Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Suudi Arabistan: Kaşıkçı davası siyasi bir soruna dönüştürülmemeli | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Riyad/ Abdulhadi Habtur

Suudi Arabistan’dan yapılan açıklamada Suudi vatandaşı gazeteci Cemal kaşıkçı cinayetinin bir yargı meselesi olduğunu ve Krallık yargı biriminin bu konuyla ilgilendiği belirtildi. Krallık’ın davanın uluslararası ve siyasi bir sorun haline getirilmesini ayrıca iç meselelere karışılmasını reddettiğinin altını çizildi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr dün Riyad’da düzenlediği basın toplantısında Suudi yönetiminin söz konusu suça karışan herkesi cezalandırma konusunda kararlılığını, Kral Selman bin Abdulaziz’in talimatlarının da bu yönde olduğunu ifade etti. Tekrar böyle bir durumun yaşanmaması için gerekli tüm soruşturmaların yapıldığını ve önemlerin alındığını söyledi.

Cubeyr, Suudi Arabistan Başsavcısı’nın halen belirsizliğini koruyan birçok ayrıntıya yanıt verecek daha fazla kanıt ve bilgi elde etmek üzere Türk tarafına üç yazı yolladığını ve ülkesinin halen yanıt beklediğini ifade etti.

Suudi Bakan, suçluların Türkiye’de yargılanmasını ise reddetti. Ülkesinde iyi ve bağımsız bir soruşturma birimi olduğunu söyleyen Cubeyr, Suudi Arabistan yargısının davayı profesyonel bir şekilde ele alabileceğinin altını çizdi. Adil el- Cubeyr açıklamasında “Türkiye’deki kardeşlerimizin ellerinde herhangi bir kanıt varsa paylaşsın. Üç kez talepte bulunduk ancak yanıt alamadık. Bize verilen bilgiler El Cezire kanalında da vardı” diye konuştu.

Cubeyr “Zanlılar ve maktul Suudi vatandaşıdır. Olay da Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda meydana geldi” diyerek Suudi Arabistan’ın zanlıların Krallık’ta yargılanması gerektiğini düşündüğünün altını çizdi.

Suudi Bakan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın olayla herhangi bir ilgisinin bulunmadığını vurgulayarak suçun sorumluluğunu ve görevlerini aşan kişiler tarafından işlendiğini, bağışlanmayacak bir hata yaptıklarını ve bedelini ödeyeceklerini söyledi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Türkiye ve Katar medyası tarafından soruşturmalar başlatılmadan önce saldırı gerçekleştirildiğini belirttiği açıklamasında şunları vurguladı:

“Türk ve Katar medyasıyla ilgili olarak Suudi Arabistan aleyhinde acımasız bir kampanya yürütüldü. Bu üzücü bir durumdur ve yargıya taşınması gereken bir suçtur. Suudi Arabistan yasalarınca yargılanacaklar. Konuyu siyasi düzleme sokmaya çalışmak ve bunun etrafında kaos yaratmak üzücüdür. Konuya dair bilgisi olanların medyaya pazarlamak yerine gerçekleri ortaya çıkarmaya katkı sağlaması daha iyi olacaktır.”

Cubeyr, zaman zaman etrafta dolaşan söylentiler hakkındaki bir soruya şu yanıtı verdi:

“Tekrar söylüyorum. İş birliği, İslam ülkelerinin birleşmesini sağlayacak en iyi yoldur. Suudi Arabistan’ın istediği ve yapmaya çalıştığı, gerçeklere en hızlı ve doğru şekilde ulaşmaktır. Ancak herhangi bir temeli olmayan açıklamalar ve suçlamalar kabul edilemez. Soruşturmalar halen sürüyor. Şu ana kadar açıklığa kavuşmayan meseleler var. Türkiye’deki kardeşlerimizin konuya açıklık getirilmesine katkıda bulunan her türlü bilgiyi bizimle paylaşmasını umuyoruz.”

Cubeyr’in açıklamaları Suudi Arabistan’ın davanın insani olduğunu ve acımasız medya saldırılarının Krallık’ın terör ve radikalizmle mücadele ile ilgili sabit politikasını değiştirmeyeceğini vurguluyor. Cubeyr söz konusu açıklamasında Suudi Arabistan’ın İran politikaları ile ilgili mücadelesine, petrol piyasasının istikrarını sağlamaya, Suriye, Lübnan, Yemen ve diğer ülkelerin güvenliğini temin etmeye devam edeceğinin altını çizdi.

Krallık’ın ekonomik ve toplumsal reformlar yapmaya ve iş imkanı yaratmaya devam ettiğini söyleyen Cubeyr, petrol gelirine güveni azaltarak diğer alanlarda üretim faaliyetlerini arttırmayı sürdürdüklerini vurguladı. Suudi Bakan konuya dair şunları söyledi:

“Her alanda dostlarımızla ve müttefiklerimizle iş birliği yapmaya ve çalışmaya devam edeceğiz. Suudi Arabistan, Ortadoğu’da merkezi bir devlettir ve büyük sorumluluklara sahiptir. Olayı siyasi bir soruna dönüştürmemek önemli bir konudur. Zira bu İslam dünyasında bir çatlağa neden olacaktır.”

Cubeyr, Suudi Arabistan tarafından olaya ilişkin yapılan açıklamaların birçok kez değiştirildiğine dair iddialara da yanıt verdi:

“Olayın hikâyesi tıpkı herhangi bir suçun teoride geliştirilmeye başladığı gibi kanıtlar ortaya çıktıkça gerçek halini alır. Giden ekip, Kaşıkçı’nın arka kapıyı kullanarak Konsolosluk’tan ayrıldığını söyledi. Türkiye ile işbirliği yaptıktan sonra bunun gerçek olmadığını gördük. Ekip tarafından yayınlanan raporların yanlış olduğunu ve kanıtlar bunun bir cinayet olduğunu ortaya koydu. Bu nedenle Suudi Arabistan Kralı, soruşturma başlatılmasını, söz konusu 6 yetkilinin görevden çekilmesini ve böyle bir olayın tekrarlanmaması için gerekli önlemlerin alınmasını istedi. Ardından Kaşıkçı’nın boğularak öldürüldüğünü ve parçalanıp Konsolosluk’tan çıkarıldığını öğrendik. Biz açıklamalarımızı değiştirmedik. Başsavcı’ya verilecek bilgiler ile olay hikâyesinin resmi kaydında değişiklikler olabilir.”

Cubeyr duruma dair ABD’nin Oklahoma eyaletinde meydana gelen bombalı saldırıyı örnek verdi:

“FBI, saldırı hakkında yaptığı açıklamada saldırganın Arap olduğu ve Dallas Havaalanı’ndan kaçtığı belirtmişti. Ardından soruşturmalarla bunun başka bir şahıs olduğu ortaya çıktı. FBI veya kolluk kuvvetlerini yeni bilgiler elde ettikleri için suçlayacak mıyız?” ifadelerini kullandı.

Suudi Bakan açıklamasının sonunda Krallık’ın bu davada herhangi bir devletin atması gereken adımları attığını, soruşturmalar yürüttüğünü ve sorumluları tespit etmeye çalıştığını vurguladı. Dava ile sorumlu bir şekilde ilgilenmeye devam edeceklerini belirtti.