Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Suudi Arabistan, Kaşıkçı soruşturması sonuçlarını açıkladı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Suudi Arabistan Başsavcı Sözcüsü Şelan eş-Şelan, başkent Riyad’da düzenlediği basın toplantısında, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili soruşturma sonuçlarını açıkladı.

Kaşıkçı cinayetiyle ilgili 21 şüpheliden 11’ine suç isnat edilerek dava dosyasının mahkemeye gönderildiğini bildiren sözcü, davaya ilişkin 5 kişinin idamının istendiğini söylerken, diğer 6 kişi içinse suça karışmaları nedeniyle haklarında şer’i cezanın uygulanmasının talep edildiğini belirtti.

Eş-Şelan, ekip lideri tarafından, Kaşıkçı’nın ikna yoluyla veya cebren getirilmesi için 3 gruptan (müzakereci-istihbaratçı ve lojistik destekçi) oluşturulan 15 kişilik ekibin İstanbul’a gittiği bilgisini verdi.

Sözcü, 2 Ekim tarihinde, İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda, itiş kakış ve kavganın yaşandığı olayda kurbanın bağlandığı ve ölümüne yol açan yüksek dozda uyuşturucu iğne enjekte edildiği bilgisine ulaşıldığını aktardı.

Cesedin yeri henüz bilinmiyor

Kaşıkçı’nın cesedinin parçalanmasının ardından, Konsolosluk binasının dışına çıkarılarak yerel bir işbirlikçiye teslim edildiğini ileten eş-Şelan, söz konusu işbirlikçinin robot resminin çizildiğini ve bunun Türkiye’ye gönderileceğini söyledi.

Eş-Şelan, cesedin yerinin henüz bilinmediğine de dikkat çekti.

Operasyon ve ölüm emrini verenler tespit edildi

Kaşıkçı’nın, Suudi Arabistan’a geri götürülmesi için yapılan müzakere sürecinin başarısız olması nedeniyle öldürüldüğünü dile getiren eş-Şelan, öldürme emrini veren kişinin müzakere grubunun lideri olduğunu ve Kaşıkçı’nın geri getirilmesi emrinin ise geçtiğimiz ay görevden alınan eski İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed el-Asiri’den geldiğini açıkladı.

Ekip lideri tarafından verilen bilginin yanıltıcı olduğunu bildiren Sözcü, Suudi Arabistan Veliaht Prensi’nin konuyla ilgili ayrıntılı olarak bilgisi olmadığını söyledi.

Türkiye’den hala cevap bekleniyor

Eş-Şelan, görgü tanıklarının ifadeleri, kurbanın cep telefonu, e-mailleri ve ellerinde olduğunu açıklanan ses kayıtlarına erişme taleplerine Türkiye’den hala yanıt beklediklerini de yineledi.

Başsavcının, tüm ses kayıtları da dahil ellerindeki delil ve ipuçlarının yanı sıra soruşturmalarda elde edilen bilgilere ulaşmalarını sağlamak amacıyla Türk tarafı ile bu konuda özel bir işbirliği mekanizması oluşturulmasının Türkiye’den talep ettiğini dile getiren eş-Şelan, Suudi tarafının hala bu taleplere yanıt beklediği bilgisini paylaştı.

Eş-Şelan, Türkiye’den istenenler arasında, görgü tanıklarının ifadeleri, kurbanın e-maillerinin yanı sıra cep telefonunda bulunanların bir örneği ve Türkiye’nin elinde olduğunu açıkladığı tüm ses kayıtları yer alırken, medyaya sızan haberlere ilişkin de hiçbir yorum yapılmadı.

11 kişiye suç isnat edildi

Başsavcılık tarafından yapılan açıklamada, Türkiye-Suudi Arabistan ortak çalışma grubu ile Suudi Başsavcılığı’nın sürdürdüğü soruşturma neticesinde ulaşılan sonuçlara dayanarak, Kaşıkçı cinayetiyle ilgili 21 şüpheliden 11’ine suç isnat edilerek dava dosyasının mahkemeye gönderildiği belirtildi.

Soruşturma devam ediyor

Gözaltında olan diğer kişilerin olaydaki statü ve rollerine ilişkin gerçeklere ulaşmak için soruşturmalara devam edildiği aktarılırken, emri veren ve suçu işleyen 5 kişi için idam, diğer 6 kişi içinse suça karışmaları nedeniyle haklarında şer’i cezanın uygulanmasının talep edildiği ifade edildi.

Kaşıkçı cinayeti nasıl işlendi?

Sözcü, olayın, 29.8.2019 tarihinde, eski İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed Asiri’nin, İstanbul’a giden ekibin liderine kurbanın ikna edilerek geri getirilmesi, ikna edilememesi halinde ise zorla geri getirilmesi emri ile başladığını dile getirerek, ekip liderinin, Kaşıkçı’nın geri getirilmesi için ‘müzakare-istihbarat ve lojistik’ olarak 3 gruptan oluşan 15 kişilik bir ekip kurduğunu söyledi.

Eş-Şelan, ekip liderinin, eski İstihbarat Başkan Yardımcısı Asiri’ye, Cemal Kaşıkçı’yı daha önceden tanıyan eski müsteşar Suud Kahtani ile birlikte çalışmış bir meslektaşının müzakere grubuna başkanlık etmesini önerdiğini aktardı.

Söz konusu kişinin müzakere heyetinin başına getirilmesini talep etmek için eski müsteşarla iletişime geçtiği bilgisini paylaşan sözcü, müsteşarın buna onay verdiğini ve ekip lideriyle bir toplantı yapmak istediğini söyledi.

Sözcü, müsteşarın, uzmanlık alanı basınla ilgili, görevle alakalı faydalı bilgiler vermek için ekip başkanı ve müzakere grubuyla görüştüğünü bildirdi.

Eş-Şelan’a göre, müsteşar, kurbanın Suudi Arabistan’a düşman ülkeler ve kuruluşlar tarafından kullanıldığına ve Kaşıkçı’nın ülke dışındaki varlığının ulusal güvenlik için bir tehdit olduğuna inandığını söyleyerek, ekibe onu ülkeye geri dönmeye ikna etmeleri konusunda teşvik etti ve ikna olması halinde bu görevin büyük bir başarı olacağını söyledi.

Başsavcı Sözcüsü, görevden alınan eski Kraliyet Divanı Müsteşarı Suud Kahtani hakkında yurt dışına çıkış yasağı getirildiğini de aktardı.

Eş-Şelan, ekip liderinin, kurbanın zorla geri getirilmesi halinde, geride kalan izlerin silinmesi amacıyla adli tıp uzmanıyla temasa geçtiğini ve adli tıp uzmanının, görev aldığı kurumun haberi olmadan bu görüşmeyi kişisel olarak yaptığını açıkladı.

Başsavcılık Sözcüsü, ekip liderinin ayrıca Kaşıkçı’nın zorla geri götürülmesi halinde güvenli bir yer sağlamak için Türkiye’deki bir işbirlikçi ile irtibata geçtiğini de aktardı.

Sözcü’nün açıklamasına göre, müzakere grubu lideri, konsolosluk içindeki durumu gördükten sonra müzakerelerin başarısız olması durumunda Kaşıkçı’nın güvenli bir bölgeye alınmasının imkânsız olduğunu anladı. Bu nedenle üzerine müzakerelerin başarısız olması durumunda Kaşıkçı’nın öldürülmesine karar verdi.

5 kişi suçu itiraf etti

İtiş kakış ve kavga esnasında, Kaşıkçı’nın bağlandığı ve ölümüne yol açan yüksek dozda uyuşturucu iğne enjekte edildiğinin tespit edildiği bilgisini veren eş-Şelan, ölüm emrini veren ve cinayeti işleyen 5 kişinin bunu itiraf ettiğini ve ifadelerinin birbirini tuttuğunu söyledi.

Kaşıkçı’nın cesedinin, cinayeti işleyenler tarafından parçalandığı ve 5 kişi tarafından konsolosluk binası dışına çıkarıldığını söyleyen sözcü, cesedi yerel işbirlikçiye teslim eden kişinin tespit edildiğini ve bu sanığın ifadesine dayanarak, işbirlikçinin robot resminin çizildiğini belirtti.

Eş-Şelan, konsolosluk binasındaki güvenlik kameralarını devre dışı bırakan kişinin de tespit edildiğini belirtirken, Türk medyasında gündeme getirilen bazı bilgilerin ise soruşturmalar esnasında kanıtlanamadığını dile getirdi.

Kurbanın giysilerini giyip, saat ve gözlüğünü takarak binadan çıktıktan sonra onları atan kişi ile yanında bulunan iki kişi tespit edildiği bildirilirken, 4 kişinin de, cinayeti işleyen 5 kişiye lojistik destek sağladığı aktarıldı.

Başsavcılık Sözcüsü, ekip liderinin, müzakere grubu ve öldürme kararı veren lideriyle, Asiri’ye, ‘müzakere ve zorla geri götürme operasyonunun başarısız olmasından sonra kurbanın Konsolosluk binasından çıktığını’ içeren sahte bir rapor sunma konusunda anlaştığının tespit edildiğini açıkladı.

Son dönemde, Kaşıkçı’nın öldürülmesi hakkındaki açıklamaların içeriğinin değişmesi konusuna da değinen eş-Şelan, suç mahallinin Suudi Arabistan olmadığını, bu nedenle de bütün açıklamaların başta her şeyi inkâr eden tutukluların ifadelerine dayandığını söyledi.
Asiri’ye sunulan sahte bir rapor olduğuna da dikkat çeken eş-Şelan, bu raporun yanıltıcı olduğunu ve bunun yaklaşık 10 gün boyunca çelişkili ifadeler verilmesine neden olduğunu kaydetti.

Kaşıkçı’nın ailesi bugün Cidde’de taziyeleri kabul etmeye başlıyor

Öte yandan, merhum Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ailesi, Cidde’nin güneyinde yer alan Abhar’daki evinde cumadan pazar gününe kadar taziyelerin kabul edileceğini açıkladı.

Cemal Kaşıkçı’nın oğlu Salah, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Şüphesiz ki, biz, Allah’a âidiz ve şüphesiz ki, biz O’na döneceğiz. Merhum Cemal Kaşıkçı için taziyeler, cuma gününden, Pazar gününe kadar Medine’deki evinde kabul edilecektir. Allah’ım onu rahmetinle kuşat. Bize sabır ver” ifadelerini kullandı.

Salah Kaşıkçı, merhum babası için sabah namazını müteakip Medine’deki Mescid-i Nebevi’de, Cuma namazının ardından ise Mekke’deki Mescid-i Haram’da gıyabi cenaze namazları kılınacağını bildirdi.