Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Suriye’nin siyasi çözüm halısını dokumak | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Suriye’nin siyasi çözüm halısını dokumak, başarılı olması için neredeyse bir mucizeye ihtiyaç duyulan yorucu ve yaratıcı bir çaba, çetin müzakereler, muazzam baskılar ve çetrefilli pazarlıklar gerektiriyor. Çatışan tarafların oynadıkları rollerin birbirine karışması, eski ve yeni engeller; son dönemlerde dünyanın karşı karşıya kaldığı en karmaşık krizlerden birinin önünde olduğumuzu gösteriyor.

Taraflardan biri, öldürücü darbe ile zaferini ilan etmeyi ve kendi çözümünü dayatmayı başarabilseydi kuşkusuz şimdikinden çok farklı bir görüntü karşısında olacaktık.

Her ne kadar Rus tarafını, bu karmaşık sahnedeki birinci oyuncu olarak adlandırmamız mümkün olsa da tek oyuncu olarak nitelememiz mümkün değil.

Çünkü sahada çıkarlarını göz önüne alması gereken ortakları var.

Ayrıca Suriye meselesi, Rusya’nın Batı ve özellikle de ABD ile ilişkilerinde masada bulunan birçok konudan biridir.

Suriye; Vladimir Putin’in tek kutuplu dünya düzenine karşı yönettiği darbenin en önemli duraklarından biridir. Ama Kremlin’in; İsrail, Türkiye ve Batı ile ilişkilerinin bozulmasına neden olsa bile Suriye’de tam anlamıyla bir zafer elde etmekle ilgilendiğini düşünürsek yanlış ve aceleci bir hüküm vermiş sayılırız.

Çünkü Putin’in hesapları, Suriye sahnesinin sınırlarından çok daha karmaşık.

Kuşkusuz siyasi çözüm halısında en öne çıkan ip, Rus ipi olacaktır. Moskova, Suriye’de herhangi bir kalıcı çözüme ulaşmak için zorunlu bir geçiş noktasıdır.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ve Suriye sahnesini terk etmeye hazırlanan BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura da bunu çok iyi biliyor. Ama yine de çözüm için Rus ipi yeterli değil.

Çünkü Moskova’nın Suriye’nin yeniden inşasının yükünü tek başına taşıması mümkün değil ve zaten buna gücüde yetmez. Batılı ülkelerin ise Suriye’nin yeniden inşasına katılma konusunda istekli olduklarına inanmak biraz zor. Zira Suriye’deki rolleri; Rusya’nın elde ettiği zaferi parlatmaktan, rejiminin düşmesini engellemek için milis güçleri ile savaşa katılan İran’ın nüfuzunu geriletmeden Rusya’nın çatısı altında yaşayacak bir Suriye’de durumu normalleştirmeye çalışmaktan öteye geçmedi.

Çözüm halısı için Rus ipi gerekli ama onun yanında ABD ipi de gerekiyor. ABD askeri olarak zaten Suriye’nin doğusunda yer alıyor ve son zamanlarda, İranlı milis güçlerin Suriye’den çekilmesi için yaptığı baskıları arttırmış bulunuyor.

Gelecek ayın ilk haftasında, ekonomisinin içinde bulunduğu zor durumu artık saklama gereği bile duymayan Tahran’a karşı Washington yönetiminin yürürlüğe sokacağı “tartışmasız en sert yaptırımlar” ile ABD baskıları, yeni bir tırmandırma aşamasına girmiş olacak.

En azından güvenlik düzenlemleri açısından Suriye’deki siyasi çözüm halısının dokuması için Avrupa, Türkiye, İran, Arap ve İsrail ipi de gereklidir.

Siyasi çözüm halısının iplerini arama yolculuğumuzda, İstanbul’da düzenlenen ve ev sahibi ülkenin liderinin yanında Rusya, Fransa ve Almanya liderlerinin katıldığı Dörtlü Zirve’de duraklarımız arasında yer alıyor. Zirve’den bu yılın sonuna kadar Suriye anayasa komitesi kurulması kararı çıktı. Buna ek olarak zirveye katılan liderler; mültecilerin kendi isteği ile ve güvenli bir şekilde ülkelerine geri dönmeleri için Suriye içerisinde gerekli koşulların oluşturulmasının, bu ülkeye insani yardımların ulaştırılmasının kolaylaştırılmasının, daimi bir ateşkesin sağlanmasının ve teröristler ile mücadelenin sürdürülmesinin önemini vurguladı. Kuşkusuz zirvenin düzenlenmesi farklı oranlarda olsa da başka ortakların varlığına ihtiyaç duyulduğunu açığa çıkarmıştır. Putin’in çözüm için gerekli çatıyı sağlamak için Avrupa’nın katılımına ihtiyacı var. Çünkü bu katılım, ABD’nin de bu çatı altında yer alması için bir giriş görevi görebilir. Türkiye’nin de Suriye’deki rolünü güçlendirmek, bir yandan İran diğer yandan Rusya’nın rolüne karşı bir denge unsuru oluşturmak için Avrupalı ortaklara ihtiyacı var. Fransa ve Almanya ise İngiltere’nin AB’den ayrılması, İtalya ve diğer ülkelerin Birliğin ruhuna ve kurallarına karşı isyan etme hazırlığında oldukları imalarına rağmen Avrupa’nın dünyadaki rolünü kaybetmediğini kanıtlamak için Suriye’deki çözüm sürecine ortak olmak istiyor.

İstanbul’da kararlaştırılan hızlı bir takvim hesaplardaki farklılıkları ortadan kaldırmak için yeterli değil. Zirve’den sonra düzenlenen basın toplantısı da bu görüş ayrılıklarını açık bir şekilde ortaya koydu. Angela Merkel; Suriye krizinin askeri bir çözümü olmadığını vurgularken siyasi sürecin sonunda, dışarıda yaşayanlar dahil tüm Suriyelilerin katılacağı bağımsız seçimler düzenlenmesi gerektiğinde ısrar etti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron; Almanya Şansölyesi’nin bu önerisini destekleyerek Rusya’yı, Suriye rejimine gerçek ve açık bir şekilde baskı yapmaya teşvik etti. Diğer yandan Putin; terör ile savaşın süreceğini vurgulayarak Türkiye’nin İdlib’te silahsız bölgenin kurulmasını en kısa zamanda bitirmesini umduğunu belirtti. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; Beşşar Esed’in kaderini içerideki ve dışarıdaki Suriye halkının belirleyeceğini belirtti ve Kürt örgütleri kastederek Suriye’nin kuzeyinde teröristler ile mücadelenin sürdürüleceğini vurguladı.

İstanbul Zirvesi’nin sonuçlarının bugün Londra’da toplanacak olan “Küçük Grup”un gündemini de meşgul edeceği tahmin ediliyor. Bu grup; ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Suudi Arabistan, Ürdün ve Mısır’dan oluşuyor. De Mistura’nın da toplantıya katılması bekleniyor. Fransa’nın Birinci Dünya Savaş’ının yıl dönümü nedeniyle düzenleyeceği kutlamalar sırasında Donald Trump ve Putin arasında düzenlenmesi beklenen zirve gibi kuşkusuz başka bir çok toplantı ve zirvenin gündemi de siyasi çözüm halısının dokunması için gerekli iplerin nasıl bir arada yaşayabileceklerine yönelik olacaktır. Aynı şekilde Bolton’un Moskova ziyaretinin en önemli gündem maddesinin de Suriye dosyası olması bekleniyor. Bu konudaki Rus-ABD diyaloğu devam ediyor. Trump’ın Washington’u ziyaret etmesi için Putin’e yöneltmiş olduğu davette bunu doğruluyor. Her ne kadar bu davetin, bir de Çin boyutu olduğuna inanılsa da daha çok Suriye meselesi ile ilgili olduğu düşünülüyor. De Mistura’nın; siyasi çözüm çabalarının sonuçlarının ve Dımaşk yönetimini anayasa komitesi kurulması konusunda kolaylık sağlaması için ikna etmekte başarısız olmasının nedenlerinin yer aldığı son raporunu 19 Kasım’da Güvenlik Konseyi’ne açıklaması bekleniyor. Elbette bunun ardından Güvenlik Konseyi, Suriye gündemli bir oturum düzenleyecek.

Suriye’nin siyasi çözüm halısını dokuma hikayesi kolay olmayacaktır. Soçi ve Cenevre süreçlerinin birbirini tamamlaması başarılı olması için yeterli değildir. Çünkü Suriye rejimi zayıf anlarında bile hiçbir taviz vermeye yanaşmazken şimdi sahada dengeler kendi lehine dönmüşken taviz vermesini beklemek mantıklı mıdır? Bu sırada, ABD baskısının yeni bir aşamasına hazırlanan İran’ın tutumu ne olacak? Siyasi çözüm halısına ABD ve Avrupa iplerini de ekleme isteğini haklı göstermeye çalışan Putin, İran’dan yeterince destek alabilecek mi?

Bölgesel, küresel ve iç boyutları ile son derece karmaşık bir kriz ile karşı karşıyayız.

Bu nedenle çözümün; baskıya, sabırlı olmaya, kartları yeniden düzenlemeye, büyük anlaşmalara ve neredeyse bir mucizeye ihtiyacı var.