Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Trablus’taki milisler, olası çatışmalardan dolayı endişeli | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Libya Ulusal Ordusu, 19 Haziran’da Katar’ı Libya krizinin arkasında yer almak ve Hilal Petrolü Bölgesi’ne yönelik saldırıya karışmakla suçladı. Ayrıca belirtilene göre ordu güçleri, bölgenin kontrolünü sağlama ve İbrahim el-Cidran liderliğindeki silahlı milisleri tahliye etme amacıyla kara operasyonları başlatmaya hazırlanıyor.

Öte yandan güvenlik kaynakları ve yerel halk Şarku’l Avsat’a “yoğun güvenlik uygulamaları ortasında Trablus’taki askeri hareketlilik ve milis takviyesinin yanı sıra, Tacura’dan Mitiga Uluslararası Havaalanı’na uzanan el-Şat yolunda bir dizi zırhlı araç ve tankın olduğu” yönünde açıklamada bulundu. Yerel sakinler ayrıca, Fayiz el-Serrac hükümetine bağlı Özel Kara Kuvvetleri’nden silahlı unsurların, havaalanı yakınlarındaki bir bölgeden, şehirde bulunan farklı bölgelere götürüldüğünü ifade etti.

Trablus Ulusal Güvenlik Müdürlüğü dün yaptığı yazılı açıklamada, silah zoruyla başkent Trablus’a girmeye çalışılanlara tehditte bulunuldu. Açıklamada, şehir sakinlerinin, güvenlik ve askeri birimlerin “dar çıkarlara ve hastalıklı ruhlara sahip vatan düşmanları” olarak vasıflandırılan kişilere karşı güvenliği sağlamak için sağlam ve fedakar olacakları vurgulandı.

Müdürlük, “şüpheli hareketlerin, siyasi çatışmalar ve başkentin istikrarını bozucu gayeler sonucunda adi hedeflere ulaşmak için kötü niyetli girişimlerin” varlığına dikkati çekti. Aynı şekilde bazı tarafların, şüpheli hareketler sarf etmeye başladığı belirtilen açıklamada, “silah güç mantığını empoze ederek ve Trablus’u şiddet eylemlerine, istikrarsızlığa sürükleyerek kan dökülmesinin, kurumların ve vatandaşların mülklerinin tahrip edilmesinin” amaçlandığı vurgulandı.

Trablus’taki güvenlik kaynakları, şehrin nüfuzunu ve yönetimini ele geçirmeye çalışan silahlı milislerin “yeni çatışmaların patlak vermesi endişesi” taşıdığını ifade etti. Fayiz el-Serrac liderliğindeki ulusal uzlaşı hükümeti ise konuya dair herhangi bir açıklamada bulunmadı.

Öte yandan el-Serrac hükümetine bağlı Diplomatik Misyonun Korunması için Genel Yönetim’in açıklamasına göre, Kanada Dışişleri Bakanlığı’ndan bir heyet Trablus’a ani bir ziyarette bulundu.

Aynı şekilde Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu Resmi Sözcüsü Ahmed el-Mismari, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Ra’s el-Unuf’a saldıran silahlı milislerin mevzileri, devam eden hava saldırıları altında” dedi. Durumun çözüme kavuşması ve eski haline dönmesi için bölgeye kara kuvvetlerinin konuşlandırıldığını söyleyen el-Mismari, ülkenin doğusundaki terör unsurlarının son kalesi sayılan Derne şehrinde ordu güçlerince yürütülen askeri operasyonun zafer yolunda kararlılıkla ilerlediğini vurguladı.

Ahmed el-Mismari ayrıca, “Savaş şu anda, karanlık pazar olarak bilinen bir kare içerisindeki terörist liderlere karşı yürütülüyor” ifadelerini kullandı.

El-Mismari, “Her türlü yabancı veya gayri meşru yerel kuvvetin bölgeye yönelik müdahalesini reddediyoruz” diyerek, provokatörlerin terörizmi destekleyen ülkeler aracılığıyla Petrol Hilali Bölgesi’ndeki milisleri tespit etmek istediğini söyledi.

Katar’ı da Libya krizinin arkasında olmakla suçlayan Ahmed el-Mismari, Katar’ı “Libya’daki terörün destekçisi” olarak nitelendirdi. Yetkili, Katar’ın, Ali el-Sallabi ve kardeşi Usame aracılığıyla Petrol Hilali Bölgesi saldırısının faillerinden biri olduğunu ifade ederken, El-Kaide- Libya İslami Savaş Grubu kalıntısı olan İhvan-ı Müslimin’i (Müslüman Kardeşler) desteklediğini söyledi.

“Teröristlerin lideri olan el-Cidran, Libya İslami Savaş Grubu’nun bir üyesidir” diyen Libya Ulusal Ordusu Resmi Sözcüsü, “Cidran, kabilesinin saldırıya dahil edilmesi için bu göreve getirildi. Fakat bu saldırıyı, mekanizmalarla, silahlarla ve mühimmatla kim destekledi? Katar’ın malları, bu saldırının arka planında yer alıyor” ifadelerini kullandı.

Libya’daki İhvan-ı Müslimin cemaatinin siyasi kolu olan Adalet ve İnşa Partisi Genel Başkanı İyad Muhammed el-Savan, dün yaptığı açıklamada Petrol Hilali Bölgesi’ne yönelik yabancı müdahalelere yardım edilme olasılığına dikkati çekerek, Başkanlık Konseyi’ne “krizin içeriğine dair yetkinliklerini kullanma, Libyalıların mallarını koruma, bunları gerçekleştirmek için yardım istemesi gerekirse de bu saçmalığa bir son verme” çağrısında bulundu.

El-Savan tarafından yayınlanan bir bildiride, “Çatışan taraflar üzerindeki konumumuzu açığa kavuşturmamıza gerek yok. Aralarında seçim yapmaya sürüklenmeyi kabul etmeyeceğiz. Yolumuz belirsiz değil. Zira yolumuz, ne kadar karmaşık olursa olsun veya önünde ne kadar engel bulunursa bulunsun siyasi anlaşmaya bağlı kalmaktır” dedi.

Öte yandan çatışma taraflarındaki yabancı unsurlara dair endişelerini dile getiren el-Savan, çatışmaların yerel ve bölgesel düzeyden uluslararası düzeye kaydığı uyarısında bulundu.

Aynı şekilde Libya Ulusal Petrol Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Sanaullah, Sidra ve Ra’s el-Unuf limanlarına yapılan saldırılar nedeniyle ülkesinin son günlerde petrol üretimi konusunda günlük 400 bin varil zarara uğradığını açıkladı.

Sanaullah, önümüzdeki Cumartesi ve Pazar günleri düzenlenecek olan OPEC ve bağımsız üreticiler toplantısı öncesinde Viyana’da gazetecilere açıklamada bulundu. Yetkili, “Öncelikle yangınla mücadeleye odaklanmamız ve bölgede istikrarı sağlamamız gerekiyor. Personelimiz çok zor durumlarda çalışıyor. Suçlular, henüz personellerimizin tam bir şekilde yangınla mücadele etmelerine izin vermedi” dedi.

Öte yandan ülkenin doğusundaki ve Halife Hafter tarafından desteklenen Geçici Hükümetin basın sözcüsü Hatem el-Arabi, Birleşmiş Milletler (BM) misyonunun Derne’deki insan hakları ihlallerine dair ifadelerini reddetti. El-Arabi, Abdullah el-Sani liderliğindeki hükümete bağlı BM misyonunu, ordunun BM Güvenlik Konseyi’nin terör listesinde sınıflandırdığı gruplara karşı sürdürdüğü mücadeleyi engellemekle suçladı.

Aynı şekilde el-Sani hükümetinin İçişleri Bakan Danışmanı İbrahim Buşnaf, güvenlik güçlerinin Derne ve Petrol Hilali Bölgesi’nde teröre karşı savaşta orduya destek verdiğini vurguladı. Buşnaf, bakanlığın bu bölgelerdeki varlığını güçlendirdiğine dikkati çekti.

Diğer taraftan Trablus’taki el-Serrac hükümetine bağlı deniz kuvvetleri, aralarında 2 çocuk ve 22 kadın olmak üzere 115 yasadışı göçmenin canlı olarak kurtarıldığını açıkladı. Aktarılana göre, 5 kişi ölü olarak ele geçirilirken, göçmenler Melita bölgesinin 8 mil kuzeyinde bir botta bulundu. Aynı şekilde göçmenlerin (7 Afrikalı, 2 Mısırlı, 1 Sudanlı ve 4 Pakistanlı) durumlarının kötü olduğu ifade edildi.