Avrupalı diplomatik kaynaklar, Rex Tillerson’un ABD Dışişleri Bakanlığı görevinden alınmasının, İran ile nükleer anlaşma çerçevesinde arabuluculuk yapan Avrupa’daki çabaları ‘zorlaştıracağını’ belirterek, Başkan Trump’ın bu anlaşmadan ayrılma karar vermesi olasılığını artıracağına dikkat çekti.
Şarku’l Avsat’a değerlendirmede bulunan kaynaklar, Tillerson’un Dışişleri Bakanlığı görevinden alınmasının, Trump’ın son kararından sonra, anlaşmanın şartlarını ‘iyileştirmek’ için oluşturulan Avrupa-ABD Komisyonu’nun ortak çabaları üzerinde yakın gelecekte çok olumsuz yansımaları olacağını dile getirirken, Trump, bu çabaların başarısız olması halinde, anlaşmayı bozmak, İran’a, özellikle petrol ve doğalgaz sektörü üzerindeki yaptırım uygulanmalarına geri dönmekle tehdit etmeyi sürdürüyor.
Tillerson’un ardından anlaşmaya yönelik talepler değişecek mi?
Aynı kaynaklar, Tillerson’un siyasi sahneden çıkması halinde, ABD’nin nükleer başlığı anlaşmasına bağlı sunduğu taleplerin değişip değişmeyeceğine dair şüpheleri olduğuna dikkat çekti.
Ancak, Avrupa’nın yaşadığı zorluklar sadece ABD tarafıyla sınırlı değil. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’ın başarısız Tahran ziyareti sonucunda ortaya çıktı ki İran tarafı da, Avrupa’nın, özellikle de Fransa’nın misyonu kabul etmek için hazır görünmüyor.
Paris, ABD’nin talepleri üzerine Tahran’dan ‘hızlı bir anlayış’ elde etmeyi beklemese de, İran, Le Drian’ın Tahran ziyaretinde çok açık davranmadı.
“Le Drian, İran’a baskı yapmak yerine, ABD’ye yapsın”
İran’ın, Fransız Bakan’ın ifadelerine yönelik eleştirisi, Devrim Lideri Hamaney başkanlığındaki İran kanadıyla sınırlı kalmadı. Cumhurbaşkanı Ruhani ve Dışişleri Dakanı Muhammed Cevad Zarif de, Batı’nın taleplerini eleştirdi.
Zarif, Le Drian’ın, İran’a baskı yapmak yerine, nükleer anlaşmaya saygı duymayan ABD’ye baskı yapmasını istedi.
Le Drain’ın Tahran’daki görevleri arasında, Macron’un bu yıl gerçekleştirmeyi planladığı Tahran ziyaretine yönelik hazırlık yapması da yer alıyordu. Ancak, Le Drian’a eşlik eden Fransız heyetindeki kaynaklar, görüşmelerde Macron’un ziyaretini içeren dosyanın ele alınmadığını öne sürdü.
Elysee Sarayı’ndan kaynaklar ise, nükleer anlaşma dosyaların ilerleme olmadığı sürece, Macron’un Tahran’a gitmeyeceğine dair imalarda bulunudu.
Macron ile Trump’ın görüşmesinde ana dosya nükleer anlaşma olacak
Macron’un, Washington ve Tahran arasında arabulucu rolünü oynamaya istekli olduğu bir sır olmadığı gibi önümüzdeki ay ABD’ye resmi ziyaret gerçekleştirecek olan Macron’un, Trump ile görüşmesi esnasında nükleer anlaşma dosyasının ele alınacak ana konulardan biri olacağı tahmin ediliyor.
Tillerson, Trump ile fikir ayrılıklarından şikayet ediyordu
Avrupa medyası, Tillerson’un, Trump’ın yakın çevresinden uzak olmasına rağmen, büyük ölçüde ‘derin devlet’ diye tabir edilen ‘aklın sesini’ temsil ettiğini düşünüyor.
Avrupalı diplomatik kaynaklar, Tillerson’un Avrupalı meslektaşlarına, Trump ile arasındaki siyasi vizyonundaki ayrılık nedeniyle serzenişte bulunduğunu söylerken, bu durum, Tillerson’un ilettiği kararların, ABD yönetiminden mi, yoksa kendi kişisel fikirleri mi olduğuna karar veremeyen Avrupa diplomasisi için birçok zorluk oluşturdu.
Aynı kaynaklar, İran dosyasındaki belki de tek faydanın, Mike Pompeo’nun Dışişleri Bakanlığı’na getirilmesi olduğuna inanıyor. Çünkü onun söylediği her şey en azından Trump’ın kararını yansıtacak, veya onun fikrine çok yakın olacak. Böylelikle, Avrupalılar da buna göre hareket edecek.
Avrupa arabuluculuk çabalarına devam edecek
Avrupa tarafı, bir yandan, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması’nı savunurken, bir yandan da Körfez ve diğer bölgelerdeki nükleer yarışı önlemek konusunda kararlı durmaya çalışıyor. Batı, balistik füze konusunda İran’a karşı yaptırımlar önerecek kadar ileri giden ABD’nin tutumlarının yanında da durmaya çalışıyor.
Avrupa İran’ı eleştirirken, aynı zamanda ticaret ve ekonomi anlamında ortaklığa istekli
Avrupa’da, son zamanlarda Paris ve Londra tarafından sunulan ve Rusya tarafından veto edilen karar taslağı ile kanıtlandığı üzere, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarına aykırı olarak, uzun menzilli füzelerin Yemen’deki Husilere gönderilmesi de dahil olmak üzere, İran’ın bölgesel faaliyetlerini değiştirmesi gereğine dair genel bir anlayış var.
Yine de tüm bunlara rağmen, Avrupalılar İran’la ilişkilerini ‘normale döndürme’, onlarla ticaret ve ekonomik ortaklık yapma konusunda istekli davranıyor.
İran, Washington’un anlaşmayı feshedeceğine inanıyor
Tillerson’un görevden alınmasının ardından, İran tarafı, Washington’un nükleer anlaşmayı feshedeceğine inanıyor ve bu nedenle Tahran’ın tutumu giderek daha da katılaşıyor.
Tahran’da bugünlerdeki hakim görüş şu; ‘Washington anlaşmadan çekilirse, biz de onu terk edeceğiz’
Kendisini, Amerikan çekiciyle İran örsü arasında bulan Avrupa, bütün zorluklara rağmen, ‘uzlaşma’ anlayışına ulaşmak için çaba sarf etmeye devam ediyor.