusunda çağrı yaptı.
Öte yandan, üçlü zirvede, Ocak ayı sonunda Soçi’de düzenlenen Ulusal Diyalog Konferansı kapsamında, bir Anayasa Komisyonu oluşturulması kararının onaylanması bekleniyor. Ancak üç devlet, Soçi Konferansı’nda komisyonu kurma yetkisinin verildiği De Mistura’ya komisyonda yer alacak isimler için aday listesini henüz sunmadılar. Fakat bununla birlikte zirvede, listelerin sunulacağı ve referanslarının onaylanacağı yönünde beklentiler var. Moskova’nın ‘siyasi çözüm’ açıklamalarına bakıldığında, komisyonun yakında Cenevre çalışmalarına başlaması bekleniyor.