Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Suudi Arabistan 88. kuruluş yıldönümünü kutluyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Bölgesel ve küresel zorlukların ortasında, Suudi Arabistan’da bugün, 88. kuruluş yıldönümü münasebetiyle ‘Milli Gün’ kutlamaları yapılacak.

Suudi Arabistan, 14 Ocak 1902’de Suudi Krallığını kuran Kral Abdulaziz Al Suud’dan, Kral Selman bin Abdulaziz dönemine kadar modernleşip sayısız başarılar elde ederken, Arap dünyası ve uluslararası camiada seçkin bir statü elde etti.

Devrim ve çatışmalara tanıklık ettiğimiz günlerde, Suudi Arabistan, küresel büyük güçlerle birlikte hareket ederek, bu çatışmalara çözüm bulmaya yönelik çalışmalarda bulunuyor.

Riyad, Etiyopya ve Eritre arasındaki barış anlaşmasının Cidde’de imzalanmasıyla Afrika Boynuzu’nda çatışmaları sonlandırma çabasını yürütürken, Cibuti ve Eritre arasında gerçekleştirilen tarihi toplantıya ev sahipliği yaparak arabulucu rolünün de altını çizmiş oldu.

Terörle mücadele alanında da önemli bir varlık kaydeden Suudi Arabistan, terörle mücadele ve finans kaynaklarının kurutulmasında örnek alınan bir rol model oldu.

Kral Selman ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman liderliğindeki Suudi Arabistan, ülkenin uluslararası denklemdeki varlığını güçlendirerek önceki kazanımlarını korudu ve geleceğe yönelik birçok başarılı projeye imza attı.

Suudi Arabistan, uluslararası denklemde dini, siyasi ve ekonomi alanında önemli bir figür haline gelirken, Kral Selman, Suudi hükümet dairelerini kurumsallaştırmanın yanı sıra devlet kurumları ve idarelerini genç liderlere devrederek geleceğin modern sisteme sahip devletinin temellerini attı.

Dünya barışı ve bölge istikrarına hizmet etmenin önemine defalarca dikkat çeken Kral Selman, büyük güçlerle önemli stratejik ortaklık kurduğu gibi aynı zamanda Arap Birliği’nin öneminin altını çizdi.

Ülkeyi kuran babası Kral Abdulaziz Al Suud’un yolunu izleyen Kral Selman, Krallık tahtına oturduğu dönemde yaptığı bir konuşmasında şu ifadeleri kullandı;

“Allah’ın yardımıyla, ülkemizin Kral Abdulaziz Al Suud tarafından kurulmasından bu yana kullanılan yaklaşım ile devam edeceğiz. Bu yoldan asla ayrılmayacağız. Anayasamız, Allah’ın Kitabı ve Peygamberin Sünnetidir (s.a.v.) Arap ve İslam ümmeti, birlik ve dayanışmaya bugün her zamankinden daha çok muhtaç durumdadır. Müslümanların kıblesi olarak seçilen bu ülkede, gerçek İslam dinimizin öğretileri rehberliğinde saflarımızı birleştirerek, ümmetin meselelerini savunmaya devam edeceğiz.”

Veliaht Prens Muhammed bin Selman da ülke işlerinin yönetiminde verdiği eşi görülmemiş destek ile birçok başarıya imza attığı gibi, ülkesinde, siyasi, ekonomik, kalkınma, fikri ve sosyal birçok meseleyle ilgili siyasi alana adım attığından beri ‘karizmatik lider’ sıfatını taşıyor.

Ülkesinin henüz kullanmadığı yüzde 90’lık bir kapasiteye sahip olduğunu söyleyen Veliaht Prens, ‘Vizyon 2030’ çerçevesinde NEOM ve Qiddiya Projesi isimli dev yatırım projelerinin ilk adımını attı.

Dini ve fikri alanda ise İslam’ın barış dini olduğunu vurgulayan Veliaht Prens, İran, Müslüman Kardeşler (İhvan) ve terör grupları ‘şeytan üçgeni’ olarak tanımlayarak, şu ifadeleri kullandı;

“Bu şeytan üçgeni, bizlerin Müslüman olarak halifeliği tekrar kurması gerektiği fikrini aşılamaya çalışıyor. İslam’ın zaferinin bir imparatorluk (hilafet) zoruyla yeniden kurulması gerektiğini belirtiyorlar. Fakat Allah ve Peygamber, bizden bunu yapmamızı istemedi. Allah sadece İslam’ı yaymamızı istedi. Bu görev ise yerine getirilmiştir. Bugün her insan kendi inancını seçme hakkına sahiptir. İslam’ı yaymak için savaşmak görevimiz artık yoktur fakat bu şeytan üçgeni, Müslümanların böyle bir görevi olduğunu söyleyerek Müslümanları manipüle etmeye çalışıyor. Müslümanların imparatorluğunun kurulması gerektiğini dile getiriyorlar.”

Veliaht Prens’in öncelikli fikrinin, ülkesinin uluslararası denklemde siyasi, ekonomik ve fikri olarak güçlü bir figür olarak kalması yönünde çalışmak olduğu söylenebilir.