Suudi Arabistan’da yayınlanan Ukaz Gazetesinin son sayısında Suudi Arabistan Şura Meclisinin ‘Suudi Arabistan’da sağduyuyu korumaya yönelik fezlekeyi’ tartışacağı haberini okuyunca sevindim.

Bazısının garibine gidebilir; Dünyada ve Arap Dünyasında kanlar oluk oluk akarken, fitneden dolayı ülkeler ve insanlar zor durumdayken sağduyuyu korumak ta neyin nesi? Ancak, biraz düşününce, tüm bu problemlerin kaynağının, ister iktidarda oldun, ister sokaktaki normal vatandaş, insanın kendisi olduğunu, sağduyunun korunmasının herkes için elzem olduğunu düşünmemiz gerektiği de ortadadır.

Şairin dediği gibi, Milletler ahlakıyla var olur…

Gençler büyüğe saygı duyarak, küçüğü severek, güzel olanı yaparak ve kötü olandan uzaklaşarak, bilimi severek, temizliğe önem vererek, mahluka halık’tan dolayı rahmet ederek büyür ve gelişirse, toplumda rahmetin kendini beğenmişliğin, boş işlerle uğraşmanın ve çirkinliğin hayatınızdan uzaklaştığını görebilirsiniz.

Haberin detayında Şura Meclisi üyesi Dr. Fayiz El Şehri, aşağıdaki eylemleri yapanların para cezası veya hapisle cezalandırılmasını öngören kanun teklifini Şura meclisine sundu:

-Yaşlı ve engellilere tahsis edilen sandalye ve yerlerin işgal edilmesi.

-Yollara veya kamuya açık yerlere çöp ve benzerinin atılması.

-Gerekçesiz olarak yolların veya kamuya açık yerlerin doğrudan veya dolaylı olarak kapatılması.

-Sigara artıklarının, yemeklerin veya çöplerin arabalardan yollara atılması veya çöplerin sokaklara bırakılması, çöp kapları dışına konulması.

-Hangi şekilde olursa olsun, insanları korkutmak, tehdir etmek, sözlü veya fiili tacizde bulunmak, aşağılamak veya yermek.

-Sıraya girmiş insanların sırasını almaya yeltenmek, sıraya saygı göstermemek.

-Engelli ve yaşlı vatandaşların devletten hizmet almasını engellemek.

-Ev hayvanlrının veya ehlileştirilmiş hayvanların bilerek işkence edilmesi veya gösteri amaçlı kullanılması.

-Ambulans veya acil servislerin gelişinin engellenmesi.

-Kişinin rızası olmaksızın telefon, cep telefonu veya e-mail yoluyla reklam, ilan veya medyatik malzemelerin gönderilmesinin yasaklanması

İşte bun son maddeyi çok beğendim!.

İnsanları ‘Terbiye etmek’ ve iyi olanı öğretemek Devletin, Şura Meclisinin veya Yürütme Kuvvetinin görevinin olmadığını söyleyenleri duyar gibiyim.
Zira, bunun aile, okul ve semt terbiyesinin işi olduğunu, devletin bu tür işlere bulaşmaması gerektiğini duanlar mutlaka ortaya çıkar.

Doğrudur ama bu konularda devlete bir görev düitüğü de bir gerçek, özellikle geleneksel metod ve kurumların rolünün köreldiği bu günlerde.

Teklifin sahibi, Dr. Fayiz El Şahri, teklifini sunarken, ülke insanlarının sağduyusunun, hızlı iletişim ve sosyal regülasyon kurumlarının etkisiyle, zarara uğradığının altını çiziyor.

Güzel bir haber, Neticede, ünlü şair Ahmed Şevki’nin dediği gibi: Ahlak güzel olursa Devlet ve millet te güzel olur.