Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Trump-Ruhani gerginliği nereye gidiyor? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve ABD Başkanı Donald Trump, twitter aracılığıyla karşılıklı olarak birbirini tehdit ediyor.

Ruhani, yaptığı bir paylaşımda, “Sayın Trump, Aslan’ın kuyruğuyla oynama. Bunu yaparsan pişman olursun” dedi.

Trump ise bu mesaja, “Bir daha asla ABD’yi tehdit etme. Aksi halde, tarihte daha önce görülmemiş bir sonuçla karşılaşırsın” şeklinde karşılık verdi.

Trump ve Ruhani arasındaki bu atışma, ilk değil değil. 2015 yılında, İran ile P5+1 ülkeleri arasında imzalanan nükleer anlaşma ve ambargoların aşamalı olarak kaldırılması bile Tahran ile uluslararası toplumun arasını tamamen düzeltememişti. İran, Ortadoğu’daki genişleme siyasetinden vazgeçmemişti.

ABD, geçtiğimiz Mayıs ayında nükleer anlaşmadan çekilerek, anlaşma sonrası İran’da büyük yatırımlar yapan Avrupalı müttefiklerini kızdırmıştı.

Gözlemciler, Trump’ın ABD ile Kuzey Kore arasında yaşanan yakınlaşma sonrası hedefine İran’ı oturttuğunu ifade ediyor. Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ise California’daki İran diasporasına yaptığı konuşmada, İranlı liderlere yönelik yaptırımlar uygulamaktan çekinmediklerini dile getirdi.

İki taraf arasındaki sözlü sataşmalar, Ruhani’nin stratejik Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidiyle birlikte tehlikeli bir yönelime girdi. İran Cumhurbaşkanı, Trump’a hitaben yaptığı bir konuşmada, “Hürmüz Boğazı’nın güvenliğini her zaman garanti altına aldık. Ateşle oynama çünkü sonunda sen pişman olursun. İranla barış bütün barışların anasıdır. İranla savaşta bütün savaşların anasıdır” dedi.

Sözlü sataşmaların bir sonraki perdesi Hürmüz Boğazı’nda bir çatışma mı olacak? Yoksa sözlü çatışmalar zirveye ulaşıp Trump’ı memnun edecek bir siyasi çözümle mi sonuçlanacak?

Temel sorun nükleer anlaşma

İran ile ABD arasındaki temel sorunun ise nükleer anlaşma olduğu açık. Trump, anlaşmadan çekilirken yaptığı konuşmada, “İranlı liderler doğal olarak yeni müzakerelere girmeyi reddedecek. Onların yerinde olsam ben de reddederdim. Ancak, İran ve İran halkının faydalanacağı yeni ve sürekli bir anlaşma isteyecekleri bir gerçek. Eğer bunu isterlerse ben buna hazırım” demişti.

Buradaki asıl soru İranlı liderlerin yeni bir anlaşmayı isteyip istemeyecekleri. Gelişmeler, bu sorunun ışığında okunmalı. Ayrıca, Washington tarafının Dışişleri Bakanı Pompeo’nundiliyle, İran’ın petrol ihracatını Kasım ayı itibarıyla sıfıra yakın bir seviyeye düşürmek için İran’dan petrol satın alan ülkelerle yardımlaşmak istediğini de unutmamalıyız.

Washington’un bu kavgada Tahran’daki rejimin değişmesinden daha azına ikna olmayacağı açık. Zira, İran’da geçtiğimiz yıl sonunda meydana gelen gösterilere de bu çerçevede bakıyor.

“Bu psikolojik ve ticari bir savaş”

İranlı bir generalin dediği gibi, iki taraf arasındaki sözlü çatışma, bir “psikolojik savaş” olsa da, güçlü olanın kazanacağı bir ticari savaş olduğu da gözden kaçmamalı.

Bazıları İran’ın bu savaşı sonuna kadar sürdürmek isteyeceğinden endişe duysa da, Hürmüz Boğazı’nın sadece İran’a ait bir boğaz olmadığı ve uluslararası bir bölge olduğu gibi bu bölgede yaşanacak herhangi bir belirsizliğin vahim sonuçlara yol açacağı kesin. Özellikle de, Ortadoğu’da yürüttüğü vekalet savaşları nedeniyle ekonomisi zarar gören İran’ın yeni bir savaşa girişmesinin ekonomisini daha kötü bir duruma geleceği göz önüne alındığında bu durumun İran’ın aleyhine olacağı söylenebilir.

Bu sebeple, Washington’un öne süreceği şartlar çerçevesinde Tahran’ı masaya oturtacak bir siyasi çözümden kaçış yolu görünmüyor.

https://turkish.aawsat.com/2018/07/article55419221/pompeodan-iran-liderlerine-mafya-benzetmesi

https://turkish.aawsat.com/2018/07/article55419152/trumptan-iran-cumhurbaskani-ruhaniye-yanit

https://turkish.aawsat.com/2018/07/article55419041/ruhaniden-abdye-tehdit-atesle-oynamayin-pisman-olursunuz