Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Trump, NATO manevralarını sürdürüyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

ABD Başkanı Donald Trump, önceki başkanlara nazaran içeride ve dışarıda değişik bir siyaset anlayışı yürütüyor. Trump’ın en tuhaf hamlesi ise düşmanlarından önce NATO’daki müttefiklerine baskı kurması.

Avrupa ülkelerine karşı şiddetli bir “ticari savaş” yürüten Trump, bununla da yetinmeyerek 69 yıldır Batı Avrupa ile Kuzey Amerika ittifakının askeri birliği konumundaki NATO’yu da dağıtmakla tehdit ediyor.

Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Trump’ın NATO üzerinden müttefiklerine yönelik saldırgan tavrı nedeniyle ABD ile Avrupa arasında oluşması muhtemel bir çatlağa karşı uyarıda bulundu. İki taraf arasındaki kopukluğun, Çin’in uluslararası arenadaki etkisini artırmasına yarayabileceğini söyledi.

Bu gelişmeler, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in 11-12 Temmuz’da Belçika’nın başkenti Brüksel’de düzenlenen NATO Zirvesi’nde yaptığı uyarıları haklı çıkardı. Her ne kadar Trump, zirvenin başarılı geçtiğini söylese de, yaşananlar NATO’nun kaderinin tehlikede olduğuna işaret etti.

Trump ile NATO arasında “savunma bütçesi” krizi

Donald Trump ile NATO arasındaki olumsuzluklar, ABD Başkanı’nın Brüksel’deki zirveye gecikmesi ve Ukrayna ile Gürcistan’ın NATO’ya katılımına dair istişarelerin Trump’ın gelişinden önce yapılmasıyla başladı.

Zirvede yaptığı konuşmada Trump, kendisinden önceki başkanların Avrupa ülkelerinin NATO’daki savunma bütçesi katkılarını artırması için yeterli baskı kurmadığını, kendisinin ise bu duruma sessiz kalmayacağını söyleyerek, müttefiklerine eleştiriler yöneltti.

Avrupa ülkelerinin 2024 yılına kadar NATO savunma bütçesine sundukları katkıyı yüzde 2’ye çıkarması planlanmıştı. Ancak Trump, bunun 2019’a kadar gerçekleşmesini istiyor. Aksi takdirde NATO’dan ayrılmakla tehdit ediyor.

Bir ABD Başkanı’nın, NATO’nun temel taşı olan ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) onaylamadığı bir askeri müdahaleyi meşrulaştırmak için kullandığı böylesine bir oluşumdan ABD’yi geri çekmekle tehdit etmesi, inanılması güç bir durum.

Bu noktada, Avrupa ülkelerinin Rusya’nın Kırım’ı ilhak ettiği 2014 yılında NATO’ya sağladıkları bütçe katkısını yüzde 4 oranında artırdığına dikkat çekmek gerekiyor. Avrupa ülkelerinin 2024 itibarıyla NATO’ya sundukları katkıyı yüzde 2’ye yükseltmesi fikri de buradan çıkmıştı.

Uzmanlar, Trump’ın ülkesini NATO’dan çekme tehdidinin sebebi olarak gösterdiği bütçe payının ABD’ye yük getirdiği açıklamasının, doğru temellere dayanmadığını dile getiriyor. Uzmanlara göre, ABD’nin askeri bütçesinin yüzde 72’sini, NATO’ya sağlanan savunma yardımları oluşturuyor. Ancak bu bütçenin 4’te 3’ü, Avrupa dışındaki ülkelere gidiyor.

Sonuç olarak Trump, müttefiklerinin savunma yükünü sırtladığını iddia edemez. Gerçekte, ABD’nin savunma bütçesinin yarısından fazlası, Güneydoğu Asya’daki askeri varlığı ve Ortadoğu’daki askeri operasyonları için kullanılıyor.

Bununla birlikte, ABD son yıllarda Avrupa’daki harcamalarını artırmasına rağmen bu harcamaların büyük kısmı Doğu Asya’dan Doğu Afrika’ya kadar uzanan jeo-stratejik askeri hilaline gidiyor. Ayrıca, ABD uzun zamandır Avrupa’yı kuvvetlerini dünyanın çeşitli bölgelerine konuşlandırmak için bir üs olarak kullanıyor.

Ne olursa olsun, ABD’nin NATO’dan ayrılması büyük bir depreme sebep olacak; 28 Avrupa ülkesi, Rusya-Çin fırtınasının ortasında kalacaktır. NATO’nun kuruluş sebebi olan Varşova Paktı’nın 1991’de dağıldığı doğru. Ancak, dünyada Rusya ve Çin adında iki büyük devletin bulunduğu da en az o kadar doğru. Rusya, geçmişte olduğu gibi dünyanın ikinci kutbu olmaya çalışırken, uluslararası arenada baş siyasi aktör olmak için ekonomisini güçlendiriyor.

Bundan sonra neler yaşanır?

Şüphesiz NATO Genel Sekreteri ve büyük Batı Avrupa ülkeleri, bundan sonraki süreci düşünüyor. Trump, NATO’yu güçlendirecek bir çözüme ikna olacak mı? Yoksa NATO’dan ayrılma konusunda inat mı edecek? ABD Başkanı NATO’dan ayrılma tehdidinde ciddi mi? Yoksa bu tehditle Avrupa’ya karşı başlattığı ticari savaşta, Almanya Şansölyesi Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a baskı mı kurmak istiyor?

Beyaz Saray kulislerinin Trump’a, düne kadar Sovyetler Birliği denizinde yüzen Avrupa ülkelerini bir araya getiren NATO’dan ayrılma izni vermeyeceği, bu kararın sadece ABD Başkanı’nın alabileceği bir karar olmadığı, bunun için Kongre’nin onayının gerektiği ve bunun da pek mümkün görünmediği gerçeği, müttefiklerinin içini rahatlatıyor.