Khaama Press Haber Ajansı’nda, yer alan habere göre, ABD’ye ait savaş uçakları, Afganistan’ın doğusundaki Nangarhar bölgesinde, bir intihar saldırısı eğitimi merkezini vurdu. Yerel güvenlik kaynakları, bombardımanın önceki gün gerçekleştirildiğini bildirdi. Bölge’deki polis teşkilatı, yapılan bombardımanda, aralarında 2 intihar saldırısı eğitmeni olmak üzere DEAŞ’a bağlı 40 militanın öldüğünü açıkladı.
Herat bölgesi yetkilileri ise, Taliban’a bağlı iki grup arasında bölgede yaşanan çatışmalarda 50 kişinin öldüğünü söyledi. Herat Bölgesi Sözcüsü Gilani Ferhad, konuya dair yaptığı açıklamada, Taliban Lideri Molla Hibetullah’a bağlı bir grup ile örgüt liderlerinden Molla Resul’e bağlı iki grubun çatıştığını ve yaşanan çatışmalarda Molla Hibetullah’a bağlı 30 Taliban militanının öldüğünü kaydetti.
Eski Taliban Lideri Molla Muhammed Ömer’in, 2015 yılında ölmesinden sonra Molla Aktar Muhammed Mansur’un örgütün başına geçmesiyle örgüt içinde bölünmeler yaşanmıştı.
Geçtiğimiz Nisan ayında, yine Herat bölgesinde yaşanan örgüt içi çatışmada, 8 Taliban militanı ölmüştü.
Taliban’a bağlı militanlar ise, Afganistan ordusu ve polise ait merkezlere yaptığı son saldırılar sonrasında, daha önce güvenlik güçlerinden ele geçirdikleri Humwee tipi zırhlı araçlarla devriye gezmişti. Taliban’ın bu operasyonları, örgütün yeni bir strateji uyguladığını gösteriyor.
Taliban’a bağlı silahlı gruplar, Mezarı Şerif yakınlarındaki Şamala Askeri Üssü dahil birçok büyük askeri üsse saldırı düzenlemişti. Taliban’ın nisan ayında gerçekleştirdiği saldırıda 150 Afgan güvenlik görevlisi ölmüştü.
ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz yaz, Afganistan’da bulunan ABD güçlerinin yeni bir emre kadar Afganistan’da kalacağını açıklamıştı. Ülkedeki ABD kuvvetleri, Trump tarafından yapılan açıklamaya paralel olarak Taliban güçlerine karşı operasyonlarını artırmıştı.
Öte yandan, Taliban Resmi Sözcüsü, Fransız Haber Ajansı’na (AFP) yaptığı açıklamada, son saldırıların mesaj içerdiğine dikkat çekerek, “Düşman, bizi Trump’ın yeni stratejisiyle korkutabileceğini düşünüyordu. Biz de düşmana unutamayacağı bir ders verdik” dedi. Afganistan’daki çatışmaların artmasına paralel olarak, ABD, Çin, Pakistan ve Afganistan arasındaki diplomatik hareketlilik de artmaya başladı. Dört ülke arasında yapılan diplomatik görüşmelerin ana gündemini ise, Taliban’ın artan faaliyetlerinin nasıl kısıtlanabileceği sorusu oldu. Washington’da faaliyet gösteren Wilson Araştırma Merkezi’nden Michael Cogelman, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Taliban, savaşı diyaloğa tercih ettiklerini ve buna güçlerinin yettiği mesajını gönderiyor. Gerçek şu ki bu mesaj oldukça yıkıcı. Ardında yüzlerce ölü, yaralı ve tahrip olmuş askeri üsler ile güvenlik merkezleri bıraktı” şeklinde konuştu.