Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Suudi Arabistan’ın diplomatik zaferi: Cidde’de imzalanan Etiyopya-Eritre Barış Anlaşması | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İç çatışma ve ekonomik krizlerle zayıflayan Arap ülkeleri süper güçlerin şantajına maruz kalmaktan endişe ediyor. Krizlerle boğuşan ülkeler Dünyanın diğer kriz bölgeleri için atlama taşı olarak kullanılma tehdidiyle karşı karşıya.

Afrika Boyunuzu olarak adlandırılan Somali, Cibuti, Etiyopya ve Eritre’yi kapsayan bölge de böylesi bir tehdit ile karşı karşıya.

ABD, coğrafi olarak uzak da olsa Kuzey Kore ile ihtilafını çözmeye çalışırken Arap dünyası da Suudi Arabistan’ın çevresindeki krizleri çözebileceğine inanıyor.

Suudi Arabistan’ın Afrika ülkeleri ile yakınlaşması ilk kez Kral Faysal liderliğinde gerçekleşmişti. Dönemin Suudi Kralı Faysal’ın 1966’da Afrika kıtasına yaptığı kapsamlşı ziyaret turu ve akabinde İslam İşbirliği Teşkilatı’nın kuruluş ilanı, 1972’deki ikinci kapsamlı Afrika turu ile perçinlendi.

Dahası Kahire’nin 1977’de ilk Arap-Afrika zirvesine tanık olduğu Arap-Afrika işbirliğinin tesisi çeşitli iş programları ile sonuçlandı. Ayrıca Arap-Afrika işbirliğinin hukuki ve politik temelini ve bu işbirliğinin temel aldığı ilkeleri, ayrıca güvenlik, ekonomi ve halklar arasındaki yakınlaşmayı amaçlayan hedefler belirlendi. Ancak bu programlar, uygulamaya geçmedi ve kağıt üzerinde kaldı.

Bu tarihten 2015’e kadar Suudi-Afrika yakınlaşması konusunda Riyad çekimser kaldı. Ancak tarih bize Suudi Arabistan’ın ve mütteffiklerinin sahada oldukları vakit hayatın daha yaşanabilir olduğunu gösterdi.

Kral Selman bin Abdülaziz, Mart 2015-Mart 2016 döneminde on dörtten fazla Afrika lideri ile bir araya geldi. Bazılarının ziyareti iki ülke arasında çeşitli yönlerden ittifaklar kurmak için imzalanan bir dizi anlaşmayı da beraberinde getirdi. Gabon’dan Nijer’e, Moritanya’dan Nijerya’ya, hatta Etiyopya, Cibuti, Eritre, Somali, Sudan ve Komorlar Cumhuriyeti’ne kadar.

Ayrıca, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr’in Afrika ülkelerine yönelik gezileri ve gerçekleştirdiği ziyaretler, özellikle de sıcak ve soğuk savaşın tükettiği iki ülke olan Etiyopya ile Eritre arasında tekrarlanan ziyaretleri, yakın gelecekte bir şeyler olacağının sinyalini veriyordu.

Bu yoğun diplomasinin sonucunda 2 ülke liderleri 16 Eylül’de Cidde’ye ulaştılar ve 20 yıl süren savaş sloganları ile iki yıllık sıcak savaşın ardından ilk barış tuğlasını yerleştirdiler.

Tarihi anlaşma Suudi Arabistan ve BAE’nin, gelişmiş ve kalkınmış bir geleceğe doğru yol aldığını gösteriyor.

Afrika krizleri ve terörizm üzerine araştırmalar yapan Osman Abdulrab Mahin şunları kaydediyor:

“Afrika, El Kaide ideolojisine inanan radikal grupların şiddet olaylarına tanıklık etmeye devam ediyor. İslam ülkelerinin onayı ile mezhepçiliğin ve terörist ideolojilerin yayılması çerçevesinde Tahran ve müttefiklerinin desteklediği kültür merkezlerinin kapatılması ve Suudi Arabistan ve müttefiklerinin Babu’l Mendeb Boğazı devletleri arasındaki anlaşmazlığı çözmesinin ardından İran, kendisine Kuzey Afrika’da alan açmaya çalışıyor.”
Güney Afrika’ya ilişkin de Şarku’l Avsat’a değerlendirmelerde bulunan Mahin şunları söyledi:

“Arapların geri adım atması, İran’ın Afrika’da yıllardır birikmekte olan sorunlardan faydalanmasına neden oldu. Bununla birlikte Katar, Müslüman Alimler Birliği aracılığıyla din kartını oyuna sürüyor ve böylece, jeopolitik kontrolünü kaybetmesinin ve Arap Baharı Projesi’nin başarısızlığının ardından alternatifler arıyor. Bugün, istikrar karşıtı eksen ülkeler, farklılıkları ve ekonomik krizleri körükleyerek herhangi bir kalkınma ya da istikrarın önüne geçmeye çalışıyorlar. Afrika’nın kalbi bugünlerde buna daha çok tanıklık ediyor.”

Suudi Arabistan ve BAE için 2018 yılı, Afrika Boynuzu’nda neler olup bittiğine dikkat kesilerek Körfez ulusal güvenliğini korumak için sessiz bir strateji yürütme yılı oldu. Bu, Yemen’den Babu’l Mendeb’in ötesine dek uzanan koridorun himaye edilmesini ve güçlendirilmesini hedefliyor.

Mahin, Suudilerin “Suudi Arabistan’ın manevi etkisinin olduğu Afrika’nın ihtiyaç duyduğu güvenlik ve kalkınma temelinde” hareket ettiğini ifade etti.

Körfez Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Abdulaziz bin Sakr ise Suudi Arabistan’ın Etiyopya ile Eritre arasındaki barış anlaşmasına ev sahipliği yapmasının, diğer ülkelerin içişlerine müdahale etmemekle birlikte, bölgesel ve uluslararası barış ve istikrarı desteklemeye odaklanmış olan Suudi stratejisi olduğunu ifade ediyor.

Suudi Arabistan’ın “bölgesel ve uluslararası uzlaşma girişimlerini desteklediğini” belirten Sakr, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Etiyopya-Eritre arasında barış anlaşmasının imzalanmasının Kral Selman bin Abdülaziz’in çabaları ile gerçekleştiğini ve Suudi Arabistan’ın ağırlığının ve güvenilirliğinin bir kanıtı olduğunu” kaydetti.
Sakr, Suudi Arabistan’ın, Kızıldeniz havzasını her zaman çatışma ve kutuplaşmadan arındırmak için çalıştığını söyledi. Ayrıca Sakr, Riyad’ın bölge ülkeleri arasındaki farklılıklardan yararlanan ve bölgesel istikrarı tehdit eden yabancı nüfuzu kırmak için çabaladığını belirtti.

Şura Konseyi Dışişleri Komitesi Başkanı Dr. Züheyr el-Haresi, Eritre ve Etiyopya’nın istikrarının, Afrika Boynuzu ve korsanlık ile diğer birtakım sebeplerden muzdarip olan Kızıldeniz’in güvenliğinin sağlanması üzerinde olumlu yansımaları olduğunu vurguladı.

Suudi Arabistan’ın rolü artık Afrika’daki yardım ve sosyal hizmetlerden ibaret değil. Bilakis, ekonomik ortaklıklara ve derin politik ve güvenlik ilişkilerine dayanıyor.

Riyad’ın, farklı kültürel, sosyal ve dini boyutları güvenilebilecek bir dayanak noktası haline getirmesi göz önüne alındığında, Afrika Boynuzu ülkelerinin yanında yüksek bir krediye sahip olduğu görülüyor.

Terörle mücadelede İslami askeri koalisyona katılan 34 İslam ülkesinin arasında 19 Afrika ülkesi de var. Bu çabalar, Suudi Arabistan ve Arap koalisyon ülkelerinin Kararlılık Fırtınası operasyonunun başarılı olmasının ardından gerçekleşti ve büyük tarihi ittifakın bir sonucu olarak ortaya çıktı.

Önümüzdeki dönemde, Afrika ve özellikle de Afrika’nın batısı için yeni bir sayfanın açılacağına dair işaretler var. İstikrarın etkileri uzun vadede olacaklarla açığa çıkacak. Cibuti, Somali, Eritre, Etiyopya ve Komorlar gibi ülkeler içişlerinde bağımsızlığa değer veriyor olsalar da, güvenlik ve kalkınma hususunda müttefikler.

 

https://turkish.aawsat.com/2018/09/article55435030/suudi-arabistanin-afrika-boynuzundaki-2-diplomatik-basarisi-cibuti-eritre-uzlasisi