Suudi Arabistan’ın Cumartesi günü Cemal Kaşıkçı’nın davasına ilişkin açıkladığı bilgi ve sorumluluklar uluslararası alanda memnuniyetle karşılandı.

Cemal Kaşıkçı’nın konsolosluk içinde yaşanan arbede neticesinde öldürüldüğünün açıklanmasının ardından Kral Selman bin Abdulaziz tarafından verilen talimatlar, İstihbarat Genel Başkanlığı’nın yeniden yapılandırılması ile Kraliyet Mahkemesi ve İstihbarat Genel Başkanlığı yetkililerinin görevden alınmalarını içeriyordu. Bunun yanı sıra dava ile ilgili olarak tutuklanan 18 kişi hakkında soruşturma başlatıldı. Bütün bu adımlar, Suudi liderliğinin ilk olarak Kaşıkçı ailesine, ardından Suudi kamuoyuna ve uluslararası topluma gerçeği gösterme kararlılığını yansıtması olarak yorumlandı.

Suudi Arabistan tarafından alınan tedbirler ve uygulanan prosedürler, vatandaşlarının güvenliğine ve selametine verilen öneme işaret etmekle birlikte, suçluların ve sorumluların hesap vermesi hususunda tereddüt edilmemesine yönelik kararlılığını gösteriyor.

Dün sabah Suudi bir kaynak tarafından yapılan açıklamada, Kaşıkçı’nın ortadan kaybolmasıyla ilgili devam eden soruşturmaların, konsolosluk içinde yaşanan arbede neticesinde öldürüldüğünü ortaya koyduğu ve güvenlik makamlarının elde ettiği bilgilerin Kaşıkçı’nın konsolosluktan ayrıldığını gösterdiği belirtilmişti.

Tamamı Suudi vatandaşı olan 18 kişiye ilişkin soruşturmaların devam ettiğine atıfta bulunan kaynak, Krallık’taki yetkililerin gerçekleri kamuoyuna sunma taahhüdünü vurgulayarak, olaya karışan kimselerin soruşturulacağını ve yetkili mahkemelere yönlendirilerek adalete teslim edileceklerini kaydetmişti.

Üst düzey görevden almalar

Ayrıca Kral Selman bin Abdulaziz, aralarında İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed Asiri ile Kraliyet Mahkemesi danışmanı Suud al-Kahtani’nin görevden alındığını da içeren bir dizi kraliyet emri çıkardı. Söz konusu kraliyet emrine göre, Genel İstihbarat Teşkilatı’ndan Başkan Yardımcısı Muhammed bin Salih er- Rumeyh, İnsan Kaynakları Müdür Yardımcısı Abdullah bin Halife eş- Şayii ve İstihbarat başkanlığındaki Güvenlik ve Koruma Genel Müdürü Rşad bin Hamid el-Muhammedi de görevden alındı.

Kral Selman bin Abdulaziz, Kaşıkçı’nın ölümü ile sonuçlanan talihsiz olayın ardından, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın başkanlığında, Genel İstihbarat Başkanlığının yeniden yapılandırılmasına, yetkilerinin doğru bir şekilde tanımlamasına, yönetmeliklerin yenilenmesine duyulan ihtiyaç nedeniyle bir bakanlar komitesi oluşturulması için talimat verdi.

Suudi Arabistan Adalet Bakanı Şeyh Dr. Velid el-Samaani, Suudi yargısının tam bağımsızlığa sahip olduğunu ve Suudi Arabistan’ın egemenlik topraklarında kök salan esaslara göre hareket edeceğini vurgulayarak, davanın Krallık’taki düzenli seyrini alacağını ve şartların tamamlanmasından sonra yargıya ulaşacağını belirtti.

Adaleti tesis etmenin Suudi Arabistan için takip edilen daimi bir yaklaşım olduğunu ve ülkesinin bundan sapmayacağını vurgulayan el-Samaani, bunun, kuruluşundan Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens’in liderliğine dek ülkenin görkemli tarihinin en önemli odaklarından biri olduğunu söyledi.

Adalet Bakanı, ülkesindeki yargı kurumunun İslam şeriatının ilkelerine dayandığını ve üzerine kurulu olduğu adalet değerlerinin şeriat hükümlerinin uygulanmasını göz önünde bulundurduğunu vurgulayarak, bu ilkelerin adalet değerlerinin kökleşmesini ve hakkın gerçekleşmesini öngördüğünü belirtti.

El Samaani, Kaşıkçı’nın ölümü ile sonuçlanan talihsiz olayın ardından Kral Selman bin Abdulaziz tarafından verilen talimatların ve alınan kararların, devletin adalet temelli yaklaşımının bir devamı olduğu ve vatandaşlarının güvenliği ile selametine verilen önem çerçevesinde geldiği açıklamasında bulundu.

El Samaani, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Suudi vatandaşlar olarak, bu mübarek devletin vatanını ve vatandaşlarını korumak hususunda gösterilebilecek çabalardan kaçınmayan liderliğimizle gurur duyuyoruz. Ülkemiz adalet hususunda sebat sahibidir. Bu sebat, başkalarının profesyonellik ve güvenilirlikten yoksun medya kuruluşları aracılığıyla gerçekleştirdiği herhangi bir düşmanca davranıştan dolayı sarsılmayacak. Kim olduğu önemli olmaksızın bütün suçluların hesap verebilir olması sadece sözde kalan bir ifade değil. Bu pek çok şahidi olan ve Krallık tarafından uygulanmakta olan bir gerçekliktir.”