İsviçre’nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda (WEF) konuşma yapan ABD Başkanı Donald Trump, adil ve karşılıklı serbest ticareti desteklediğin belirtti. Trump ayrıca yatırımcılara ABD ekonomisine yatırımda bulunma çağrısı yaparken, yönetiminin başarılarına da değindi.
Dünya Ekonomik Forumu kurucusu Klaus Schwab ve iş adamları tarafından sıcak bir şekilde karşılanan Trump, konuşmasında “ABD’nin kapıları iş dünyasına açık. Ekonomimize yatırım yapın” ifadeleriyle açık bir mesaj verdi. Davos’ta yoğun geçen 4 günün sonundaki konuşmalarda ekonomik başarılara dikkat çekildi. Konuşmaların ana konusunu “iş adamında olması gereken özellikler” konusu oldu. Bu bağlamda Trump, “Ekonomik durgunluktan yıllar sonra başkan olarak seçilmemden bu yana borsa rekor seviyelere ulaştı. ABD ekonomisi 7 trilyon dolar arttı” dedi. Tüketicinin güven oranının yatırımcıların ve endüstrilerin yıllardan sonra en yüksek seviyede olduğuna dikkat çeken Trump, “Seçilmemden bu yana 4.2 milyon istihdam sağladım. İşsizlik neredeyse yarım asırdan sonra en düşük seviyeye geriledi. Dünya, güçlü bir ABD’nin dönüşüne tanık oluyor” ifadelerini kullandı.
Ülkesine yabancı yatırım çekmeye çalışan ABD Başkanı, “Basit bir mesaj vermek için buradayım. ABD yatırım yapmak, işe almak, inşa etmek ve büyümek amacıyla hiç olmadığı kadar uygun bir dönemde. ABD’nin kapıları iş için açık ve yeniden rekabetteyiz” şeklinde konuştu. Trump, konuşması sırasında ABD Kongresi tarafından onaylanan son vergi reformlarına birkaç kez değinirken, başkanlığa seçilmesinden bu yana kurumlar vergisini yüzde 35’ten yüzde 21’e düşürdüklerini ve bunun sonucunda milyonlarca çalışanın da 3 bin dolar tutarında ikramiye aldığını vurguladı. ABD Başkanı Trump ayrıca, Apple şirketinin ABD ekonomisine yaptığı toplam yatırımın önümüzdeki beş yıl içerisinde 350 milyar dolara ulaşacağını kaydetti.
Trump, müttefiklerine güvendiğini ve egemen ülkelere işbirliği olanağı veren özgür ve adil bir ticaret sistemine bağlı olduklarını da belirtti. Bu bağlamda “ABD’nin başkanı olarak ABD’yi her zaman birinci sıraya koyarım. Tıpkı diğer liderlerin de kendi ülkelerini koydukları gibi. Ancak ilk önce ABD demek yalnız ABD’ demek değildir” diyerek bazı ülkelerin bu sistemi farklı hesaplar için sömürmesi durumunda serbest ticaretin sürdürülemeyeceğini belirtti. Trump sözlerini şöyle sürdürdü:
“Serbest ticareti destekliyoruz. Ancak bu ticaret, adil ve karşılıklı olmalıdır. Adaletsiz bir ticaret hepimize zarar veriyor. ABD, fikri mülkiyet hırsızlığı, devlet güdümlü ekonomik planlama ve endüstriyel destekleri de içeren adaletsiz ekonomi politikalarına göz yummayacak.”
İnsanlara yatırım yapma gerekliliğini hatırlatan ABD Başkanı Donald Trump’ın konuşması ekonomik reformlarla sınırlı değildi. Öyle ki Başkan, ABD ordusuna da yatırım yapmanın önemini vurgularken “Dostlarımız ve müttefiklerimiz, ordumuzun savunma mekanizmalarına yatırım yapmalı ve mali yükümlülüklerini yerine getirmelidir” dedi. Trump ayrıca, yönetiminin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) Kuzey Kore’ye yönelik üst düzey baskı politikalarına, İran’ın teröristlere verdiği destekle mücadeleye ve nükleer silahlanma yollarını engellemeye dair de tarihi çabalar sarf ettiğini belirtti. Trump ayrıca, ABD önderliğindeki koalisyon güçlerinin, Suriye ve Irak’taki DEAŞ tarafından kontrol edilen alanların neredeyse tamamını geri aldığını vurguladı.
Trump’ın konuşması bu yıl gerçekleşen Davos’taki forumda medyaya yönelik yorumları nedeniyle olağanüstü bir yuhalanmaya tanık oldu. Yaklaşık 1500 kişiyi barındıran salonda üst düzey güvenlik önlemleri alındı. Trump’ın konuşması sırasında kararlı olduğu görünse de her zamanki gibi rahat değildi. Ancak yine de medyayı “kötü ve yalancı” olarak eleştirme fırsatını kaçırmadı.
ABD Başkanı, Davos’taki konuşması boyunca birçok medya organına yüklendi. Trump, medyanın yayınladığı haberleri eleştirirken bu esnada “2016 ABD Başkanlık seçimlerine Rus müdahalesi” dosyasından sorumlu özel savcı Robert Mueller’i görevden alma iddiasıyla karşılaştı.
Trump, CNBC ile yaptığı bir diğer röportajda da “güçlü bir dolar” görmek istediğine ve ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin’in açıklamalarının bağlamı dışına çıktığına dikkati çekti. Trump’ın bu açıklamaları bu hafta döviz kurunu euro karşısında üç yıl içindeki en düşük seviyesine gerilemesinin ardından finansal piyasanın iyileşmesine katkıda bulundu.
İngiltere’nin ITV kanalında gazeteci olarak görev yapan Piers Morgan’a söyleşi veren ABD Başkanı, kasım 2017’de videolarını paylaştığı aşırı sağcı İngiliz grubu tanımadığını itiraf edip “İstenirse özür dilerim” açıklamasında bulundu.
İngiliz kanalı Good Morning Britain programında konuşan Trump, aşırı sağcı İngiliz grubu tanımadığını söyleyerek, videoyu paylaşmasının gruba destek anlamına gelmediğini kaydetti. Kasım 2017’de aşırı sağcı grubun İslam karşıtı videolarını paylaşması İngiltere’de öfkeye yol açarken, İngiltere Başbakanı Theresa May ile de kamuya açık bir tartışma başlatmıştı. Bu bağlamda program sunucusu Piers Morgan’ın “Özür diler misiniz” sorusuna “Bana korkunç ırkçı insanlar olduklarını söylüyorsanız, istenmesi halinde kesinlikle özür dilerim” şeklinde yanıt verdi.
Trump’ın uluslararası diplomasisi
Donald Trump, İngiltere Başbakanı Theresa May ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’dan sonra Ruanda lideriyle de bir araya geldi. Trump, Afrika Birliği’nin dönem başkanlığını yürüten Paul Kagame’ye hitaben “Sizinle görüşmek gerçekten büyük bir onur” ifadesini kullandı. Trump, Afrika ülkelerine yönelik aşağılayıcı tanımlar kullanmadığını söylerken Afrika Birliği’nin başkanlığına seçilmesi vesilesiyle Kagame’yi tebrik etti.
Trump temasları çerçevesinde Siemens’in İcra Kurulu Başkanı Joe Kaeser, HSBC Başkanı Mark Tucker ve birçok Avrupalı iş adamıyla da görüşmelerde bulundu. Forumun açılışında konuşma yapan iş adamları, ABD işgücü hacmine, ABD’ye akan milyarlara ve vergi indirimlerine dair övgülerde bulundu. Trump da söz konusu iş adamlarının iş dünyasındaki yaratıcılıklarından övgüyle söz etti.