Suudi Arabistan, uluslararası ilişkilerinde adalet ve barış ilkelerine bağlılığı ile çatışmaları barışçıl bir yolla çözmek için çalıştıklarına dikkat çekti.
Suudi Arabistan’ın BM Daimi Temsilcisi Abdullah el-Muallimi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Suudi Arabistan’ın uluslararası ilişkilerinde barışı inşa ederek koruması, İslami esaslara da uyması demektir. Ülkem, söz konusu esas ilkelerine dayalı uluslararası alanda kurduğu ilişkilere güvenmektedir. Çalışmalarımız, barışı inşa etmek ve sürdürmek amacıyla sürüyor. Temel dayanağımız adaleti temsil eden barışın inşa edilerek korunmasıdır. Adaletsiz barış olmaz. Adaletsizlik sebebiyle barışa ulaşılamayan yerlerin başlıca örneği Filistin’dir. Filistin halkı, başkenti Kudüs olan, 4 Haziran 1967’deki sınırlarında bağımsız bir devlet kurma meşru haklarına ulaşacaklarına dair herhangi bir umut ışığı olmaksızın onlarca yıldır işgal altında bulunuyor.”
Temsilci konuşmasının devamında Arap Barış Girişimi’ne dikkat çekti:
“Ülkem her zaman anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözmeye çalıştı. Bu yolda Filistin meselesinde de yeni bir girişime daha adım atılarak Beyrut’ta, Arap Zirvesi’nde Arap devletleri tarafından kabul edilen Arap Barış Girişimi’ni ilerletmiş oldu. Suudi Arabistan ayrıca Yemen’de Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK) tarafından temsil edilen barış sürecine de öncülük etti. Bu aynı zamanda, İran tarafından desteklenen Husi isyancıları ihlal etmeden önce yetkinin barışçıl bir şekilde intikalini de sağlayan bir girişimdir. Suriye’de ise Cenevre 1 ve Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı doğrultunda rejimle ciddi müzakereler yürütülmesine hazırlık kapsamında muhalefetin saflarını birleştirmek için çalışmıştır. Suudi Arabistan ayrıca Afganistan, Libya, Somali, Irak ve diğer ülkelerde de barış ve kardeşlikle uzlaşı bayrağını kaldırmış ve çelişkili taraflar arasındaki görüş ayrılıklarını azaltmaya ve ayrıca diyalog kültürünü, karşılıklı anlayış ve hoşgörüyü yaymaya çalışmıştır. Suudi Arabistan, Kral Abdulaziz’in aşırılıkla mücadele merkezi, Kral Abdullah’ın din ve kültür tarafları arasında kuracağı diyalogların merkezi ve BM terörle mücadele merkezi gibi ulusal ve uluslararası kurumlar da inşa etmiştir.”
Muallimi, BM’nin barışı inşa konusunda daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini savunarak örgütü özellikle gelişmekte olan ülkelerde süregelen kalkınmayı güçlendirmeye, bölgesel kurum ve kuruluşlarla yakından çalışmaya, barışı gerçekleştirme ve çatışmalardan korunma konusunda gücünü göstermeye davet etti.