Arap Birliği İnsan Hakları Komitesi Başkanı Muhammed Cuma Fezi, Arap İnsan Hakları Sözleşmesi’nde belirtilen hak ve özgürlüklerin etkili ve tam olarak gerçekleşmesinin önünde hala uzun bir yol olduğunu belirtti. Sekiz Arap ülkesinin anlaşmayı onaylamadığına dikkat çekti.

Muhammed Fezi, dün Arap Birliği’nin, Arap İnsan Hakları Daimi Komitesi’nin altın jübilesi münasebetiyle Kahire’deki genel merkezinde düzenlediği törende yaptığı konuşmada söz konusu ifadeleri kullandı. Bunların yanı sıra, Arap dünyasının geçtiğimiz seneler boyunca, taraf devletlerin sözleşmenin yükümlülüklerini yerine getirmesinde doğrudan etkisi olan sürekli ve eşi görülmemiş gelişmelere şahit olduğunu belirtti. Pek çok Arap ülkesini sıkıntılara maruz bırakan terörün insan haklarının en ağır ihlallerinden biri olduğuna ve güvenlik ve sosyal barışı baltaladığına işaret etti.

Ayrıca, teröre karşı şiddetli bir mücadelede bulunan ülkelerin ekonomik güçlerinin baltalanması sonucu birçok özgürlüğün yanı sıra tüm ekonomik, sosyal ve kültürel hakların uzun süre kısıtlandığını belirtti. Bu sebeple, Arap ülkelerinin terörle mücadele konusundaki savaşının, gerek medeni ve gerek siyasi haklar olsun Arap ülkelerindeki genel insan haklarını büyük ölçüde etkilediğini söyledi. Birçok Arap ülkesinden gelen mülteciler ve yerinden edilmiş kişiler konusunda büyük bir krizin ortaya çıkmasının, mülteci veren ülkelerde ve en çok mülteci kabul eden komşu ülkelerde insan haklarından yararlanma sürecini etkilediğine dikkat çekti.

Muhammed Cuma Fezi konuşmasına şöyle devam etti: “Bu yıl, insan hakları alanındaki ortak Arap çabalarına bağlı iki önemli olaya tanıklık ediyor. Ayrıca bu yıl, Arap İnsan Hakları Daimi Komitesi’nin kuruluşunun 50. yılına ve Arap İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yürürlüğe girmesinin 10. yılına şahit oluyor. Arap İnsan Hakları Sözleşmesi, Mayıs 2004’teki zirvede Arap Devletleri Birliği Konseyi tarafından sözleşmenin onaylanmasının ardından, gerekli onaylamaların tamamlandığı Mart 2008’de yürürlüğe girmişti”

Bunların yanı sıra, Arap İnsan Hakları Sözleşmesi’nin, Arap Birliği’nin insan haklarına saygı gösterme ve insan haklarını koruma çabalarındaki en önemli kilometre taşı olduğunu da sözlerine ekledi. Bunun sebebinin ise söz konusu sözleşmenin, Arap Birliği’ndeki çeşitli medeni, politik, sosyal, ekonomik ve kültürel haklarıyla ilgili esas ve tek belge özelliğini taşıması olduğunu söyledi.