Japon öğretmen Misa Morimoto’nun ikizi Miho’nun ortadan kaybolmasının üzerinden tam 30 yıl geçti.

Misa, ikizi Miho’nun Kuzey Kore tarafından kaçırıldığına inanıyor. O zamandan bu yana Tokyo ve Pyongyang arasındaki ilişkiler iyileştikçe Misa’nın, Miho’nun bulunmasına dair içinde bir umut doğarken, ikili ilişkiler kötüleştiğinde ise ümidi kırılıyor.

54 yaşındaki Misa Morimoto, ABD Başkanı Donald Trump ve Kuzey Kore Lideri Kim Jong-un arasında 12 Haziran’da gerçekleşmesi beklenen zirveden umutlu. 30 yıldır aradığı kardeşinden haber alabilmeyi bekliyor.

Kuzey Kore, 2002 yılında, 1970-1980 arasında 13 Japon’u casusluk için kaçırdığını itiraf etmişti. Bu kişilerden 5’i Japonya’ya döndü. Ancak Tokyo, yüzlerce kişinin kaçırıldığına inanıyor.

2014 yılında, Pyongyang, kaçırılan Japonlar hakkında yeni bilgiler açıklamaya söz verdi. Ancak, bu söz yerine getirilmeyince aileler, hayal kırıklığına uğradı.

Morimoto, Reuters ajansına verdiği demeçte, “4 yıl öncesine kadar hepimiz, yakında evlerine dönmelerini bekledik. Hayallerimiz suya düştü. Ancak bu kez büyük ümitler taşımak yerine yalnızca izlemekle yetineceğiz” şeklinde konuştu.

Miho, üniversite eğitimi almak istiyordu. 4 Haziran 1984’te kütüphaneye giderken ortadan kayboldu. Motosikleti ertesi gün yakındaki bir tren istasyonunda bulundu. El çantası 360 kilometre uzaklıkta diğer iki kişinin kaçırıldığı bir noktaya yakın tenha bir plajda bulundu.

Trump ve Kim Jong-un zirvesinin gündemi bilinmiyor. Ancak ABD Başkanı, Kuzey Kore’nin nükleer silah programının sona ermesiyle ilgili müzakerelere başlama umudunu dile getirdi.

Ancak, Japonya Başbakanı Şinzo Abe, konuşmasında Trump’ı, siyasi programın temellerinden biri sayılan kaçırılanlar konusunu gündeme getirmeye çağırdı. ABD Başkanı, pek çok kez kaçırılanların ailesiyle bir araya geldi. Konuşmalarında da bu konuya değindi.

Misa Morimoto, ABD baskısının bir fark yaratabileceğini umuyor. Kuzey Kore’de üç ABD’linin alıkonulup Mayıs’ta serbest bırakılma olayını örnek gösteriyor. Morimoto, “Açıkçası Trump başkanlığa gelince, olacaklar konusunda endişelendim. Ancak o çok açık ve net bir kişi. Bu nedenle verdiği mesaj Kuzey Kore için kolay ve anlaşılabilir olabilir. Gerilim çok kötü bir etkiye sahip olabilir. Ancak pes edip umudumu kaybedersem, her şey bitecek. Ne olursa olsun umudumu kaybetmemem gerek” dedi.