Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Suudi Arabistan ve ABD, Irak’ın İran etkisinden çıkması gerektiğini vurguluyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cübeyr ve ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, dün, Tillerson’ın Suudi Arabistan’ın Başkenti Riyad’a gerçekleştirdiği ziyaret sonrasında düzenlenen ortak basın açıklamasında, Irak’ın Arap coğrafyasının bir parçası olması gerektiğini, bunun içinde İran’ın Irak üzerinde kurduğu bölge istikrarını sarsan etkisinden çıkarılması gerektiğini vurguladı.

Suudi Arabistan-Irak Koordinasyon Kurulu’nun kurulmasından sonra Irak’ın artık kendi ayakları üzerinde duracak ekonomik güce ulaşması gerektiğine dikkat çekilen toplantıda, Irak halkının başta DEAŞ’tan kurtarılan bölgelerde olmak üzere Irak’ın tüm bölgelerinde artık normal hayata dönmesinin zamanının geldiği ifade edilerek, İran’a bağlı militanların, Irak’ta bulunmasını gerektirecek bir sebebin olmaması halinde kendi ülkelerine dönmesi gerektiğinin altı çizildi.

Basın toplantısında konuşan el-Cübeyr, Tillerson’ın Riyad’a yaptığı resmi ziyaret kapsamında, Katar ile yaşanan Körfez Krizi’nin yanısıra, Suriye ve Yemen konuları ile İran’ın bölgeye yönelik müdahaleleri ve teröre karşı mücadelenin konuşulduğu bilgisini verdi.

Suudi Arabistan-Irak Koordinasyon Kurulu’nun kurulmasını, “İki ülke ilişkilerinde tarihi bir adım” olarak niteleyen el-Cübeyr, iki ülke arasında gelecekte daha fazla işbirliği ve koordinasyon oluşacağını ifade ederek, “Suudi Arabistan ve Irak, birbiriyle coğrafi, ekonomik ve toplumsal bağı olan iki komşu ülkedir. Irak ile ortak amaçlarımız var. İki ülke de Arap ülkeleridir. Bu nokta oldukça önemlidir. İki ülkenin gelecekteki yönelimlerini belirleme noktasında daha fazla işbirliği içinde olması gerekmektedir” dedi.

“Artık Arap Dünyası’ndaki yerine alma zamanı geldi”

Konuşmasında, Irak’ın yıllarca savaşlarla boğuştuğunu ve artık Arap Dünyası’ndaki yerine geri dönmesinin zamanının geldiğini söyleyen el-Cübeyr, “Irak, radikal bir ideolojiye sahip Baas Partisi yönetiminde yıllarca yaşadı ve birden fazla savaş gördü. Geçen yıllardan sonra artık Irak ekonomik kayıplarını telafi etmelidir” dedi. Irak’ta, yıllardan beri çok sayıda Suudi aile yaşadığını, iki ülke arasında kurulan Koordinasyon Merkezi ve Irak’ta yaşayan Suudiler aracılığıyla daha iyi ilişkiler kurmaya çalıştıklarını dile getiren el-Cübeyr, “Bu işbirliğine ABD de katkı sağlayacaktır. Suudi Arabistan olarak, Irak ile birçok alanda daha fazla ortaklık kurmak istiyoruz. İnanıyorum ki bu arzumuz, ortak tarihimiz ve ortak amaçlarımızın bir parçası olacaktır” ifadelerini kullandı.

Katarla yaşanan Körfez Krizi’ne dair de değerlendirmeler yapan el-Cübeyr, teröre karşı mücadelede işbirliği yapan 4 ülkenin, krize dair gelecekte nasıl adım atacağını istişare edeceğini ve istişarelerin sonuçlarının yakın zamanda açıklanacağını belirtti. el-Cubeyr, Katar ile gerginlik yaşayan 3 körfez ülkesi Suudi Arabistan, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE), gerginliğin devam etmesi halinde, Aralık ayında düzenlenmesi kararlaştırılan Körfez İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’ne katılıp katılmayacağına dair sorulan soruya ise, “Zirve, Suudi Arabistan, Bahreyn ve BAE ile Körfez halkları için önem taşımaktadır. İstişarelerimiz devam ediyor. Bu konuda gelecekte atılacak adımlar kısa sürede kararlaştırılacaktır” cevabını verdi.

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ise, ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada, Suudi Arabistan-Irak Koordinasyon Merkezi’nin, Irak’ta istikrarın sağlanmasına ve Irak hükümetinin dış etkilere karşı mücadelede güç kazanmasına büyük katkı sağlayacağını söyleyerek, “Irak ve Suudi Arabistan arasında kurulan Koordinasyon Kurulu’nun, iki ülke açısından istikrarın sağlanması ve Irak’ın geleceğe yürümesi anlamında önemli bir adım olduğuna inanıyorum. Irak’ın dış müdahalelere karşı mücadele etme gücüne kavuşmasının kendi ayakları üzerinde durma gücüne bağlı olduğunu düşünüyoruz. Bu da, Irak’ın 20 yıldır kesintiye uğrayan komşu ülkeleriyle olan ilişkilerinin yeniden güçlendirilmesini gerektirmektedir. Şüphesiz Irak’ın kendi ayakları üzerinde durmasını, ekonomisini ve alt yapısını yeniden kurmasını destekliyoruz. Bu kapsamanda Irak’taki ekonomik hareketliliği tamamen destekliyoruz. Irak’ın gücü kendi ayakları üzerinde durmayı başarmasından gelir. Bunun içinde İran etkisi gibi dış etkilerden kurtulmalıdır” şeklinde konuştu. DEAŞ’a karşı savaşan İran’a bağlı milis grupların, varlıklarını gerektiren bir durumun kalmaması halinde kendi ülkelerine dönmeleri gerektiğini vurguladı.

Sünni, Şii ya da Kürt olsun, Irak halkının etrafındaki Arap muhitiyle ilişkilerini güçlendirilmesinin önemli olduğuna vurgulayan Tillerson, Irak’ın Suudi Arabistan dahil bölge ülkeleriyle bütünleşmesi gerektiğini ifade ederek, “Bu ilişkiler, ekonomik işbirliğinin tamamlanmasıyla birlikte Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu için de büyük önem taşıyacaktır” dedi.

Tillerson, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile ABD Başkanı Donald Trump’ın, İran’a yönelik belirlediği yeni siyaseti hakkında görüş alışverişinde bulunduğu belirterek, Kral Selman’ın, İran tarafından Devrim Muhafızları aracılığıyla bölgeye yönelik atılan adımlar nedeniyle, Başkan Trump’ın İran’a yönelik daha sert bir tutum takınmasından memnuniyet duyduğunu belirttiğini aktardı. Avrupalı şirketlerin de Trump tarafından uygulanan bu siyasete ve ABD’nin, Yemen ve Suriye’de yaptıklarından dolayı İran Devrim Muhafızları’na karşı uyguladığı yaptırımlara katılmasını umduğunu sözlerine ekledi.

Konuşmasında, Körfez Krizi’ne dair yaptığı son açıklamalara dair soruları cevaplayan Tillerson, ABD’nin, Katar’a karşı gerginliğin fitilini ateşleyen sebeplerin giderilerek ilişkilerin normalleştirilmesini önemsediğini vurguladı.