ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bugün Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de, herhangi bir tanık veya arabulucu olmaksızın, kapalı kapılar ardındaki ilk özel zirvelerinde fikir alışverişinde bulunacak.
Ancak iki lider, Suriye, Ukrayna, ABD başkanlık seçimlerine olası Rus müdahalesi gibi konularda birbiri ile taban tabana zıt düşüncede.
Washington, son yıllarda Rusya’ya bir dizi yaptırım uyguladı. Trump, 2017 yılında göreve geldikten sonra bunlardan bazılarını istemeye istemeye imzaladı.
Peki iki lider arasındaki ilgili konular neler?
Trump’ın göreve başlamasından bu yana, Rusya’nın 2016 yılındaki başkanlık seçimlerine müdahale etmesi ve kampanyanın Amerikan ve Rus milyarderler arasında suç ortaklığıyla gerçekleştirilmiş olabileceği şüpheleri ile ilgili iddialar, iki ülke arasındaki ilişkilere gölge düşürdü.
Rusya ise seçimlere müdahale iddialarını reddetti. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Trump’ın tüm açıklığı ile Putin’e, ‘seçimlere müdahalenin kabul edilemez olduğunu’ vurgulayacağını belirtti.
Washington, Batılı müttefikleri ile Moskova’yı, Ukrayna’nın doğusunda hükümet güçleriyle savaşan Rusya’ya bağlı ayrılık yanlılarına askeri destek sağlamakla suçluyor. Rusya ise bu iddiaları reddediyor.
Trump’tan Kırım ilhakı eleştirisi
ABD, durumun çatışmayı daha da şiddetlendirmesinden endişe ederek uzun süre boyunca Ukrayna’ya ölümcül silah yardımında bulunmaktan kaçındı. Ancak geçtiğimiz Mart ayında anti-tank füze satmak için anlaşma imzaladı. Bu durum, Rusya’yı öfkelendirdi.
Trump, eski ABD Başkanı Obama döneminde Washington’un, Ukrayna’ya bağlı Kırım topraklarının Rusya tarafından ilhakının tanınmasına ilişkin sert açıklamalarda bulunmuştu.
2017 ve 2018 yıllarının Nisan aylarında ABD ve müttefikleri, Suriye rejiminin lideri Beşşar Esed güçlerinin kimyasal silah kullanarak gerçekleştirdikleri saldırılara yanıt olarak Suriye’ye misillemede bulundu. Bu durum da Moskova’nın öfkelenmesine neden olmuştu.
Öte yandan geçtiğimiz Şubat ayında, ABD liderliğindeki uluslararası koalisyonun gerçekleştirdiği bombardıman neticesinde çok sayıda Rus sivilin hayatını kaybettiğini açıklanmıştı.
Ardından raporlar, hayatını kaybedenlerin Suriye rejimine bağlı paralı askerler olduğunu ortaya koymuştu.
ABD ve Rusya, birbirini ‘nükleer silahsızlanma’ konusunda uluslararası anlaşmaları ihlal etmekle suçluyor.
Geçtiğimiz Mart ayında Putin, ülkesinin süpersonik roketler ve dalgıç sualtı da dahil olmak üzere ‘yenilmez’ silahlar geliştirmesiyle övünmüştü.
Bubarada Pentagon, geçtiğimiz Şubat ayında ABD’nin nükleer cephaneliğini modernize etme ve daha az güçlü modern atomik silahlar geliştirme çağrısında bulunmuştu.
Rusya ise NATO’nun doğu savunmasını güçlendirme çabalarını Rusya’yı kuşatma amaçlı saldırgan bir adım olarak değerlendiriyor.
Ayrıca Rusya, NATO’nun 2010’da Avrupa’da başlattığı ve 2020’de tamamlanması beklenen bir füze kalkanı inşa etme ve Romanya ile Polonya’da konuşlandırmayı içeren planlar karşısında da endişesini dile getiriyor.
Öte yanda Trump, NATO üyelerinden savunma harcamalarını artırmayı talep ederek sözlü saldırıda bulundu.
Trump, uzun süren müzakerelerin ardından İran ile 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilmeye karar vermişti. Tahran’a uygulanan yaptırımları yeniden gündeme getirerek Rusya ve Batı’da şok etkisi yaratmıştı.
Suriye ve İran ile güçlü ilişkilere sahip olan Rusya ise Avrupa ülkelerini bir anlaşma kapsamında ortak çıkarları savunmaya çağırmıştı.
Öte yandan Rusya, Trump ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un arasında 12 Haziran’da Singapur’da düzenlenen zirveyi memnuniyetle karşıladı. Zirvede Pyongyang’ın nükleer faaliyetlerinde önemli bir ilerleme olmadan ortak bir beyanname imzalanmıştı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, zirvenin ardından RIA Novosti’ye yaptığı açıklamada, “Trump’ın gerilimi azaltma sürecini başlatmasını umuyoruz” şeklinde konuşmuştu.
ABD, İngiltere’deki eski Rus ajanı Sergey Skripal’in zehirlenmesinin ardından birçok ülkenin, Rus diplomatları ülkesine geri gönderme akımına katılmıştı.
Moskova, ABD’nin Rusya ve diğer ülkelerden ithal edilen çelik ve alüminyum ithalatına ek vergi getirmesine yanıt olarak içinde bulunduğumuz Temmuz ayının başında ABD’den ithal edilen ürünlere vergi uygulamaya başlamıştı