Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Suudi Arabistan’ın kalkınmasına zarar vermek, hepimizi hedef almak demektir | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Suudi Arabistan gibi köklü ve asil bir ülkenin kalkınmasına şahit olmak, bölgemize düşmanlık besleyenlerin hoşuna gitmiyor. Suudi Arabistan’ın maruz kaldığı şiddetli saldırıyı krallığın kalkınma projesini hedef almak şeklinde açıklayabiliriz. Zira bu hedefin, soruşturma ve mahkeme sürecinin kesinleştireceği bir meseleyle uzaktan yakından hiçbir bağlantısı yoktur. Haremeyn-i Şerifeyn ülkesini hedef alan medya savaşını izlememiz ve bu savaşın gazeteleri ve ekranları doldurmak için sessiz bir şeklide hazırlanıp arz edilmeyi bekleyen bir orkestra olduğunu söylememiz mümkün değildir.

Suudi Arabistan’ın kalkınması neden endişelendiriyor? Krallık yönetimi neden şiddetli bir şekilde hedef alınıyor?

Her şeyden önce Suudi Arabistan, Arap Baharı ya da siyasal İslam bahanelerle Arap dünyasını parçalama projesine cesur bir şekilde karşı koydu. Suudi Arabistan, ılımlı güçlerin yararına olacak şekilde denklemi değiştiren ve 50 yıl boyunca kaynakları ve çabalarıyla bölgenin ağır bir bedel ödediği başarılara yönelik programlı yıkımı engelleyen dengeleyici bir güçtü.

İkinci önemli gelişme, Suudi Arabistan’ın İran’a meydan okumayı kabul edip iğrenç etnik ve içgüdüsel temellere göre bölgenin şeklini değiştirme ve toplumsal barışı sarsma projesine karşı koymak için ciddi bir şekilde çalışmasıdır. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE); İran tarafından desteklenen Husi tehdidini engelledi. Ayrıca İran ve İhvan fitnesini çembere almaya çalışarak Kızıldeniz havzasıyla Afrika Boynuzu’nda güvenliği sağlamak için gayret sarf etti.

Üçüncü önemli gelişme ise Suudi Arabistan yönetiminin uzun süre beklenilen sosyal reformlarla yetinmeyip daha da ileri giderek ülkenin mali, petrol ve beşeri kaynaklarına uygun bir şekilde krallığı büyük sanayi ve ekonomik bir güce dönüştürmeye karar vermesidir. Son saldırıların olduğu bir ortamda bugünlerde yapılan yatırım konferansının ortak hedefini göreceğiz. Suudi Arabistan karşıtı güçler, dünyadaki büyük sanayileri ve finansal kurumları temsil eden şirket başkanlarının ve CEO’ların içinde bulunduğumuz önemli bir süreçte bölgenin yol haritası olması için krallığın ilan ettiği vizyon kapsamında geleceğin ufuklarını tartışmak üzere Suudi Arabistan’a geldiklerini görecek. Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın dünyanın önde gelen başkentlerine ve büyük sanayi ve ekonomik kurumlara düzenlediği ziyaretlerde Suudi Arabistan’ın elde ettiği takdir ve saygıyı görmelerinin ardından onlar, şirket başkanlarını korkutmak için medyayı her yönüyle kullandılar.

Suudi Arabistan’a zarar vermeye çalışanlar, krallık yönetiminin estetik reformlarla yetinmesini istiyordu. Bunlar, Batı’daki gazetelerde yayınlanan makalelerden Suudi Arabistan’la ilgili her makalede ortaya çıkan “kadının araç kullanması” ve “ahlak polisi” bölümünü silmek istiyordu. Ardından onlar, Suudi Arabistan’ın petrol devleti ve tüketim piyasası olarak devam etmesini düşünüyordu.

Suudi Arabistan’ın kalkınması bölge için bir zorunluluktur. Bu, bölgeyi krizden ve fitneden kurtarmak için maddi ve beşeri bakımdan parlak bir kalkınma projesidir. Nitekim bu fitne ve krizler, bölgenin insanını ve kaynaklarını koruyacak ve dengeyi sağlayacak öncü bölgesel bir projenin ortaya çıkmasını engelleyen başka bölgesel projelerle Körfez ve Arap halkını hedef almaktadır.

Suudi Arabistan, bölgesel güvenliği sağlamada temel bir rol oynamaktadır. BAE ise maddi ya da manevi olarak Basra Körfezi’nin bir karışına dahi zarar verenlerin karşısında durmaktadır. Bu konjonktürde BAE halkı olarak biz, Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayid el-Nahyan’ın söylediğini söylüyoruz. Zira Abu Dabi Veliaht Prensi şu açıklamayı dile getirmişti:

“BAE devleti, Suudi Arabistan’ın güvenliğini, bölgenin emniyetini ve istikrarını hedef alan bütün meydan okumalara karşı güçlü ve kararlı bir şekilde kardeş Suudi Arabistan Krallığı’nın yanında yer almaktadır. Krallığın güvenliği, onuru ve şerefi bizim güvenliğimizin, onurumuzun ve şerefimizin ayrılmaz bir parçasıdır. Şer odaklar, Suudi Arabistan’daki dostlarımızın kararlılığına zarar veremeyecek. Kral Selman bin Abdulaziz’in kararlılığı, krallığa ve bölgeye yönelik tüm saldırı ve komploları engellemeye kefildir.”