Suudi Arabistan Devlet Güvenlik Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Riyad’daki Savunma Bakanlığı’na ait iki binaya saldırı hazırlığındaki DEAŞ terör örgütü mensubu intihar bombacısı teröristlerin planlarını gerçekleştiremeden etkisiz hale getirildikleri belirtildi. Bununla birlikte, Suudi toplumunda fitne yaratmaya çalışan ve üçüncü taraf kişilerin lehine çalışan casusluk hücresinin üyelerinin tutuklandığı bildirildi.
Suudi yetkililer, casusluk hücresinin hangi ülkeye çalıştığını açıklamadılar. Ancak hücre içerisinde yer alan kişilerin Suudi ve yabancı uyruklu oldukları bilgisi aktarıldı. İntihar bombacılarıyla bağlantıları olduğu iddia edilen iki Suudi’de tutuklandı. Devlet Güvenlik Başkanlığı, tutukluların yanı sıra, ele geçirilen silah ve mühimmatlara ait fotoğrafları basına dağıttı.
Gençlerin hücreye dahil edilmesi konferans ve toplantılar düzenlediler
Yapılan resmi açıklamaya göre, intihar bombacıları, hedeflerini gerçekleştirmeden gözaltına alındığı, patlayıcı yelekler ve el bombaları ele geçirildiği bildirildi. İstikrarı ve ulusal birliği bozmak amacıyla başka bir ülkenin lehine çalışmalar yapan diğer terör hücresinin de çökertildiği aktarıldı. Casusluk amaçlı bilgi toplama faaliyetleri ile Suudi Arabistan güvenliğine karşı düşmanlık yapan bu grubun, devlet güvenliğine ve ulusal birliğe zarar veren şüpheli etkinlikler düzenleme ve bu etkinliklere katkıda bulunma gibi uzun bir geçmişe sahip olduğu da ortaya çıkarıldı. Grubun bu amaçlar doğrultusunda gençlerin hücreye dahil edilmesi için konferanslar, toplantılar ve seminerler düzenledikleri bilgisi aktarılırken, bu gibi düşmanca faaliyetlerine bir an önce son vermeleri konusunda uyarılarda bulunuldu.
Devlet Güvenlik Başkanlığı’ndaki yetkili kaynak tarafından yapılan iki ayrı açıklamada, Devlet Güvenlik Başkanlığı’nın, Suudi Arabistan’ın güvenliğini hedef alan terörist tehditlerin takip edilmesi ve bu kişilerin özellikleri ve sorumluluklarının takibi sırasında, DEAŞ terör örgütüne bağlı teröristlerin, Riyad’daki Savunma Bakanlığı’nın iki binasına yönelik intihar saldırısı düzenleyeceklerinin anlaşıldığını ve yapılan operasyonla Ahmed Yasir el-Kaldi ve Ammar Ali Muhammed isimli iki teröristin hedeflerine ulaşmadan önce güvenlik güçleri tarafından yakalandıkları belirttildi. Kaynak ayrıca, ilk araştırmalara göre Yemen uyruklu oldukları ve isimleri tespit edilen intihar bombacılarının sahte kimlik taşıdıkları bilgisini de aktardı.
Devlet Güvenlik Başkanlığı’nın açıklamasında, intihar bombacıları ile bağlantıları olduğu şüphesi ile iki Suudi Arabistan vatandaşının tutuklandığı ve soruşturmanın maslahatı için şu an kimliklerinin açıklanmadığı bildirildi. Ele geçirilen mühimmatlar ile ilgili ise, Riyad’taki el-Remal semtinde teröristlerin kendilerine patlayıcı kemerlerin nasıl giyileceği ve kullanacağı konusunda eğitim verilen ve kaldıkları yerde yapılan aramalarda, dokuz ev yapımı el bombası ve ateşli silahların yanı sıra her biri 7 kilogram ağırlığında iki patlayıcı kemer ele geçirdiği ifade edildi.
Suudi Arabistan Devlet Güvenliği Başkanlığı, davadaki soruşturmanın devam ettiği, tutuklu teröristlerden bu terör faaliyetleri ile ilgili tüm ayrıntıların öğrenilmeye devam edildiği ve zamanı geldiğinde bilgilerin kamuoyu ile paylaşılacağını açıkladı.
Suudi Arabistan Devlet Güvenlik Başkanlığı’ndaki yetkili kaynak ayrıca, daha öncede, bu gruptaki kişilerin, toplum içinde huzursuzluk çıkarmak ve ulusal birliğe zarar vermek için Suudi Arabistan’ın güvenliği, menfaatleri, metodolojisi, gücü ve sosyal güvenliği gibi alanlarda üçüncü taraf kişiler adına istihbarat faaliyetleri sürdürdüğünün ortaya çıkarıldığını belirtti.
Kaynak Suudi vatandaşları ve yabacıların bulunduğu tutuklu kişilerin isimlerinin açıklanmaması konusunda ise, henüz devam eden soruşturmada diğer grup üyelerinin isimlerinin ve yapılacak terörist faaliyetlerle ilgili tüm gerçeklerin öğrenilmesinin amaçlandığını belirtti. Edinilen bilgilere göre, grubun, devlet istikrarına ve ulusal güvenliğe zarar veren şüpheli etkinliklerde bulundukları uzun bir geçmişlerinin olduğu, vatan ve ulusal birliğe ait sembollerin hedef alınmasında doğrudan veya dolaylı olarak katkıda bulundukları şüpheli konferanslar, toplantılar ve seminerler düzenleyerek gençleri iç ve dış örgütler için bu gruplara dahil ettiklerinin anlaşıldığı belirtildi.