Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Tahran’dan Pekin’e ABD yaptırımlarına karşı ‘strateji’ önerisi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Londra/Adil es-Salimi

İran Stratejik Dış İlişkiler Konseyi Başkanı Kemal Harrazi dün Pekin’de, Çin ile ‘stratejik işbirliğini’ teşvik için 7 öneride bulundu. Bununla birlikte Harrazi İran’ın ilk ticaret ortağını, ABD’nin yaptırımlarıyla mücadelede kullanabileceği bir ‘strateji’ sundu. Bu strateji çerçevesinde Harrazi, Çin’e, ülkesi ile ekonomik ve stratejik ortaklığı güçlendirerek ve ‘İpek Yolu Projesi’ni hayata geçirerek, Suriye ve Irak’ın yeniden inşasına katılmasını önerdi. Ayrıca Harrazi Çin’i Pakistan’ın Gwadar Limanı ve İran’ın güneydoğusundaki Çabahar Limanı’nda gelişmiş askeri üsler kurarak, Hint Okyanusu’nun kuzeyindeki varlığını güçlendirmeye davet etti.

Stratejik Dış İlişkiler Konseyi Başkanı Harrazi, “İran, yeniden yaptırımlar uygulanması ve nükleer anlaşmadan çekilmesi sebebiyle ABD yönetimine yönelik eleştirilerinin yanı sıra nükleer anlaşmayı imzalama konusundaki politikaları kabul göremeden ABD ile herhangi bir müzakerede bulunmayacak” ifadelerini kullandı.

Kasım ayının başlarında uygulanması planlanan ABD yaptırımlarından İran hükümetinin petrol satışlarını koruma umudunu sürdüren Harrazi, Çin’e giderken yanında Pekin’i Tahran’la daha fazla ekonomik ortaklık kurmaya çekecek bir teklif paketi götürdü. Bu teklif paketinde Harrazi, Pekin’e ‘Bir Kuşak Bir Yol Projesi’ ile Çin ile İran arasında işbirliğinin kurulmasıyla yeni İpek Yolu projesinin hayata geçirilmesi çağrısında bulundu. Çin tarafına cazip bir teklifte bulunan İran, Orta Asya ülkelerini bir birine bağlayan Çabahar Limanı’na ulaşım imkanı başta olmak üzere ülkenin dört bir yanında otoyol ve demiryolu inşa projelerini alması önerisinde bulunuldu.

Çin-İran ticaret hacmi 53 milyar dolar

Çin, İran’ın en büyük ticaret ortağı ve iki ülke arasındaki ticaret hacmi yıllık 53 milyar dolar. Öte yandan Çin’in ticaret faaliyetleri İran’da büyük ölçüde eleştiriliyor. Hükümet destekçileri, nükleer anlaşmanın imzalanmasının ardından Batı ülkeleriyle ticari ilişkilerin kurulması ve Çin’e olan bağımlılığın azaltılmasını memnuniyetle karşılamışlardı. Bununla birlikte Çin, İran’daki bir takım kesimler tarafından İran’ın yaptırımlar ve kötü ekonomik koşullar nedeniyle bulunduğu durumu ‘sömürmekle’ suçlanıyor.

ABD’nin Mayıs ayında nükleer anlaşmadan çekildiğini duyurmasının ardından İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in ilk ziyaret ettiği ülke Çin oldu. İran, önümüzdeki dönemde ABD’nin yaptırımlarıyla başa çıkabilmek için Orta Asya ülkelerinin en iyi seçenek olduğunu düşünüyor.

Stratejik Dış İlişkiler Konseyi Başkanı Harrazi, “İran, kuzeyinden güneyine, doğu sınırından batı sınırlarına uzanan bir demir yolu hattı kurarak Orta Asya’daki demiryollarını birbirine bağlamak istiyor. Böylece Çin, Avrupa ülkelerine daha hızlı bir rota ile ulaşabilecek” şeklinde konuştu.

Çin – Pakistan – İran ekonomik ilişkileri

Ülkesinin Pakistan ve Çin arasındaki Gwadar Limanı’nın İpek Yolu’na bağlanması anlaşmasını memnuniyetle karşıladığını belirten Harrazi, Çin’e, Hint Okyanusu cephesini etkinleştirmek için Çabahar Limanı’nda da benzer bir adım atması önerisinde bulundu. Öneri ayrıca İpek Yolu’nu Şattu’l-Arab’a, bağlayan bir otoyol inşasını da içeriyor.

Bununla birlikte İran’ın önerisi havalimanları, petrol ve doğal gaz transfer hatlarının inşası ve modern şehirlerin kurulmasına yönelik yatırımlar barındırıyor. Bu konuda, Çin’in Umman, İran, Pakistan ve Irak gibi ülkelerdeki enerji yatırımının öneminden de bahseden Harrazi, Çin’e yaptığı Irak ve Suriye’de yeniden yapılanma ve kalkınmaya katılma çağırısını daha da ileriye taşıyarak, Aseluye Limanı’ndan Irak, Suriye, Akdeniz ve oradan da güney Avrupa’ya doğalgaz taşıma projesine katılma teklifinde bulundu. Harrazi, “Enerji kaynaklarına sahip olan Irak ve Suriye’nin yeniden inşası, Çin ve İran için önemli bir konu. Böylece Iraklılar ve Suriyeliler için yeni iş imkanları yaratılabilir” dedi. İranlı yetkili, İpek Yolu’nun kurulmasıyla demir, çimento, inşaat malzemeleri fabrikaları ve elektrik santralleri dahil olmak üzere yatırım fırsatlarına işaret etti.

Çin, Hindistan Okyanusu’nda askeri olarak var olmalı

Ülkesinin Çabahar ve Gwadar limanlarının geliştirilmesiyle savunma sanayi alanında Pakistan, Çin ve İran arasındaki üçlü stratejik işbirliğine hazır olduğunu ifade eden Harrazi, Hint Okyanusu’nun güvenliğinin ‘sağlanması’ için Çin’in bu bölgede askeri olarak var olması önerisinde bulundu. Harrazi, Çin’in Hint Okyanusu’ndaki modern askeri üsler ve gelişmiş deniz kuvvetleri arasına katılmak ‘zorunda’ olduğuna dikkat çekti. Harrazi ayrıca Çin’i İran’ın güneyinde bulunan Aseluye şehrindeki enerji bölgelerinden Pakistan’a boru hattı inşa ederek, Çin’in batısını dünyanın en büyük gaz sahası ile bağlamasını önerdi.

Bir başka öneride Harrazi, İran Dış İlişkiler Stratejik Konseyi ile Çin Dışişleri Bakanlığı arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesiyle Pekin ve Tahran arasında periyodik toplantılar yapılmasının önemine dikkati çekti. İranlı Öğrenciler Haber Ajansı ISNA’nın bildirdiğine göre, Stratejik Dış İlişkiler Konseyi Başkanı, Çin Uluslararası İlişkiler Bakanlığı’nın davetlisi olarak Pekin’i ziyaret ediyor.

Avrupa ülkeleri ve Çin ile ticari ilişkileri olan tanınmış bir ailenin üyesi olan Kemal Harrazi, ‘İran’ın yüzünü Doğu’ya çevirmesi’ politikasının harekete geçirilmesini savunanlar arasında yer alıyor. İran’ın, Rusya ve Çin ile işbirliğini geliştirme ve güçlendirmesini ABD ve Avrupa yaptırımlarına karşı koyma stratejisi olarak gören Harrazi, bunun Orta Asya ve Güneydoğu Asya ülkeleri ile daha büyük ilişkiler kurulmasını sağlayacağını düşünüyor.

İran Stratejik Dış İlişkiler Konseyi, 2006 yılında İran Dini Lideri Ali Hamaney’in emriyle kuruldu. Konsey başkanı ve üyeleri de Hamaney tarafından seçildi. Konseyin üyeleri arasında Hamaney’in dış politika danışmanı Ali Ekber Velayeti gibi önemli isimler yer alıyor. Konsey, İran Dışişleri Bakanlığı’na bağlı bir devlet organı olarak çalışmalarını sürdürüyor.

“İran’ın dış politikası bağımsız”

İran’ın dış politikadaki konumu nedeniyle ‘ağır bir bedel ödediğine’ işaret eden Kemal Harrazi önerilerini sıralamadan önce, İran’ın dış politikasını bağımsız olarak nitelendirerek, Tahran’ın komşularıyla ‘dostane’ ilişkiler içerisinde olduğunu ifade etti.

İran politikasını ve bölgedeki gelişmeler konusundaki konumunu anlatan Harrazi, bu bağlamda, son on yılda Ortadoğu’daki gelişmelerden söz etti. ‘Sürpriz’ gelişmelerin yaşandığına dikkati çeken Harrazi, bu gelişmelerin politik düşünürlerin hiç biri tarafından hesaba katılmadığını sözlerine ekledi.

Bölgede son on yılda yaşanan gelişmelerin özellikle ‘İran’ı etkilediğini’ söyleyen Harrazi, ‘Arap Baharı’ devrimleri, terörist grupların büyümesi, İran’ın 5 + 1 ülkeleri (İngiltere, ABD, Çin, Fransa, Rusya ve Almanya) ile nükleer anlaşma imzalaması, Trump’ın gelişi ve ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesi gibi gelişmelere değindi.

İran’ın bölgede yaşanan gelişmelere yönelik politikalarını iki temele dayandıran Harrazi, ilkinin Arap Baharı devrimlerini yaşayan ülkelerdeki insanlara saygı göstermek, ikincisinin ise başta büyük devletler olmak üzere diğerlerinin bu ülkelerin içişlerine müdahalesine karşı çıkmak olduğunu belirtti.

Buna dayanarak, Tahran’ın ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin Ortadoğu politikalarına karşı olduğuna işaret eden Harrazi, İran’ın Suriye’deki rolünü, ‘Suriye’de rejim değişikliğine direnmek’ ve ‘muhalif grupları destekleyen Arap devletlerine karşı çıkmak’ olarak açıkladı.

Harrazi, Tahran’ın Irak ve Ortadoğu’daki politikalarına dair açıklamasından önce ABD ve Avrupalı yetkililere göre, Suriye rejiminin çöküşünün İran’ı hedef aldığını söyledi. Harrazi bu açıklamalarla İran’ın bölgedeki rolüne yönelik suçlamalara dolaylı olarak yanıt vermiş oldu.